Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BİNBAŞI Toytunç’u hatırlar mısınız?

        Tam adı, Turgut Cengiz Toytunç’tu...

        Hafta başında yaşanan gemi baskınında hayatlarını kaybeden barış gönüllülerinin, 401 sene boyunca hâkimiyetimiz altında kalan Filistin’in 1917’de elimizden çıkmasından sonra o topraklarda can veren ilk Türkler olduklarını zannederiz ama öyle değildir, oradaki ilk şehidimiz Hava Piyade Binbaşı Turgut Cengiz Toytunç’tur.

        Binbaşı Toytunç, el Halil şehrinde Birleşmiş Milletler’e ait olan ve Türkiye’nin 1977’den sonra 12 askerî personel ile katıldığı uluslararası bir gözlemci birliğinde görevliydi. Bindiği araca 2002’nin 26 Mart akşamı Halhul Köprüsü civarında ateş açıldı, Binbaşı Toytunç hayatını kaybetti, yanında bulunan Yüzbaşı Hüseyin Özarslan da yaralandı.

        Üzerinde Birleşmiş Milletler’in işareti bulunan aracı kimlerin taradığı ğrenilemedi. İsrail tarafı Filistinliler’i, Filistinliler ise İsrail’i suçladılar ve olan Binbaşı Toytunç’a oldu.

        4 BİN SENELİK KAVGA

        İsrailoğulları ile Filistinliler arasında neredeyse dört bin senedir devam eden kavganın artık taraflarından biri haline gelmek üzere olduğumuza göre, unutmamamız gerekir: İsrail, kurulduğu günden buyana menfaati uğruna hiçbir pervasızlıktan çekinmemiş, “güvenlik” bahanesi ile her türlü edepsizliği etmiş

        ve sadece masum olmayan sivilleri değil, dünya diplomasisinin önde gelen isimlerini bile katletmiş ve işlediği her cinayetten birer bahane ile sıyrılmıştır.

        İsveç Kralı Beşinci Gustaf’ın yeğeni ve İsveç Kızılhaçı’nın başkan olan Wisborg Kontu Folke Bernadotte’nin öldürülmesi gibi...

        Kont, ikinci savaş sırasında Almanya’da ve Alman işgali altındaki topraklarda mekik dokuyup binlerce Yahudi’yi gazodasından kurtarmıştı ve savaş sonrası Filistin’inde Birleşmiş Milletler için arabuluculuk yapıyordu.

        Barış için çalışanları katletmek, İsrailoğulları’nda gelenek haline geldiği için, “LEHI” diye bilinen İsrail Özgürlük Savaşçıları “Lohamei Heruth Israel” örgütüne üye olan altı Yahudi genç, Kudüs’te, 1948’in 17 Eylül’ünde Kont’un bindiği Chrysler’i makineli tüfeklerle taradılar. Altı kurşun yiyen 54 yaşındaki Kont ve yanında oturan Fransız temsilci hemen orada can verdi.

        54 BİN DOLAR TAZMİNAT

        Bütün dünya ve Birleşmiş Milletler ayağa kalktı, tutuklamalar yapıldı, hattâ “katillerin bulunduğu” da söylendi ama aradan aylar geçti ve tutuklananlar mahkemeye bile çıkartılmadan “kâfi delil olmadığı” gerekçesiyle serbest bırakıldılar. İsrail, Kont’un ailesine 54 bin 628 dolar tazminat ödedi, hepsi o kadar...

        Suikastin üzerinden seneler geçti, LEHI zamanla dağıldı ve bir zamanların bu en namlı yeraltı örgütü, İsrail’de “kuruluş efsanesi” haline geldi.

        Kont’un kurşunlanmasının üzerinden tam 35 sene geçtikten sonra, 1983’te, LEHI’nin tarihini yazanların ulaştıkları bir bilgi, hepsinin tüylerini diken diken etti ve dehşete düşürdü: Kont’un ölüm emrini, örgütün liderlerinden olan Yitzak adında bir genç vermişti. Sonraları siyasete giren, yükselen ve İsrail’e başbakan olan Yitzak Şamir!

        Dolayısı ile bilmemiz ve hatırımızda tutmamız gerekir: Karşımızda, başbakanlarının bile barış görevlilerini gözlerini kırpmadan öldürebildikleri bir ülke vardır!

        mbardakci@htgazete.com.tr

        Diğer Yazılar