Taksim'den sonra Sultanahmet ve Eminönü Meydanları da belediye etkinliklerine kapatıldı
İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun Taksim Meydanı’nda Büyükşehir Belediyesi’nin kurduğu geçici sergi platformunu ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın “Dijital Gösterim Merkezi” çadırını geçen ay kaldırtmasının ardından bu defa da 4 numaralı kurul Sultanahmet ile Eminönü Meydanları’nı koruma altına alan bir karar verdi ve Fatih Belediyesi’nin bu meydanlara geçici stantlar ile etkinlik sahneleri kurma talebini geri çevirdi.
Fatih Belediye Başkanlığı Kültür İşleri Müdürlüğü, geçtiğimiz 19 Şubat’ta İstanbul Valiliği’ne başvurup 15 Mart’ta başlayıp bir ay boyunca devam edecek olan “Zanaat 2020” etkinliği münasebeti ile Sultanahmet ve Eminönü Meydanları’nda 400 metrekarelik stantlar ve bir adet de etkinlik sahnesi kurabilme izni talep etmiş, vilâyet kararı kurula bırakmış ve başvuruyu 4 numaralı kurula göndermişti.
Kurul, 26 Şubat’ta yaptığı toplantıda Fatih Belediyesi’nin hazırladığı projeyi sözkonusu meydanlardaki tescilli anıt eserlerin görünürlüğünü engelleyeceği ve bu meydanlardaki kültür varlıklarına yaya erişimini kısıtlayacağı gerekçesi ile reddetti.
Taksim’in ardından Sultanahmet ile Eminönü Meydanları hakkında bir ay içerisinde verilen bu iki önemli ve “doğru” karar, şehrin dört bir tarafına zırt-pırt gökdelenler dikilmesine ses çıkartmayan ama çöken çatısını tamir etmek isteyen fakir-fukaraya “Dokunmaaaa! Oturduğun o harabe, tarihî eserdir” deyip nice binaların hâk ile yeksan olmasına sebebiyet veren koruma kurullarının nihayet doğru yolu bulduklarını gösteriyor…
Temennim, bu kararların hayırlı bir başlangıç teşkil etmesi ve Sultanahmet gibi bin küsur senedir medeniyetlerin mekânı olan meydanların yahut Eminönü gibi tarihî limanların “bilmemne festivali”, “feşmekân etkinliği” veya “detderelelli fuarı” gibi bahanelerle ucuz panayır alanı haline getirilmelerinden artık vazgeçilmesi ve böyle tarihî mekânlar için hem kalıcı hem de estetik çareler düşünülmeye başlanmasıdır.
KARAR MÜKEMMEL AMA OKUMAK DERT Mİ DERT!
Koruma kurullarını gösterdikleri bu “tekâmülden” dolayı samimiyetle tebrik ederken kararlarla alâkalı bir tuhaflığı yazmadan edemeyeceğim:
Kurulun kararı herbiri birer cümle olan iki paragraftan ibaret ama ilk paragraf tam tamına 30 satır! Şayet inanmazsanız, kararın burada yayınladığım görüntüsüne bakıp satırları sayabilirsiniz!
Aslında cümle bu 30 satırın sonunda bitmiyor, noktalı virgülden sonra satırbaşı yapıp on satırlık yine tek cümleden meydana gelen ikinci bir paragraf açmış, yani kararı 40 satırlık tek bir cümle hâlinde ifade etme maharetini göstermişler ama, neyse… Bu muhteşem üslûbun sahiplerinin 30. satırın sonuna koydukları noktalı virgülü tenezzül buyurdukları satırbaşının hatırına, “.”, yani “nokta” kabul edeceğim…
Böyle bir metni okurken nefesiniz kesiliyor, boğazınız daralıyor, gözleriniz kararıyor, içinizi hafakanlar basıyor, kalbiniz daha bir şiddetle çarpmaya başlıyor ama ne çare? Cümle uzuyor Allah uzuyor, bir türlü bitmek bilmiyor!
Sırası gelmişken samimi bir itirafta bulunayım: Kırk küsur senedir binlerce haber, köşe ve bir hayli de kitap yazdım ama taş çatlasa 7-8 satırdan uzun cümle kurmaya bir türlü muvaffak olamadım, beceremedim! Dolayısı ile metnin kafasını-gözünü yararak da olsa böyle görünürde 30 ama aslında 40 satırlık tek bir cümle kurma cesaretini ve de cür’etini gösterenleri içten içe ve çatır çatır nasıl kıskandığımı âââh bir bilseniz!
İmparatorluk döneminin yazışmaları da bu kurul kararı gibi idi; fermanlar, buyrultular, mühimme defterleri, hükümet kararları vesaire hep bu şekilde, yani tek cümle hâlinde kaleme alınır, ifade sakız gibi uzar, nokta bir türlü konmaz, cümle asla ve kat’â bitirilmezdi!
Peki ama, bu devirde böylesine tuhaf üslûbun hikmeti ne ola ki? Kararı yazıya geçirenler şayet ferman yazmaya heveslenmediler ise kurdukları soğuk, tatsız, kuru ve bitmek bilmeyen, sayfayı dolduran ama kelime tekrarları ve ifade hatâları sebebi ile yerlerde sürünen böyle 30 satırlık cümlenin ciddiyet ve otorite belirtisi olduğuna mı inanıyorlar dersiniz?
Ama her işte bir hayır vardır derler ya…
İşte, fırsat önünüzde! Buraya görüntüsünü koyduğum kararın ilk paragrafını bir nefeste okumaya çalışın ve bu nâfile çalışmaya yılmadan devam edin! Başınıza bir iş gelmediği, meselâ okurken nefessiz kalıp şakkadanak yere yığılmadığınız ve bu işi hakikaten becerdiğiniz takdirde bir yolunu bulup olimpiyatlara katılın! Demirhane körüğü misâli ciğerleriniz sayesinde hem vallah, hem de billâh; bir değil, birkaç dalda birden altın madalya alırsınız!
İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun Sultanahmet ve Yenicami Meydanları hakkında 26 Şubat 2020’de verdiği karar.