Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kadın bedeni estetiğin en güzel yansımasıdır. Fonksiyonel olarak organ kaybı ve özellikle de cinselliğin sembolü olarak görülen meme dokusunun kaybı kadınların beynini kemiren bir korku olarak güncelliğini sürdürmektedir.

        Meme kanseri dünyada kadınlarda görülen kanserler arasında birinci sırada yer almaktadır. Öyle ki her sekiz kadından biri meme kanserine yakalanmaktadır. Meme süt üreten bir salgı bezi olduğundan, kanserde memenin hem süt kanallarından hemde süt üreten parenkim hücrelerinden kaynaklanmaktadır.

        Meme kanseri cerrahisine geçmeden önce risk faktörlerini tekrar etmekte fayda var.

        -Cinsiyet ve yaş meme kanseri için en önemli risk faktörüdür. 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapanlar, erken yaşta ilk doğumunu yapanlara göre daha çok risk altındadır.

        -İlk adet yaşı ile menapoz yaşı da riski belirler. İlk adet yaşını erken gören ve menapoza geç giren kadınlar daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kaldıklarından dolayı risk artmaktadır.

        -Ailede meme kanseri olması riski 3-4 kat artırmaktadır. Meme kanserlerinin yaklaşık %10 luk kısmı genetik geçişlidir.

        -Emzirmenin meme kanserine yakalanma riskini azalttığına dair veriler mevcuttur. En az bir yıl emzirmenin koruyucu etkinliğini gösterir çalışmalar vardır.

        -Menapoz sonrası hormon tedavisi;

        5 yıllık hormon tedavisinde hiçbir risk yoktur. Ancak 5 yıldan,özelliklede 10 yıldan uzun süren hormon tedavisinde risk artmaktadır.

        -Hayvansal yağdan zengin beslenme ve aşırı alkolde meme kanseri riskini artırır.

        -Son yıllarda D vit eksikliğininde meme kanserinde önemli olduğuna dair çalışmalar yayınlandı.

        Tanıya gelince; özellikle memede veya koltuk altında ele gelen kitle, meme başında çekilme, meme başında kanlı akıntı, meme dokusunda geçmeyen yara, meme cilt dokusunda ödem gibi bulgular kişiyi doktora yönlendirmelidir.

        Unutulmaması gereken,şikayet olsun olmasın, 40 yaşına kadar yıllık doktor kontrolü, 40 yaşından sonra tarama yöntemi olan mammografi ile rutin takiplerin yaptırılmasıdır.

        Gelişen tıp ve teknoloji ile birlikte artık meme kanserinde gerekmedikçe memenin tümü alınmıyor ve gereksiz yere koltuk altı lenf bezi disseksiyonu yapılmıyor.Böylece organ kaybı olmamakta ve koltuk altı lenf bezi temizliği sonrası görülen kol şişmeleri gibi komplikasyonlar görülmemektedir. Eğer kanser bulunduğu memede sınırlı kalmış, kaynaklandığı bölgeden memenin diğer kısımlarına yayılmamışsa, büyüklüğü 5.cm'i geçmemişse, yeteri kadar meme dokusu varsa, sadece kanserli bölge bir miktar etraf sağlam doku ile beraber çıkarılmaktadır. Memenin bütünlüğü korunmaktadır.

        Sonrasında kanserin ilk ulaştığı lenf bezi özel yöntemle belirlendikten sonra disseke edilmekte, patoloji sonrası sonuç temiz geldiğinde ise başka cerrahi işlem yapılmamaktadır.

        Unutmayın ki rutin kontrollerimiz, bizi kanserden değil ama geç kalmaktan koruyacaktır.

        Yrd.Doç.Dr.Mehmet Emin Güneş

        Genel Cerrahi, Meme ve Tiroid Cerrahisi Uzmanı

        web: mehmetemingunes.com

        Diğer Yazılar