Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Önceki gün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile program yapmak üzere Ankara’daydım.

Yayın öncesi CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ettim. Kısa bir görüşmeydi, son dakika aramıştım, kendisinin deyimiyle basın danışmanı Ömer Topsakal “Korsan bir randevu” ayarlamıştı.

Konuştuklarımızın “off the record” kalacağına söz verdiğim için anlattıklarını yazmayacağım.

Fakat bir gözlemimi paylaşmak isterim. Biz buluşmadan birkaç saat önce İYİ Parti lideri Meral Akşener Fox TV yayınına katılmış, oldukça sert açıklamalar yapmıştı.

Sayın Kılıçdaroğlu’nu aradım. Telefonu kapalıydı. İzin almak için aramadım yanlış anlaşılmasın. Kimseden izin alma mecburiyetim yok, söyleyeni de fena çarparım. Kendi seçtirdiğimiz belediye başkanlarını aramak için kimden izin alacağım? Bu belediye başkanları iki partinin ittifakıyla seçilmiş başkanlar. İyi yaptığı işlerden de kötü yaptığı işlerden de biz mesulüz” demişti.

Masada süregelen bu karşılıklı gerilime rağmen Kemal Bey son derece rahat görünüyordu. Hatta neşesi oldukça yerindeydi.

Yanından ayrılırken asansöre benimle birlikte CHP’nin meşhur kedisi Şero da bindi. Asıl kulisleri ondan dinledim. “Kemal Bey adaylıkta kararlı, kazanacağından da şüphe duymuyor. Sadece anketleri değil, saha araştırmalarını ve bilimsel çalışmaları da takip ediyor” dedi.

Ben de “İki liderin birbirine medya üzerinden cevap vermesi muhalefeti yıpratıyor. Meral Hanım ile Kemal Bey’i bir araya getirsen de baş başa konuşsalar. Gelinen noktada bunu ancak bir kedi başarabilir çünkü diğer herkesin kendince hesapları var” dedim.

Miyavlayarak kuyruğunu salladı, “Belki yakında o da olur” diyerek yanımdan uzaklaştı.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar