Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Papa Fransuva’nın geçen Pazar günü “aziz” ilân ettiği ve 1958 ile 1963 arasında “23. John” adı ile papalık yapan Kardinal Angelo Giuseppe Roncalli, on senesini Türkiye’de geçirmişti. Roncalli’nin İstanbul’daki “şapel”inin, yani küçük özel kilisesinin mihrabında son devrin en önemli hattatlarından Kâmil Efendi’nin yazmış olduğu Hazreti Ali’ye ait bir söz vardı.

        VATİKAN’da geçen Pazar günü çok büyük bir âyin yapıldı ve iki eski papa, 23. John ile İkinci John-Paul, şimdiki papa Fransuva tarafından “aziz” ilân edildi. 2005’te vefat eden İkinci John-Paul’ün kim olduğunu yazmama gerek yok, zira Mehmet Ali Ağca’nın 1981’deki suikast girişiminde hayatı noktalanmaktan son anda kurtulan Polonyalı Papa’yı hepimiz biliriz... Ama, geçen Pazar günü İkinci John-Paul ile beraber aziz ilân edilen ve asıl ismi Angelo Giuseppe Roncalli olan 23. John’u papalık makamına geçmesinden önce on senesini İstanbul’da geçirmiş olmasına rağmen daha az bilir ve nadiren hatırlarız.

        RÜTBELERİN EN YÜCESİ...

        Bir haftadan buyana “Aziz John” yahut “Aziz Yohannes” olan ve bundan böyle bu isimle anılacak olan Papa 23. John’un Papa’nın temsilcisi ve kardinal olarak İstanbul’da bulunduğu senelerde yaşadığı Elmadağ’daki evinin mihrabında Hazreti Ali’nin bir sözünün asılı bulunduğunu ise çok daha az kişi bilir. Hazreti Ali’nin sonraki senelerde papalık makamına gelecek olan Kardinal Roncalli’nin mihrabındaki sözü “Rutbetu’l-ilmi ale’r-ruteb”dir, yani “Rütbelerin en yücesi, bilgin kişinin rütbesidir” mânâsına gelir ve son devrin en büyük hattatlarından olan Kâmil Efendi’nin hattı ile yazılmıştır.

        ENTELEKTÜEL DOSTLAR

        İşte, Kâmil Efendi’nin hattının sonraki senelerin papasının İstanbul’daki mihrabında durmasının öyküsü: Papa 23. John, yahut papa olmasından önceki asıl adı ile Kardinal Angelo Giuseppe Roncalli, İstanbul’da Papalık temsilcisi olarak bulunduğu 1934 ile 1944 arasında Türk devlet adamlarının yanısıra entellektüel çevre ile ve halkla da yakın münasebetler kurmuş; yazarlardan, şairlerden ve ressamlardan birhayli dost edinmişti. Kardinal Roncalli’nin dostları arasında Türk resminin önemli isimlerinden olan ve 1899 ile 1972 seneleri arasında yaşayan Şeref Akdik de vardı. Şeref Akdik, Türk hattının son büyük üstadlarından kabul edilen ve “Reisü’l-Hattâtîn”, yani “Hattatların Reisi” ünvanlı Hacı Kâmil Akdik’in oğluydu. Hat tarihinde “Kâmil Efendi” diye bilinen Kâmil Akdik 1861’de İstanbul’da doğmuş, o zamanın büyük üstadı Sami Efendi’nin talebesi olmuş, icazet almasından sonra fermanların kaleme alındığı Nîşân-ı Hümâyûn Kalemi’nde çalışmış, Galatasaray Sultanîsi ile hattatlar okulu Medrese’t-ül Hattatin’de hocalık yapmış, 1941’de vefat etmiş ve Eyüp’teki Gümüşsuyu Kabristanı’na defnedilmişti.

        SON RESMÎ ‘HATTATLAR REISI’

        Kâmil Efendi’ye “Reisü’l-Hattâtîn”, yani “Hattatların Reisi” ünvanı 1915’te zamanın hükümdarı Sultan Reşad tarafından verilmiş, hattat daha sonraları hep bu ünvanla bilinmiş ve hem imparatorluk hattatlarının hem de hat tarihimizin son resmî “reisi” olmuştu. Meselenin tuhaf olan tarafı, Kardinal Roncalli’nin dostu Şeref Akdik tarafından hediye edilen Kâmil Efendi’nin hattını Elmadağ’da Vatikan’a ait temsilcilik binasındaki mihraba asması ve dualarını senelerce bu levhanın önünde etmesi idi! Sonraki senelerin Papa’sı ve Hristiyan dünyasının bir haftadan buyana “aziz”i olan Aziz John’un mihrabında Hazreti Ali’nin sözünün senelerce asılı durmasını nereden bildiğimi merak etmiş olabilirsiniz, söyleyeyim: Kâmil Efendi’nin Papa’nın mihrabında asılı duran hattı 2006’da öyküsü anlatılarak bana hediye edilmiştir ve şimdi bendedir! Vatikan’ın İstanbul Temsilciliği, 12 Şubat 2006 günü, Notre Dame de Sion Lisesi’nde bulunan ve Papalık’ın İstanbul Temsilciliği tarafından kullanılan Saint-Esprit (Kutsal Ruh) Katedrali’nde, İkinci Mahmud zamanında Türkiye’ye Avrupa Müziği’ni getiren İtalyan bestekâr Giuseppe Donizetti için ölümünün 150. yıldönümü münasebetiyle bir âyin ve anma toplantısı yapmıştı.

        HAYATI BOYUNCA YÂDETTİ

        Donizetti’nin katedralin altındaki Katolik mezarlığındaki kabrinin başında düzenlenen âyinin ardından, Vatikan Büyükelçiliği’nin İstanbul Temsilcisi olan Georges Marovitch beni, eşimi ve diğer bazı dostlarını Papa 23. John’un hemen ileride, eski ismi “Ölçek” olan ve daha sonra “Papa Roncalli” yapılan sokaktaki evini ziyarete davet etmiş ve Kardinal Roncalli’nin özel “şapel”ini, yani küçük kilisesini de göstermişti. Marovitch çocukluk senelerini Kardinal Roncalli’nin yanında ve onun himayesi altında geçirmişti ve “baba” olarak bildiği Papa 23. John’un hatırasına hayatının sonuna kadar çok büyük saygı göstermişti...

        TOPRAĞI BOL OLSUN!

        Georges Marovitch, ziyareti tamamlayıp ayrılacağımız sırada “Bana bir hatıra vermek istediğini” söylemiş ve çerçeve içerisindeki nefis bir Kâmil Efendi hattını uzatarak “Üzerinde ne yazılı olduğunu gayet iyi bilirsiniz, bu artık sizindir” demiş, sonra da Hazreti Ali’nin sözünün bulunduğu levhanın yetmiş sene önceye uzanan hikâyesini anlatmıştı. Hayatım boyunca tanıdığım en nazik beyefendilerden olan Georges Marovitch’i 2012’nin 22 Mart’ında 81 yaşında iken kaybettik, toprağı bol olsun! Sonraki senelerin papası olan Kardinal Roncalli’nin, yani “Aziz Yohannes”in mihrabında seneler boyunca duran hat şimdi çalışma masamın hemen önündeki duvarda asılı duruyor ve bana her an hem Hazreti Ali’yi, hem Kâmil Efendi’yi, hem Roncalli’yi, hem de Marovitch’i hatırlatıyor!

        Sedye taşıdı, esirleri kurtardı ve önce Papa, sonra da ‘aziz’ oldu

        ASIL adı Angelo Giuseppe Roncalli olan Papa 23. John, 25 Kasım 1881’de İtalya’nın Lombardiya bölgesindeki bir köyde, 13 çocuklu fakir bir ailenin dördüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası rençberlik yapan Roncalli 1904’te resmen rahip oldu, aynı sene Roma’da yaptığı teoloji doktorasını da tamamladı ve doğum yeri olan Lombardiya’nın Bergamo şehrine piskoposluk sekreterliğine tayin edildi.

        ESİRLER İÇİN ÇALIŞTI

        Birinci Dünya Savaşı’nın çıkması üzerine askere alınan genç rahip, 1919’a kadar İtalyan ordusunda sedye taşıdı, papazlık yaptı ve terhisinin ardından kilisedeki rütbesi yükselmeye başladı. 1925’te Papa 11. Pius tarafından Bulgaristan’a papalık temsilcisi olarak gönderilen Roncalli burada dokuz sene kaldı, aynı zamanda piskopos oldu ve 30 Kasım 1934’te İstanbul’a tayin edildi. O senelerde Vatikan ile diplomatik ilişkiler kurmamış olan Türkiye’de Papa’nın gayrıresmî temsilciliğini yapacaktı... İkinci Dünya Savaşı yıllarını İstanbul’da geçiren Roncalli, insanî konularda faaliyet gösterdi. Yunanistan’da, Bulgaristan’da ve Slovakya’da tutulan savaş esirlerinin hayat şartlarının düzeltilmesi için uğraştı, Hitler rejiminden kaçan Yahudiler’in hayatta kalmalarını ve İstanbul’a gelebilen Yahudiler’in de Filistin’e gidebilmelerini sağlamaya çalıştı. Alman işgalindeki bölgelerde kurulan toplama kamplarına atılmış Yahudiler için girişimler yaptı; değişik dinlere mensup binlerce yetim çocuk da Roncalli’nin çabaları ile İstanbul üzerinden tehlikesiz bölgelere nakledildi.

        DÖRDÜNCÜ GÜNDE SEÇİLDİ

        İstanbul’da yaşadığı senelerde Türk devlet adamları ile yakın ilişkiler kurduğu, gayet güzel Türkçe öğrendiği, her zaman halk ile temaslarda bulunduğu, Beşiktaş klübünün sıkı bir hayranı olduğu ve futbol karşılaşmalarına da gittiği söylenen Roncalli, Türkiye’de geçirdiği on senenin ardından 22 Aralık 1944’te Papa 12. Pius tarafından Nazi işgaline uğramış olan Fransa’ya Papalık temsilcisi olarak gönderildi. Fransa’da sekiz sene kaldıktan sonra 29 Kasım 1952’de kardinalliğe yükseldi ve 12 Ocak 1953’te Venedik Patriği tayin edildi. Roncalli’nin kaderi 1958’de tamamen değişti. Papa 12. Pius’un 9 Ekim 1958’de ölümü üzerine Roma’da toplanan Kardinaller Kolleji’nin Sistin Kilisesi’nde yeni papayı belirlemek için yaptığı seçimin dördüncü gününde ve onbirinci turda, Roncalli, oylamaya katılan 49 kardinalin 38’inin oyları ile papa seçildi. Papalık ismi olarak “John” veya bizdeki söyleyiş şekli ile “Yohannes” adını alan Angelo Giuseppe Roncalli 28 Ekim 1958’de Papalık tahtına oturdu ve 3 Haziran 1963’te mide kanserinden vefat edene kadar Katolik dünyasının ruhanî liderliğini yaptı. Halk, papalığı sırasında diğer papaların aksine Vatikan’a kapanmayan, Roma’daki hastahaneleri ve hapishaneleri sık sık ziyaret eden ve geceleri Roma sokaklarında yürüyüşler yapan 23. John’dan, bu yürüyüşleri sebebi ile bir viski markası olan ve “Yürüyen John” demek olan “Johnny Walker” diye bahsediyor ve büyük sevgi gösteriyordu.

        KİLİSE KANUNLARI DEĞİŞTİ

        23. John, dört buçuk sene devam eden papalığı sırasında kilisenin bazı uygulamalarından önemli değişikliklere gitti, meselâ âyinlerin yerel dillerde yapılabilmesini serbest bıraktı, Vatikan’daki âyinlere halkın da katılmasına izin verdi ve Katolik Kilisesi’nin Avrupa’nın dışında, özellikle de Afrika’da örgütlenmesini sağladı. Kilise kanunlarının yeniden ele alınıp güncelleştirilmesi için Vatikan’da bir konsey toplanmasına da karar vermişti ama 23. John’un ömrü bu girişimini hayata geçirmesine yetmeyecek, “İkinci Vatikan Konseyi” diye bilinen toplantılar onun yerine gelen Altıncı Paul zamanında yapılacak ve Vatikan’da hâlâ devam eden dinî tartışmalara sebep olacaktı.

        1959 Haziran’ında İtalya’ya resmî bir ziyaret yapan zamanın Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, İstanbul’dan tanıdığı Papa 23. John’u 11 Haziran günü Vatikan’da ziyaret etmişti.

        Diğer Yazılar