Bu ne kin, bu ne nefret?
Cumhuriyet’in ilk senelerinde yazılan, “Bize bir haller oldu” mısraıyla başlayan ve o devirde elden ele dolaşan siyasî bir hiciv vardır...
“Heccav”, yani hicvin şairi, sosyal hayatta meydana gelen değişiklikleri “millete bir haller olması” diye yorumlamaktadır. Şiirde sözü edilen “haller” milletin davranışları, aklı ve mantığı ile alâkalı değildir; o senelerde alınan kararların uygulanması üzerine ortaya çıkan neticedir, yani siyasîdir.
Şimdilerde ise bize çok daha ağır, üstelik aklımızla, mantığımızla ve kafamızla alâkalı bir haller geldi; teneffüs ettiğimiz havanın yerini kin, nefret ve herşeye, herkese düşmanlık aldı!
İnkâr etmemiz gereksizdir: Geçmişte de etrafımıza karşı öyle baştan aşağı muhabbet hisseden bir toplum değildik, hoşlanmadığı kişinin gözünü oymaya fırsat bekleyenlerimiz hep mevcuttu ama şimdiki gibi sadece nefret teneffüs eden bir güruh olmamıştık.
Bugünkü nefret sadece insana değil, herşeye karşı! Elektrikli destereyi kapan herif gidip Üsküdar’da ağaç kesiyor, insan görünümlü birileri kedilerin gözlerini oyuyor, köpekleri yavruları ile beraber ateşe atıyor, ateş bulamadığı takdirde bîçarelerin ayaklarını parçalıyorlar. Üstelik “beğeni” krizine müptelâ böyle serseriler ettikleri her haltı sosyal medyaya koyuyorlar!
Burada, hafta içerisinde yayınlanan iki haber hakkında sosyal medyada yeralan bazı yorumları naklediyorum. Ama kin ve nefret arttıkça cehalet de arttığı, hakaret ne kadar sunturlu olursa imlâ da aynı oranda bozulduğu için naklettiğim yorumların tamamının imlâsını düzelterek yayınlamak zorunda kaldım.
“DİNİNCE DİNLENSİN” DEMEK UNUTULDU!
İlk örnek, İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in kocası Edinburgh Dükü Prens Philippe’in geçen gün kaldırılan cenazesini haber yapan internet sitelerine gönderilen yorumlar...
Edep ile âdeti bir tarafa bırakan ve hayatını kaybeden gayrımüslimlerin ardından söylenen “dinince dinlensin” sözünü de tamamen unutmuş olan asîl ve necip zevat, Prens Philip hakkında bakın neler diyor:
* Donguz olup hortlasın.
* Hesap vakti eyyy kansız!
* Mekânı cehennem olsun. Ateşi bol olsun.
* Çok fazla yoruma gerek yok bence... Sifonu çekmeyi unutmayın.
* Ateş seni çağırıyor.
* Tabutuna attırdığım.
* Tüm zamanların en aşağılık, en şeytan biri geberdi. Dişi şeytan da tabuta bakıyor. Cehenneme kadar yolunuz açık olsun..
* Yunan tohumu. Müslüman düşmanı.
* Cehennem odunu.
* Dünyayı gez, dolaş, en güzel şeyleri ye, iç, hadi bakalım cehennem ateşi.
* CHP’nin başı sağolsun. Atasını kaybetti, kolay mı.Toprağı dar olsun, ateşler ve yüksek voltlu ışıklar içinde zıbarsın.
* Ateşin bol olsun. Çocuk kanlarıyla beslendin yıllarca.
* Elbet sıranın kendisine geleceğini biliyor. İkisinin de cehennemde ateşi azabı bol olsun. Yaşasın zalimler için cehennem!
* Hem Müslüman, hem ırz düşmanı sünnetsiz bir Yunan dölüydü. Kraliçe’ye yakışmıyordu. Genç yaşta dul kaldı.
* Türk kanalları naklen gösterdi. Ne kadar İngiliz sevdalısı varmış Türkiye’de.
* Bir haftadır kefereyi cehenneme gönderemediler, dünyayı da meşgul ettiler
* Bakalım unvanların toprağın altında işe yarayacak mı?
* Led ışıklar içinde uyusun. Çok karanlık olursa ledleri çoğalsın.
* Sülük gibi emdiniz insanların kanlarını Allah ateşin en şiddetlisini versin. Bir de selâm söyle Türkiye’de camileri ahıra çeviren zihniyete. Ümmet mahşer günü hesap soracak daha.
* CHP’den cenazeye katılım olmaması üzücü.
* Sen de arayı pek uzatma Elizabeth, özletme kendini tez zamanda...
* Şu kraliçeyi görünce Abdülhamit gelir hep aklıma. Neler çektirdiler Sultan’a neler. Kraliçe’yi görünce içimde bir ateş çıkıyor, adeta yanıyor içim. Parçalamak istiyorum.
ÇÖKÜŞ, BERABERCE OLUR!
Bir diğer örnek, Koronavirüs’e yakalanan bir Türk hanım oyuncu hakkında yine sosyal medyada yazılanlar...
Bu hanımı sevip sevmemek, hattâ yaptıklarından nefret etmek başka birşeydir ama o kişinin hasta olduğu öğrenilince “Geçmiş olsun” demek yerine aşağıdaki “Geber!” meâlinde mesajlar göndermek de apayrı, insanlıkla alâkası olmayan bir harekettir:
* Ölesice.
* Tez zamanda, yallah!!!
* Allah'ın sopası yok, işte iman eksikliğinin sonu.
* Allah tamamını erdirsin inşallah.
* Allahım sen konuyu biliyorsun. Tez zamanda işaallah...
* Haydi korona göreyim yiğitliğini, beline kuvvet Corona.
* Size de ateş var ötede!
* Virüse bu kadın mı bulaşmış?! Virüse geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
* Güzel vitrin ama hiç sevmem kendisini, hadi Covid göster kendini.
* Allahım ne olurrrrr... Mübarek Ramazan’da dualarımı kabul et, kurtar bizi.
İçerisinde kin ve nefretten başka hiçbirşey bulunmayan ama aslında tam bir acz belirtisi olan böyle mesajlar sadece muhafazakâr kesimden değil; lâik ve çağdaş olduğunu iddia eden çevrelerden geliyor...
Misal mi? Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş’ın Koronavirüs’e yakalandığının öğrenilmesinden sonra hakkında yine sosyal medyada oraya-buraya sıvıştırılan mesajlara şöyle bir bakmanız kâfidir!
Bir memleketin gelenekleri ve değerleri çatırdamaya başladığı takdirde çöküş kısmî olmaz, toplumun bütün kesimlerinde yaşanır, zemine gümbür gümbür ve hep beraber inilir!
Şimdi bunu yaşıyoruz ve bize hakikaten pek fena bir haller oluyor!