Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın darbeci FETÖ mensuplarına karşı yürütülen operasyonlara karşı, “At izi, it izine karışmış, hiç ilgisi olmayanlara karşı da karalama kampanyası yapılıyor” demesi, çok anlamlı oldu...

        Bu sütunları takip edenler bir süre önce, bizim de benzeri endişeleri dile getirdiğimizi, temizlik operasyonunu, “Temizleri, Temizleme Operasyonu”, başlığıyla ifade ettiğimizi çok iyi hatırlayacaklar...

        ***

        Bu büyük mücadele o kadar çok sulandırıldı ve o kadar kişiselleştirilmeye başlandı ki, önüne gelen, gözüne kimi kestirmişse karalamaya başladı... Kimin kime bir husumeti varsa veya kim, fırsatını bulmuş kimi harcamaya çalışıyorsa veya sevmediği birinden kurtulmak istiyorsa, hemen kirli bir bilgi bombardımanıyla taarruza geçiyor...

        Öyle ki gerçek suçlular bırakılmış, temiz, düzgün, eskiden beri bu örgüte mesafeli insanlar, zan altına alınarak asıl hedef şaşırtılmakta, masum insanlara bedel ödetilmekte...

        Vaktiyle, ne kadar yüz kızartıcı suç varsa işlemiş, adı yolsuzluğa karışmış, hırsız damgası yemiş veya kamuda başarısızlık sebebiyle görevinden alınmış insanlar da alakasız olduğu halde, FETÖ mağduru olduğunu öne sürerek aklanmaya, kendini görevden alanları da karalamaya çalışıyor...

        ***

        Bakanlar Kurulu toplantısından sonra, Sayın Nurettin Canikli’nin yaptığı açıklamalar yüreklere su serpmiştir... En ince ayrıntısına kadar delillendirilen kişilerin görevden el çektirildiğini, burada da bir yanlışlık varsa itiraz yolunun açık olduğunu ve düzetmelerin yapılıp görevlerine iade edileceğini belirtmesi önemli bir aşamadır...

        Tabii, karanlık ortamdan yararlanıp saklanan terör örgütü mensuplarının ortaya çıkması için de çok ciddi bir çalışma gereklidir... Suçsuzların aklanması kolay da, sinsice saklananların adalete teslim edilmesi o kadar kolay değildir...

        ***

        Spordaki FETÖ yapılanmasında suç delili olarak ortaya konan 2002 yılı fotoğraf ve görüntüleriyle delillendirilen ve bundan hareketle yaftalanan futbolcuların, kamuoyunda suçlu muamelesi görmesi vicdanların kabul edeceği bir şey değildir...

        Aslolan 17-25 Aralık’tan sonraki inadına inadına FETÖ’yle aynı karede yer alma ısrarıdır... Hele de 15 Temmuz’dan sonra bile hiçbir şey olmamış gibi davranış sergilemektir...

        Sosyal medyada, yazılı sözlü veya fiili desteklemek, hala terör örgütünü aynı ya da nakdi yardımlarla beslemektir... Göz göre göre darbenin yanında durmak, direkt veya dolaylı olarak desteklemektir...

        Hiç kimse, ülke elden giderken, nemelazım deme lüksüne sahip değildir... Saflığın da bir sınırı vardır, hiçbir sporcu, kendisinin aptal yerine konmasına müsaade etmemelidir...

        Yıllarca milli formayla Ay-Yıldızı temsil eden, ter akıtan ve milletin gönlünde taht kuran futbolcular, millete bomba yağdıran terör örgütüne karşı milletinin yanında yer elmalı ve safını belli etmelidir...

        Daha fazla beklenmeden, herkes yolunu çizmeli, safını belirlemelidir... Unutulmamalı ki; bu bir kişi, kurum, kuruluş veya parti mücadelesi değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve milletin egemenlik hakkının korunma mücadelesidir.

        ***

        Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın , masumları korumak ve ayırt etmek adına koyduğu irade, çok önemli bir adımdır... Ancak unutulmamalı ki, devlet ve millet düşmanlarının, vatan hainlerinin ortaya çıkarılması, teşhir edilip adalete teslim edilmesi de masumların korunması kadar kutsal bir vazifedir...

        Topyekûn bir çalışma, bitmeyecek kurtuluş savaşlarımızın gereğidir... At izi, it izine karışmış, suçluyla suçsuz yer değiştirmiş, hainler kahraman, kahramanlar hain olmuş, hepsi doğru... Taşların yerine oturması, masumların korunması için, zalimlerin ortaya çıkması gerekiyor... At iziyle, it izini ayıklamak için herkes göreve.

        Diğer Yazılar