Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türk futbolu için çok hayati bir dönem elbirliği ile heba edildi. 3 Temmuz sürecinde sistemin çarpıklıkları tartışılmadı, bataklık nasıl kurutulur konuşulmadı. Kavramlar unutuldu, olgular üzerinden hiçbir işe yaramayan tartışmalar yapıldı. 3 Temmuz’un ortaya çıkardığı gerçekler bir büyük derbinin maç topu olarak bir o kaleye, bir bu kaleye tekmelendi.

        3 Temmuz bir sonuçtur aslında. Herkesin suçlu olduğu bir sistemin deşifre edilmesidir bana göre. Türk futbolunun mottoları olan adaletsizlik ve denetimsizlik futbol pastasının son 20 yılda büyümesi ile artık üstü örtülemeyecek bir boyuta ulaştı. Bu çarpık büyüme süreci yaşanırken başta taraftarlar ve kongre üyelerinin yani kulüplerin gerçek sahiplerinin hiç sesi çıkmadı. Ne zaman 3 Temmuz süreci deşifre oldu o zaman sahte bir hesaplaşma başladı “biz temiziz, siz kirlisiniz”cilere karşı, “bizde en az herkes kadar temizizciler “arasında. Herkesin kirli olduğu bir sistemde birinciliği yakalanan Fenerbahçe’ye verdiler. Suç örgütünün bizati kendisi olan mevcut futbol sisteminin suça yardım ve yataklık ettiğinin ne zaman farkına varacağız?

        Fenerbahçeli refleksi

        Psikoloji tarihine geçebilecek bir sahiplenme hikayesidir 3 Temmuz sonrası Fenerbahçeli’lerin savunma refleksi. Görüntüde Aziz Yıldırım’ın arkasında duruyorlar gibi algılansa da büyük çoğunluk aslında Fenerbahçe’yi korumaya çalışıyordu. Herkesin kirli olduğu bir sistemde faturanın kendilerine çıkarılmasını kabullenemiyorlar ve dışarıya karşı kalın duvarlar örüyorlardı. Bu kalın duvarlar Aziz Yıldırım için değil Fenerbahçe için örülmüştü ancak öylesine tepkiliydiler ki Aziz Yıldırım’ın hatalarını görselerde, bilselerde bu bela atlatılana kadar Aziz Yıldırımcılık bile yaptılar ister istemez. Ezeli rakipler, medya ve Aziz Yıldırım bunu iyi okuyamadı kimse Fenerbahçeli’lerin yerine empati kuramadı. Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın suçlu olduğunu tapeleri okuduğumdan beri söylüyor yazıyorum. Fenerbahçeli, Aziz Yıldırım Metris’ten çıktıktan sonra Yargıtay sürecini beklemeye başladı yine kulübünü koruma refleksi ile ancak Aziz Yıldırım’ın son dört aydaki eylemleri ve söylemleri Fenerbahçeli’nin bardağını taşırdı. Aziz Yıldırım’ın anlamadığı veya anlayıp kendine yonttuğu şey, son 16 aydır F.Bahçeli’lerin büyük çoğunluğunun verdiği desteğin ona değil kulüplerine olduğuydu. F.Bahçeli kişi ile kurumu çoktan ayırmıştı ancak savunma refleksi ile bunu dile getirmiyordu.

        3A’nın hesaplaşması

        Aziz Yıldırım, Aykut Kocaman ve Alex üçlüsünün son dönemde yaşattığı anlamsız, gereksiz, yakışıksız ve geç kalmış hesaplaşma sürecinde Fenerbahçe ile beraber en büyük zararı gören Aykut Kocaman’dır. 3 Temmuz sürecinde inanılmaz bir dirayet gösterdi, camiasını sırtladı, kamuoyundaki saygın yüzü oldu Alex ile birlikte ancak Bursa’da Emre ile yaşanan olaylardan sonra ipleri elinden Aziz

        Yıldırım’a kaptırdı. Alex’i sezon başında gönderse sorun bu boyutlara ulaşmayacaktı.

        En son Kasımpaşa maçında soyunma odasının kapısında Aziz Yıldırım ve futbolcularla verdiği fotoğraf her şeyi özetliyordu aslında. Tüm yaşananlara tepkisini koymadı, koyamadı Aykut Kocaman, tercüman Samet kadar cesaret gösteremedi maalesef. Eleştirdiği yönetici veya medyaya dayalı sisteme boyun eğdi. Bu tuhaf ve çirkin hesaplaşma hikayesinin baş sorumlusu ise ‘Tek Adam’ Aziz Yıldırım’dır. Türk kulüpçülük tarihinin en başarılı başkanı sayılabilecek bir kişinin kibirine yenilmesinin hikayesidir 3 Temmuz süreci ve Alex’in gönderilmesi.

        Aziz Yıldırım’ın Metris’ten çıktıktan sonra her konuşmasında o kadar çok tutarsızlık var ki, ben sadece bir tek örnek vereceğim. Havaalanında yaptığı tuhaf basın toplantısında şöyle diyor: “Hiçbir futbolcu, Fenerbahçe başkanının üstüne çıkamaz, çıkarsa ya futbolcu gider ya başkan.” Bunu iki hafta önce heykeli dikilen Alex için söylerken unuttuğu bir şey var Yıldırım’ın. Alex başkanlığa aday olmadı, kendisine hakaret etmedi. Efsane futbolcular hep daha çok sevilirler, hep daha popülerdirler kulüp

        başkanlarından ya da Yıldırım’ın söylemi ile daha büyüktürler kulüp başkanlarından. Fenerbahçe’de çizgiyi aşan bana göre yaptığı hatalara rağmen Alex değil maalesef Aziz Yıldırım’dır.

        Diğer Yazılar