Üç çocuğa nasıl bakılır?

Bir köy okulunu ziyaret eden Kepsut Kaymakamı, öğrenci sayısını az bulunca köy muhtarına, “Allah aşkına üç çocuk yapın sayın muhtarım” demiş...

Dahiyane bir fikir...

Köylüler şimdiden çalışmaya başlarsa, 8-10 yıl sonra köy okulunun sınıfları mini mini öğrencilerle dolup taşar.

Böylece Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre derslik başına 32 olan -batı illerinde 45’i geçiyor- öğrenci sayısı belki 50’lere 60’lara çıkar da, kalabalıktan sınıflara sığmayan çocuklarımıza verilen eğitimin kalitesi! biraz daha yükselir.

Okulun boş kalmasına üzülen Kaymakam Bey de bu arada, ekonomisi gelişmediği için akrabalarını habire gurbete yollayıp, köy kahvesinde okey oynayarak vakit öldürmeye çalışan köylülere, üç çocuğa daha nasıl bakacaklarına dair bir fikir verir...

Prezervatifi balon yapıp, doğum kontrol hapını çiçeklere gübre diye atan vatandaşı bilinçlendirmek için yıllardır mücadele veren aile planlamacılarının tüm çabası, Başbakan’ın “üç çocuk yapın” talimatıyla zaten yerle bir oldu. Bari bir yetkili çıkıp da 630 liralık asgari ücretle üç çocuğa nasıl bakılacağını anlatsın. Artık, “630 lirayla 5 kişilik bir aile nasıl geçindirilir” konulu uluslararası bir yarışma mı düzenlenir, “Açlıkla nasıl terbiye olunur” temalı bir Hint felsefesi mi araştırılır onu bilemem.

Ya da daha iyisi, Başbakan’ın sözünü tutup üçüz doğuran Aydınlı aile örnek alınabilir. Hatırlarsınız, bebeklerine bez yetiştiremeyince devletin kapısını çalmak zorunda kalan asgari ücretli aile...

Hani, “Üç çocuk yapın” diye akıl verenler, iş çocukların masraflarını karşılamaya gelince ortadan kaybolunca, Aydın Belediyesi’nin sahip çıktığı.... Çocukken şöyle bir söz oyunu oynardık: “Bana bakar mısın?”

“Ben bakamam. Sana belediye baksın!” İşte size çözüm..... Üç çocuk yapın, siz bakamazsanız belediye baksın...