Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye, her alanda tam bir değişim yaşıyor... Türkiye’ye kötülük için yapılan 15 Temmuz Fetöcü darbe girişimi, ülkemiz için pek çok hayırlı adımın atılmasına da vesile oluyor... Bunun için de yeni bir Türkiye inşa etmek, ‘temiz toplum, temiz spor’u gerçekleştirmek zorundayız... Bakanlığın hücrelerinden kurumların göbeğine, federasyonların odağından kulüplerin kucağına kadar, hakemlik müessesesinden antrenörlük mesleğine kadar, futbolcuların transfer ücretlerinden sporcuların ödüllerine kadar her alanı kontrol etmek devletin ve ilgili kurumların en önemli vazifesi...

        70 ve 80’li yıllarda Türkiye’de tam bir Yugoslav furyası vardı... Bu, 90’larda Tito sonrası ülkesinin dağılmasının ardından Sırp sağanağına dönüştü... Türk kulüpleri de futbolcu veya hoca olarak Sırplar’a kesenin ağzını açmıştı...

        O sırada Sırplar, Bosna’ya savaş açmıştı... Tam bir Boşnak katliamı yaşanıyordu... Biz de o günlerde “Sırp futbolcu veya hocalarına ödediğiniz her kuruş, müslüman Boşnaklar’a kurşun yağması anlamına geliyor” diyorduk... “Sırp Transferine Hayır” kampanyası başlatmıştık...

        Bayağı etkili olmuştuk ki pek çok kulübümüz eldekileri çıkarmaya ve yeni transferlerinde de bu hassasiyeti taşımaya başladı... Bulabilenler Boşnak, bulamayanlar da Hırvat getirtiyordu...

        ***

        Ülkemizde de pek çok spor adamı, hoca veya futbolcunun gelirlerinden, transfer ücreti veya primlerinden cemaate ciddi paralar aktardığı iddia ediliyordu... Bu masumane başlayan desteğin bir gün, devletin kurumlarına ve milletin ta kendisine bomba olarak ölüm yağdıracağını belki hesaba katamamışlardı ama ne yazık ki gerçek oldu...

        Sırplar’ın Boşnaklar’a yaptığına bir gün kendi ülkemizde yaşayan spor camiamızın fertleri de şahit oldu... Şimdi çoğu kara kara düşünüyordur, “Biz ne yaptık” diye.... 17-25 Aralık’ta olayların farkına varamayanlar, 15 Temmuz’da dehşete uyandılar...

        Artık spor camiasının silkinme vakti geçti... Herkesin yolunu çizmesi ve istikametini belirlemesi lazım... Olmadı, artık şike, şiddet konusunda köklü çözümü getiremeyen Gençlik ve Spor Bakanlığı ve sporla ilgili tüm kuruluşların, bunu ıskalamadan sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor...

        ***

        Türkiye, her alanda tam bir değişim yaşıyor... Türkiye’ye kötülük için yapılan 15 Temmuz Fetöcü darbe girişimi, ülkemiz için pek çok hayırlı adımın atılmasına da vesile oluyor...

        Gerçi verdiğimiz şehitler, yaşadığımız acıların telafisi yok... Çok büyük maddi hasarlar var... Milli servetimiz heba oldu... Ancak millet olmanın, bütünleşmenin keyfini yaşadık... Özellikle de Çanakkale ruhunun geri gelişine şahit olduk...

        Ayrıca, yıllardır kaplumbağa adımıyla ilerleyen demokratikleşmenin artık köklü ve kalıcı reformlarla, devletin statükoya teslim olmuş tüm kurumlarına nüfuz etmesi sağlanıyor...

        ***

        Başkomutan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 1789 Fransız İhtilali’ne nazire yaparcasına, büyük bir halk devrimi gerçekleşti... Bundan sonra artık milleti ve milli iradeyi hesaba katmayacak hiçbir güç olmayacak...

        Türk halkını kuzu yerine koyan ve sevdiği liderleri asarken bile ses çıkarmaz muamelesine kimse tabi tutamaz... Hele de “Bizim çocuklar başardı!” kibriyle hareket eden ABD ve Batı dünyası artık avucunu yalasın...

        Her zaman söylüyoruz, su uyur darbeciler uyumaz... O sebeple de bir daha, aynı acı ve kâbus dolu günleri yaşamadan, kalıcı tedbirleri almaya ihtiyacımız var... Askeri vesayetten cemaat tasallutuna, kurumsal taassuba kadar hiçbir örgüte bu kalkışma ortamını bırakmayacak tedbirler...

        ***

        Bunun için de yeni bir Türkiye inşa etmek ‘temiz toplum, temiz spor’u gerçekleştirmek zorundayız... Bakanlığın hücrelerinden kurumların göbeğine, federasyonların odağından kulüplerin kucağına kadar, hakemlik müessesesinden antrenörlük mesleğine kadar, futbolcuların transfer ücretlerinden sporcuların ödüllerine kadar her alanı kontrol etmek devletin ve ilgili kurumların en önemli vazifesi...

        Şikeyle mücadeleden dopingle savaşa... Irkçılığı yok etmeye... Sporu haraca ve rüşvete bağlayan sisteme kadar, her şeyi kapsama alanına almak vazgeçilmez bir vazife haline gelmiştir...

        ***

        Sporun bir dokunulmazlık alanı var... Bundan yararlanmak isteyeceklere asla fırsat verilmemeli...

        Sporu çıkarı için kullanan yöneticiler, kara parasını aklamak isteyen kötü niyetliler, kirli emellerine alet etmek isteyen, futbolcuları haraca bağlayan mafya tipliler ve dini sömürme aracı olarak kullanan ve sporculara sülük gibi yapışan cemaat görüntülü terör örgütleri artık spordan sökülüp atılmalıdır...

        Bunlara destek olan veya alet olan, göz yuman tüm insanlar da etkisiz hale getirilmelidir... Sporumuzun daha fazla sömürülmesine, teröre alet edilmesine ve kirletilmesine müsaade edilmemelidir...

        ***

        Bakanlık ve federasyonların başlattığı operasyonları olumlu buluyor ve destekliyoruz... Ancak, fırsatçıların ihbarlarının dikkatle incelenip masum insanlara zarar vermemek, gerçek suçluları bulmak gerekir diye düşünüyoruz...

        Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın açıkladığı yaklaşık 2 bin kişilik bir rakamı çok iddialı buluyoruz... Bu kadar insanın hangi tarihte, hangi bakan döneminde kuruma girdiğini doğrusu merak ediyoruz...

        Bakanlığın bunları, isim isim ve hangi tarihte işe alındığını açıklamasını bekliyoruz...

        Yeni Türkiye’de “Temiz Toplum ve Temiz Spor” sloganı gerçek olmalıdır, hem de tezelden...

        Diğer Yazılar