Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fenerbahçe kongresi, iki hafta önce bu köşeden yazdığım gibi bitti. Aziz Yıldırım'ın ceketi bile kazanırdı. 3 Temmuz hesaplaşma(ma)sı üzerine kurgulanan karşılıklı seçim stratejileri sonucu, Aziz Yıldırım 9.380 kişilik rekor katılımda 6.281 rekor oyla başkan seçildi.

        3 Temmuz süreci boyunca, sürekli olarak değişken düşman metaforlar üretip, kendi hatalarıyla, ayıplarıyla yüzleşmekten kaçınanların kahramanlığa soyunduğu, Fenerbahçe'nin ahlaki mirasının iktidar ve muhalefet tarafından unutulduğu kongrenin sonunda, UEFA tarafından suçlu bulunmuş kulübün, davası süren başkanına ve doğal olarak cezaya sebep suçlara, kongre üyeleri hatta muhalif kanat dahi sahip çıktı. Böylece 3 Temmuz süreci Fenerbahçe'nin kendi içinde nihayetlendirildi.

        Fenerbahçe'yi ele geçirmeye çalışan UEFA Başkanı Platini komutasındaki şer güçlerine karşı "Mustafa Kemal'in askerleri" şark cephesinde ilk zaferlerini kazandı. Şimdi sıra garp cephesinde, Gazi Paşa'nın sarı-lacivertli neferleri yakında Nyon kuşatmasına başlayacak ve düşmanı Leman gölüne dökecektir. Böylece dâhili ve harici tüm bedhahların Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe üzerinden oynadığı oyunlar ortaya çıkacak ve Fenerbahçe Cumhuriyet'i ilelebet payidar kalacaktır.

        Şu satırları dünyanın neresinde yazsam, bu herif kafayı yemiş, saçmalıyor derler. Bizim sürreal futbol dünyamızda ise hangi kulüpten olursa olsun konu futbol olunca IQ'su 20'lere düşen ortalama kongre üyesi veya taraftarın söylem ve eylemlerine bakarsanız yukarıdaki satırlara şaşırmazsınız.

        Bilseydi Gazi Paşa, elbette "Ben kulüp yöneticisi ve üyesinin zeki, çevik ve ahlaklısını severim" derdi, nereden bilecekti? Şimdi onun askeri olduğu iddiasında olanlar, ahlaksızlıkların üzerini örtmek için onun adını kullanıyorlar aynen Fenerbahçe veya diğer kulüplerin adını, tarihini, ahlaki mirasını kullandıkları gibi.

        Bize yakışan

        Aziz Yıldırım'dır en çok yakışan Fenerbahçe'ye, Ünal Aysal'dır Galatasaray'a ve Fikret Orman'dır Beşiktaş'a. Tüm camialar hak ettikleri şekilde yönetilir ve yönetiliyorlar da. Valla yakışıyorlar, billah yakışıyorlar. Ve başta kongre üyeleri ile taraftarlar, her geçen gün onlara benziyorlar, üzüm üzüme baka baka kararır misali. Benim de içim karardı bunları yazmaktan, alan memnun veren memnun bana ne. Herkes memnunsa bana ya susmak düşer ya başka şey yemek ama tutamıyorum kendimi, hıyarlık bende herhalde, ne herhalde kesin bende çünkü bu kadar insan yanılıyor olamaz, yanılıyorsa nasıl bir akıl tutulmasıdır bu anlatmak mümkün değil, neye uğraşıyorum?

        Diğer Yazılar