Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın “Kendi Cumhurbaşkanı adayımızı çıkaracağız” çıkışının ardından tabiri caizse çarşı karıştı.

Buldan’ın sözleri masaya adeta bir “Köprüden önce son çıkış” uyarısı niteliğinde.

6’lı Masa ise bu uyarı karşısında en azından şimdilik kulağının üstüne yatıyor.

Sessizliğin sebebi belli.

Ortada son derece net bir anlaşmazlık var.

HDP son bir yıldır tutarlı bir biçimde 6’lı Masaya “Ortak adayınıza destek verebiliriz ama bizimle kamuya açık biçimde bunu müzakere etmelisiniz. Yerel seçimde olduğu gibi hem bizimle fotoğraf vermeyip hem de seçmenimizin oyuna talip olmanızı kabul etmeyeceğiz” diyor. Kendi açılarından haklılar.

İYİ Parti ise yine son derece tutarlı bir biçimde HDP’nin sürece dahil edilmesine esastan karşı çıkıyor. Meral Akşener masaya “İsterseniz biz kalkalım HDP otursun” diye rest çekti. Onlar da politik çizgileri nedeniyle kendi açılarından haklılar.

CHP ise tam manasıyla arada kalmış durumda. Kemal Kılıçdaroğlu HDP’nin sürece dahil edilmesine sıcak bakıyor fakat Akşener’in net tutumu yüzünden kıpırdayamıyor. O da tutarlı bir biçimde “Ben aday olursam bu sorun çözülür” diyor.

Burada devreye ikinci dilemma giriyor.

Anketlere bakan İYİ Parti “Erdoğan karşısında Kılıçdaroğlu’nun kazanması ihtimali çok riskli” diyerek kesinlikle yeşil ışık yakmıyor.

Tabandan gelen baskı nedeniyle Meral Hanım bu tutumunu tarihi bir sorumluluk olarak görüyor. Kaybedecek bir adaya destek verme vebaline girmek istemiyor.

Üçüncü dilemma ise Türkiye’deki seçmen sosyolojisinden kaynaklanıyor.

Sol, HDP ve CHP toplamı yüzde 35-40 aralığında oy demek. Önemli ama yüzde 50+1 etmiyor.

Buna karşılık yüzde 60’a yakın seçmen merkez sağ veya sağ-muhafazakar partilere oy veriyor.

Kılıçdaroğlu kendi tabanıyla birlikte soldan ve HDP’lilerden destek alsa da yüzde 60’lık sağ bloğun çok sıcak baktığı bir isim değil.

Masaya AK Parti’den oy koparma ihtimali nedeniyle davet edilen Gelecek ve DEVA Partisi en azından anketlere yansıyana göre ciddi bir başarı yakalayamadı.

Erdoğan’ın Cumhur İttifakı desteğini çıktığınızda geride kalan İYİ Parti seçmeni ve kararsızlar seçimin kaderini belirleyecek gibi görünüyor.

Yani benim uzun zamandır dillendirdiğim bir gerçeği tekrar edeyim.

Ortada yüzde 50 muhalefet yüzde 50 iktidar şeklinde bir seçmen ayrışması yok.

HDP’nin destek vermeyeceği bir adayın kazanma şansı yok.

Fakat HDP’nin destek vereceği her adayın kazanma garantisi de yok.

Çünkü HDP’nin oy oranına yakın oranda sağ kararsız seçmen var.

HDP’nin masada yer alması olasılığı da soldan bir aday olasılığı da onları Erdoğan seçeneğine yaklaştırıyor.

Peki ne olacak? Bu işin içinden nasıl çıkılacak?

CHP inatla reddetse de iki belediye başkanı tekrar masanın gündemine gelebilir.

Zira Ekrem İmamoğlu hem yüzde 40’lık sol, CHP, HDP bloğunu hem de İYİ Parti tabanını konsolide edebiliyor. Kararsızların bir kısmını çekme potansiyeli de var. Ne var ki iktidarın yargı sopası onun adaylığını iyiden iyiye riskli hale getirdi.

Mansur Yavaş ise HDP hiç oy vermese bile 6’lı Masadaki tüm partilerden oy alabildiği gibi kararsızları konsolide ediyor. Dahası Cumhur İttifakı seçmeninden de oy taşıma olasılığı çok yüksek. Anketlerde birinci çıkmasının sebebi de bu zaten.

Kaldı ki HDP yönetimi “Karşıyız” dese bile HDP tabanının da bir bölümünün Yavaş’a oy verme olasılığı var.

Dün Mansur Yavaş’ın yakın çevresinden bu bağlamda bir bilgilendirme notu aldım.

Şöyle yazıyordu:

“Başkanımızın Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki tutumu en başından beri belli ve net biliyorsunuz. Defalarca bu konuda açıklama yapıldı.

Bu duruşa rağmen, belirli kesimler nezdinde Sayın Başkanımızı kötü gösterme girişimleri adeta infaz boyutuna geldi. 'HDP seçmeni Mansur Yavaş’a oy vermez' başlıklı yapılan siyasi açıklamalar ve bazı TV yorumları adeta belli çevrelerce linç kampanyasına dönüşür hale geldi.

Bu yüzden, aşağıda 2 farklı araştırma şirketinin 'HDP seçmeninin son bir yıllık tercihleriyle ilgili' sonuçlarını size bilgi mahiyetinde iletiyorum.

Son 1 yılın ortalaması, Erdoğan-Yavaş senaryosunda HDP seçmeni %60-%70 düzeyinde Mansur Yavaş'a destek veriyor” diyordu.

Ekte Panorama TR ve Metropol’ün “Yavaş ve Erdoğan karşı karşıya kalırsa kime oy verirsiniz?” sorusuna HDP seçmeninin verdiği yanıtlar yer alıyordu. Muhtemelen ikinci tur senaryosudur. Bu bilgi yer almıyordu.

Son olarak şunu da söyleyeyim. Sol ve HDP bloğunun ülkücü kökenden gelen Yavaş’ı aday olarak istememesi anlaşılır bir durum.

Ortada birbirine ideolojik olarak bu kadar mesafeli seçmen grupları ve yüzde 50+1 şartı varken işin içinden çıkmak kolay değil…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar