Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Henüz daha alışamadım. Her yıl Ağustos’un bu günleri geldiğinde tatlı bir heyecan kaplar içimi. Bir şeyleri unutmuş ya da eksik bırakmışım gibi gelir, telaşlanırım.Malum 20 Ağustos’a birkaç gün kaldı. 20 Eylül’e kadar sürecek olan şehrimizin bu büyük organizasyonunun, uluslararası fuarımızın açılmasına çok az bir zaman kalmış olacaktı.

Kolay değil, iş hayatımızın sahne alacağı günlerdi. Daha Temmuz ayının ilk haftalarında çalışmaya başlardık. Şehrimizden veya ülkemizin diğer şehirlerinden fuarımıza katılacak olan şirketler kendilerini en iyi anlatan standı tasarlamak için teklifler istemeye başlardı. Fuar süresince en etkili tanıtımı yapabilmek için projeler üretilmeye başlanırdı. Tatil yapmak kimsenin aklına gelmezdi.

En çok yabancı ülkelerin neler yapacağını merak ederdik. O pavyonların hazırlık işlerini yapan arkadaşlarımızdan tasarım için ipuçları almaya çalışırdık. Otomobil standlarının yükselişini heyecanla takip ederdik. Temmuzun son haftasına kalmadan tasarım etabı bitmek zorundaydı. Üretimi yapacak arkadaşlarımızın bir an önce çalışmaya başlaması lazımdı. Zaten iyi ve kaliteli ekiplerle anlaşmayı çok daha önceden yapmadıysanız, üretim sürecinde yalnız kalabilirdiniz. Neredeyse tüm şirketler stand üretimlerini İzmir’de yaptırırlardı. Kısacası o arkadaşların da başlarını kaşıyacak vakti kalmazdı.

Diğer yandan gazetelerde ilanlar için bağlantıları bitirmiş olmalıydık. Geç kaldığımızda ilan yeri bulmak mümkün olamayabilirdi. Zaten eğlence ilanlarından dolayı çok az bir yer kalıyordu. Kalan yerler için de kıyasıya bir mücadele veriliyordu. Fuara katılıp da ilan vermemek hiç olur muydu!

Eğer otel rezervasyonlarınızı bugünlere bıraktıysanız yanmıştınız. Yer bulabilmek mucizelere kalmıştı.Malum, hazırladığınız standa yurt içinden- yurtdışından bayilerinizi davet etmeliydiniz. Bu mükemmel pazarlama fırsatı kaçırılmazdı.

Evlerdeki telaşa hiç girmiyorum. Eş-dost-akraba çoktan geleceği günü bildirmiş, ev halkı misafirlerini ağırlama planlarını yapıyor olurlardı. Çeşme’den dönüş tarihiydi bu günler.

Kısacası hepimiz, herkes, koca bir şehir çalışırdı. Ülkemizin gündeminde baş köşede yer alırdık. Otuz gün boyunca gündemi belirlerdik. Çok tatlı heyecanların yaşandığı günlerdi bu günler... Hey gidi günler hey.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar