Aba altından sopa gösterme siyaseti

Alem, “tavuk mu yumurtadan çıktı, yumurta mı tavuktan” sorusuna cevap buldu, biz hala “Vali ve kaymakam, devletin mi temsilcisidir, hükümetin mi” sorusunu tartışıyoruz... Aslında yasada olan cevabı aylar önce, Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş verdi... Yaşananları hatırlarsınız, Vali Coş, kendisini “hükümetin valisi” gibi davranmakla suçlayan MHP ve CHP’li milletvekillerine “Ben hükümetin valisiyim. Bunda utanılacak, sıkılacak bir durum yok” dediğinde Türkiye ayağa kalkmıştı. Vali Coş, bunu söylerken ilgili yasaları ortaya koymuştu.

Haklıydı da...

Nitekim, İl İdaresi Kanunu’nun 9. maddesi “Bir ilin valisi orada devletin ve hükümetin temsilcisidir” derken, aynı yasanın 27. maddesinde “Kaymakam ilçede hükümetin temsilcisidir” hükmü yer alır.

Ve solcusundan sağcısına her iktidar, -özellikle de üst düzey bürokratlarını seçerken- kendi ‘anlayışına’ uygun, çalışabileceği kişileri tercih eder.

Bu yüzden sorulması gereken asıl soru şudur: Hükümetin temsilcisi olan bir vali ya da kaymakam, aynı zamanda parti teşkilatlarının da temsilcisi midir?

Bu soruyu bize düşündürtenler ne tesadüftür ki yine Aydın’dan çıktı.

Aydın’ın Didim ilçesinde, Kaymakam Ali Katırcı, göreve iade edilen CHP’li Belediye Başkanı Mümin Kamacı’ya İçişleri Bakanlığı’nın kararını tebliğ ederken, el sıkışıp, “hayırlı olsun” dedi diye kıyametler koptu.

AK Parti İlçe Başkanı Abdurrahim Öztürk, “Galiba, Sayın Kamacı’nın göreve iadesine en çok sevinenlerden biri sayın Kaymakamımız olmuş. Kendilerine birlikte mutluluklar diliyoruz” şeklinde “tuhaf” bir açıklama yaptı.

Anlaşılan o ki, AK Partili Başkan, “hükümetin temsilcisi” olan kaymakamı, “hüküm altına” alabileceği bir personel olarak görüyor. Başka partiden bir yerel yöneticiyle el sıkışmasına bile tahammül edemiyor.

Ben buna “aba altından sopa gösterme siyaseti” diyorum. Kaymakam Bey’in bu olayın ardından güneşi daha erken gören bir bölgeye tayin edilip edilmeyeceğini de dikkatle takip ediyorum.