Galatasaraylılar'dan sonra Masonlar'ın eski büyük üstâdı da Vahdet Hoca'ya kızmış, "İstifa et!" diyor!
Vahdet Hoca’nın, yani Galatasaray Lisesi mezunu, lisenin şu andaki müdürü ama müzmin Fenerbahçeli Prof. Dr. Vahdettin Engin’in geçen gece bir TV kanalındaki futbol konulu “Kontra” programında söyledikleri, Fenerbahçe ile Galatasaray’ın hem yönetimini hem de taraftarlarını birbirine kattı...
Derken, işin içine bir de Masonlar girdi!
Vahdet Hoca’nın memleketin önde gelen tarihçilerinden olduğunu söyledikten sonra, futbol gibi hiç mi hiç alâkadar olmadığım bir bahiste benim de ismimin geçtiği hadisenin arka plânını kısaca anlatayım:
“Kontra”nın katılımcılarından Candaş Tolga Işık geçen gün beni aradı, futbol tarihimizle ilgili birkaç soru sordu, “Ben o işten hiç anlamam” demem üzerine bilgi alabilecekleri bir uzman tavsiye etmemi istedi ve “Futbol bilmem ama bu konuda dünya kadar yayını olan bir dostumuz var: Profesör Vahdettin Engin... Onunla temas kurun” dedim.
Sporla hiçbir alâkam yoktu ama Vahdettin Engin’in bu konuda dünya kadar yayını olduğunu biliyordum; zira Hoca bundan seneler önce, Osmanlı Arşivleri’nde bulduğu futbol tarihimizin ilk dönemi ile alâkalı çok önemli bazı belgeleri benim çıkarttığım tarih dergilerinde yayınlamıştı...
“Kontra”dan aynı gün Prof. İlber Ortaylı’yı da aramışlar ve İlber de aynı ismi, yani Vahdet Hoca’nın adını vermiş...
Program o akşam yayınlandı ve Vahdet Hoca 1959 öncesi şampiyonlukların da sayılması gerektiğini söyleyince Galatasaraylılar kıyametleri kopardılar!
Sebep mi? 1959 öncesinde Fenerbahçe’nin Galatasaray’dan daha fazla şampiyonluk kazanmış olması, bu şampiyonlukların resmîleşmesi hâlinde Galatasaray’ın geride kalması ve klüplerin TV’lerin maç yayınlarından elde ettikleri gelirlerin değişmesi ihtimali, vesaire...
Vahdet Hoca eski şampiyonlukların da dikkate alınması gerektiğini söyleyince sosyal medya yıkıldı, yayına binlerce telefon yağdı, derken Galatasaray Spor Klübü bildiri neşredip Vahdet Hoca’nın Galatasaray Lisesi Müdürlüğü’den istifasını istedi ve ardından istifa vesaire konularında daha başka çağrılar geldi...
DÜNYA ÖLÇEĞİNDE “HER DAİM ÇIRAK”!
Futbol meraklılarının dikkatlerinden belki kaçmıştır: Yaygarayı kopartanlar sadece Galatasaraylılar olsa âmennâ; işin içine bir de Masonlar girdi ve Türk masonlarının iki önceki büyük üstâdı, Vahdet Hoca’nın okul müdürlüğünden istifasını istedi!
Sâbık büyük üstâd Prof. Remzi Sanver, Twitter hesabından Vahdet Hoca hakkında ardarda mesajlar yazdı. “Tanıdığım her Galatasaraylı, Vahdettin Engin’in akademisyenlik kisvesi altında taraftarlık yaptığını düşünüyor. Öyledir, değildir bilmem ama Galatasaray Lisesi müdürlüğü gibi ulvi bir görevi bununla yıpratmamak lazım. Ben bu konumda olsam istifayı bir haysiyet meselesi görürdüm” buyurdu...
Sâbık büyük üstad, bir başka tweetinde evrenin ulu mimarını bile kıskandıracak kadar yükseklerden seslenerek “Ben, matematiğin sosyal bilimlere uygulanmasında dünya ölçeğinde bir araştırmacıyım. Sahte tevazuya girmeyeceğim ama futbola dair söylediklerim herhangi bir taraftarınkinden farklı değildir” dedi. Sonra ne alâkası varsa Celâl Şengör ile Canan Karatay’a dokundurdu, “Celâl Şengör dünyanın en önemli jeologlarındandır ama bu kimliği ona toplumsal konulara dair söylediklerinde bir imtiyaz sağlamaz. Canan Karatay kardiyologdur, niteliğini bilmiyorum ama diyet hakkında konuşmasa iyi olur sanki” buyurdu ve Vahdet Hoca’yı Prof. Canan Karatay’a benzetti! Kendisine gönderilen bir cevaba karşılık olarak sözü bu defa bendenize ve Prof. İlber Ortaylı’ya getirip “Bardakçı ve Ortaylı’nın kendisini -yani Vahdet Hoca’yı- bu konuda beğenmelerine birşey diyemem. Tek dediğim, Vahdettin Engin spor tarihçisi değil. Bir not: Bardakçı ve Ortaylı da değil” dedi.
Türkçesine ve üslûbuna dokunmadan aynen naklettiğim bütün bu ifadeleri yazan, spor tarihi konusunda dünya kadar yayını olan Prof. Vahdettin Engin’in “spor tarihçisi olmadığını” söyleyen ve ilmini “Ben dünya ölçeğinde bir araştırmacıyım” diye cümle âleme ilân eden sabık büyük üstâdın twitter hesabında, fotoğraf yerine “her dâim çırak” mânâsında Fransızca “Toujours apprenti” ibâresi, yani Masonik bir tevazu simgesi bulunuyor!
Tevazunun böylesinden sizler de buyurmaz mısınız; şöyle “haysiyetli” tarafından?
OKULUN TARİHİNİ VAHDET HOCA YAZDI!
Şimdi, Vahdet Hoca’ya lâf edip Galatasaray Lisesi Müdürlüğü’nden istifa etmesini isteyenlere, üstadlara, kalfalara ve “her dâim çırak” edâsıyla bulutlar üzerinde dolaşan sâbık büyük üstadlara, klüpte önümüzdeki ay yapılacak seçimlerde aday olmayı düşünüp de önemli söz etmek isteyenlere, vesairelere bir-iki hatırlatma yapmak bana farz oldu:
Galatasaray Lisesi’nin mezunu ama Fenerbahçeli olan Prof. Vahdettin Engin mezunu olduğu okulun iki sene önce müdürlüğüne getirildiği sırada aynı koro kıyametleri kopartmış, boş yere yorulmuş ve âvâzları karşılıksız kalmıştı...
O zaman yazmıştım, tekrar edeyim: Prof. Dr. Vahdettin Engin konusuna hâkim ciddî bir son dönem tarihçisidir, özellikle de Sultan Abdülhamid döneminin Türkiye’deki önde gelen uzmanlarındandır, senelerini arşivde geçirmiştir, bütün çalışmalarını belgelere dayandırır; hattâ Galatasaray Lisesi’nin tarihi olan “Mekteb-i Sultanî” isimli eserin yazarı da odur! Spor tarihi konusundaki yayınları kendine lâf atanların boyuna yakındır ve dolayısı ile 1959 öncesi şampiyonluklar hakkında söylediklerine karşı çıkanlar, Hoca’nın görüşünü çürütebilmek ve geçmişte kazanılmış kupaları yok sayabilmek için ortaya belge koymak zorundadırlar!
Vahdet Hoca’nın müdürlüğünü yaptığı Galatasaray Lisesi ise Galatasaray Klübü’ne değil, Türk Millî Eğitimi’ne bağlı bir irfan ocağıdır; hocasını, idarecisini ve müdürünü de klüp değil, Millî Eğitim Bakanlığı seçer!
Prof. Dr. Vahdettin Engin şimdi Masonlar’ı karşısına aldığına göre okulun başında daha uzun seneler kalacak demektir!