Dağılan masanın sorumlusu Akşener değil fakat faturayı birlikte ödeyecekler
Meral Akşener’in dünkü çıkışı siyasette adeta 9 şiddetinde bir deprem yarattı.
Fakat sorun şu ki masada oturan 5 lider de bu deprem riskinin olabileceğini gördüğü halde hiçbir tedbir almadılar.
Masanın ikinci büyük partisinin bir yıl boyunca açıkça ortaya koyduğu adayın halka sorulması talebini duymazdan geldiler.
Soruna yapıcı şekilde çözüm üretmek yerine son ana kadar ertelediler.
Daha önce “Aday tam mutabakatla belirlenecek. 6 liderden tek bir isim dahi itiraz etse o kişi aday olmaz, başka isimler konuşulur” denmesine rağmen masada Akşener’e “Ya kabul et ya terk et” dayatması yapıldı.
Yani Akşener masayı dağıtmadı, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere 5 lider Akşener’e “İYİ Parti’nin de muhalefet seçmeninin de ne düşündüğünün önemi yok” manasına gelecek bir tavır içine girdi.
Yılmaz Özdil’in “Meral Akşener masadan kalkmadı masadan dışarı itildi” yorumuna sonuna kadar katılıyorum. Akşener istişareye kapalı bir ablukayı büyük bir siyasi risk alma pahasına ters yüz etti.
CHP tarafı Akşener’in böyle bir risk alamayacağını, sonunda Kılıçdaroğlu’na razı olacağını varsayıyordu.
Oysa MHP’den ayrılarak parti kurma kararlılığı gösteren bir liderin cesaretini hesaplamaları lazımdı.
Ayrıca sadece Akşener değil İYİ Parti kadrolarının neredeyse tamamının Kılıçdaroğlu adına itiraz ettiği gerçeğini göremediler.
Dün İYİ Parti’nin önde gelen kurmaylarıyla konuştum.
Ortak kanaatleri İYİ Parti’ye karşı büyük ayıp edildiği yönünde.
Peki nedir o ayıp?
5 lider Kılıçdaroğlu’nun adını zikrettikten sonra Meral Akşener anketlere işaret ederek iki belediye başkanının kazanma olasılığının daha yüksek olacağını söylemiş.
CHP Lideri ise “Hayır onlar görevinin başında kalacaklar” diye yanıt vermiş.
Meral Hanım hızla bir kamuoyu araştırması yapılmasını, eğer o araştırmada Kemal Bey’in adı çıkarsa itiraz etmeyeceklerini söylemiş.
Fakat Kemal Bey “Buna gerek yok. Belediye başkanlarımız görevinin başındalar. Ben adayım ve herkes bunu kabul ediyor. O halde biz 5 lider imzalayalım” demiş.
Akşener bu blöf karşısında “Ben masadan kalkayım mı yani?” deyince Kılıçdaroğlu “Siz bilirsiniz” tavrı içine girmiş.
Davutoğlu ve Babacan araya girerek durumu toparlamaya çalışmış.
Sonrasında Akşener ben bu durumu yetkili kurullarıma götüreyim diyerek toplantıdan ayrılmış.
İşte bu “5 lider imzalarız” tavrını İYİ Partililer kendilerine karşı yapılmış büyük bir nezaketsizlik olarak görüyorlar.
“Bize resmen ‘Sizin ne istediğinizin önemi yok’ demiş oldular” diyorlar.
YÖNTEM BELİRLEMEMEK VE SONA BIRAKMAK EN BÜYÜK HATAYDI
Aylarca ekranlarda adayın hangi yöntemle belirleneceğini sorup durduk.
İYİ Parti’nin “Sokağın sesine kulak verelim” çağrıları sürekli reddedildi.
Tabandan gelen Yavaş ve İmamoğlu çağrıları duymazdan gelindi.
Belediyeler kaybedilmesin korkusu vardıysa bambaşka bir isim önerilemez miydi? 1 yıl boyunca 6 liderin uzlaşacağı makul bir aday çıkarmaları bu kadar zor muydu?
Zordu çünkü Kılıçdaroğlu yakın çevresinin etkisiyle aday olmayı kafasına koymuştu.
“Aday yıpranmasın en son konuşalım” diyerek kendisi dışında bir ismin ortaya çıkma ihtimalini ortadan kaldırdı.
Anketlere gözlerini kapattı.
Baraj problemi olan 4 küçük partiye birer başkan yardımcılığı, birer bakanlık ve değişen sayılarda milletvekilliği teklif ederek adeta altın tepside siyasi gelecek garantisi sundu.
O 4 sağ parti de kendi tabanlarının Kılıçdaroğlu’na mesafesini göz ardı ederek Meclis’te var olabilmeyi öncelediler.
AKŞENER KILIÇDAROĞLU'NA MAZERET VERDİ
Akşener masayı dağıtmamak adına son anda Kılıçdaroğlu’na “Tamam” deseydi ve Kılıçdaroğlu seçimi kaybetseydi, halka dönüp “Beni dinlemediler” diyebilirdi.
O durumda ayakta kalacak tek lider kendisi olurdu.
Yeni durumda ise Kılıçdaroğlu’na gayet meşru bir mazeret verdi.
Cumhur İttifakı seçimi kazanırsa hem Kılıçdaroğlu hem de diğer 4 lider yenilginin sorumlusu olarak Akşener’i gösterecekler.
Oysa Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan karşısında seçimi kazanmasının garantisi en başından beri yoktu.
2024’E KADAR ORTAK BELEDİYELER NASIL YÖNETİLECEK?
Yaşanan kriz sadece 3 ay sonra yapılacak seçimleri değil 2024’te yapılacak yerel seçimleri de etkileyecek.
CHP ve İYİ Parti birlikte kazandıkları belediyelerde ittifak mantığıyla çalışıyordu. Şimdi bu büyük yarılmadan sonra bu alanları nasıl yönetecekler?
Yavaş ve İmamoğlu adaylık fırtınasından sağ çıksa bile önümüzdeki 1 buçuk yıl iki parti arasındaki gerilimi nasıl idare edecekler?
BEDELİNİ TÜM MUHALEFET ÖDEYECEK
Bu saatten sonra tekrar bir araya gelmeleri çok zor.
Meral Hanım dün çıkıp daha itidalli bir üslup ile “Adayın halka sorulmasını istiyoruz. Bizim önerimiz Yavaş veya İmamooğlu” deseydi hem kamuoyunu arkasına alabilir hem de masayı sıkıştırabilirdi.
Aylar süren gerilimin etkisiyle masadaki tüm partilere ağır sözlerle yüklendi.
Bu tavır CHP’ye yakın kesimin Akşener’i suçlu ilan etmesine neden olacak.
İYİ Parti tabanının tavrını ise bugünden kestirmek zor.
Partisini cezalandıracak mı yoksa cesaretinden dolayı ödüllendirecek mi bunu önümüzdeki günlerde oluşan hava belirleyecek.
Türk seçmeni siyasette her zaman mağdur edilenden yana tavır alır.
Bu tabloda kimileri Akşener’in 5 lider tarafından mağdur edildiğini, kimileri ise Akşener’in Kılıçdaroğlu’na "Evet" demeyerek tüm muhalefeti mağdur ettiğini düşünüyor.
Zaman içinde hangi kanaatin ağır basacağını göreceğiz.
Gelinen noktada muhalefetin ilk turda seçim kazanması olasılığı kalmadı.
Erdoğan’ın seçimi kazanma olasılığı son iki yılda hiç olmadığı kadar yüksek.
Yani masayı dağıtan Akşener değil, adayı halka sormayı reddeden 5 lider. Fakat faturayı hep birlikte ödeyecekler
- Kılıçdaroğlu neden kaybetti?1 yıl önce
- Kılıçdaroğlu'nun Çanakkale ziyareti boşuna değil1 yıl önce
- Erdoğan'ın seçim vaatlerinin etkisi ne olur?1 yıl önce
- Seçimin talihsizleri1 yıl önce
- Erdoğan "Değişim" dedi1 yıl önce
- CHP oyları TİP'e kayabilir1 yıl önce
- Bakan Kurum: İstanbul'a iki yeni uydu kent kuracağız1 yıl önce
- İYİ Parti o bekçinin özrünü kabul etmeli1 yıl önce
- Etiket yapıştırana gözaltı niye?1 yıl önce
- Depremde ampüte kalan çocuklarımız sahipsiz değil1 yıl önce