Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Rus yönetmen Andrey Zvyagintsev, yabancı dilde Oscar adayı olan ‘Sevgisiz’de (Nelyubov), modern toplumları içten içe kemiren bencillik ve vicdansızlık üzerine iç sızlatan çarpıcı bir hikâye anlatıyor

ANDREY Zvyagintsev, Rus toplumunun değişimini yansıtan trajik hikâyeler anlatır. “Sevgisiz” de onlardan biri... Belki de en dokunaklı olanı... 12 yaşındaki Alyosha bir gece boşanma sürecindeki annesiyle babasının tartışması sırasında, ikisinin de kendisini istemediğini öğrenir. Ertesi gün ortadan kaybolur...

“Sevgisiz”, bir kayıp hikâyesi gibi gelişiyor ama özü itibarıyla bir çocuğun içinde büyüdüğü sevgisizliği anlatıyor. Kuşaktan kuşağa aktarılan bir sevgisizlik bu... Zhenya (Maryana Spivak) bir sahnede yeni sevgilisine annesinden hiç sevgi görmediğini, Boris’le (Aleksey Rozin) annesinin yanından kaçmak için evlendiğini söylüyor. Öz oğlunu bir türlü sevemediğini de itiraf ediyor. Yıllar önce Zhenya’yı hamile bırakan ve evlenme teklif eden Boris ise birlikte olduğu genç kadından çocuk bekliyor. Her ikisi de yeni partnerleriyle yeni bir hayatın eşiğindeler.

Film boyunca Alyosha’yı çok az görüyoruz ama her şey onun yalnızlığı ve acısı üzerine... Annesiyle babasını dinlerken evin karanlık bir köşesinde sessizce ağladığı sahne, unutulacak gibi değil. Açılış sahnesindeki karlı ağaçlar, durgun nehir ve büyük binaların siluetleri, finalde Alyosha’nın yalnızlığını hissettiren hüzünlü görüntülere dönüşüyor... Alyosha, kaybolmadan önceki gün okul çıkışında tek başına nehir kenarında geziyor, dallara kırmızı beyaz bir şerit fırlatıyor, odasının penceresinden futbol oynayan çocukları seyrediyor. Zvyagintsev finalde, aynı pencereden kar üzerinde oynayan çocukları gösteriyor. Bir Pieter Bruegel tablosunu andıran bu kadrajın içinde umutsuzca Alyosha’yı arıyor, evdeki o son gününü, hatırlıyoruz... Alyosha’nın arkadaşıyla birlikte gittiği “gizli mekân” da filmin ruhunu yansıtan imgelerden biri. Orman içindeki terk edilmiş bu yıkık dökük büyük bina, Rusya’nın sosyalizm dönemini akla getiriyor.

POLİTİK BİR FİLM

“Sevgisiz”, vicdanın uyanışı ve kayboluşu üzerine bir film aynı zamanda... Ayrılık sürecinde tümüyle kendi hayatlarına odaklanan Zhenya ile Boris, oğullarının kayboluşuyla sarsılıyor, acı çekiyor ve ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Ancak Zvyagintsev, sinik bir tavırla zamanın ve koşulların vicdan azabına iyi geleceğini, hayatın bir şekilde sürüp gideceğini ima etmekten geri durmuyor. Tam da bu noktada, final sahnesinde, Rusya ile Ukrayna arasında çıkan olayları, işçilerin çektiği sıkıntıları televizyon başında seyreden Zhenya ve Boris üzerinden meseleyi Rus toplumunun vicdanına kadar genişletiyor.

“Sevgisiz” dolaylı yollardan politik bir film. Muhafazakârlığın yükseldiği Rusya’da manevi değerlerin inişe geçtiğini, herkesin maddi açıdan daha iyi bir hayata ulaşmanın peşinde koştuğunun altını çiziyor. Boris’in işyerindeki tutucu uygulamalar üzerinden dinin ikiyüzlülüğü gizleyen bir maske olduğunu da vurguluyor.

Alyosha’yı arayan gönüllüler ekibini bir yana koyarsak, ‘Sevgisiz’ modern toplumları ele geçiren bencilliğin bir dışavurumu... Finalde her şeyin çözüleceği bir film bekleyenler ciddi bir hayal kırıklığına uğrayabilir. “Sevgisiz” insana kendini iyi hissettirecek bir film değil. Tam aksine, yoğun bir sıkıntıyla çıkıyorsunuz sinemadan. Çok iyi bir film seyretmiş olduğunuzu ise daha sonra anlıyorsunuz.

Filmin Notu: 8.5

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar