Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hazine ve Maliye Bakanlığı'na Berat Albayrak’ın gelmesinden sonra özellikle Batı medyasında ve genel olarak da dış piyasalarda son derece yanlış bir algı pompalanmaya başlandı. Sanki Albayrak piyasa ekonomisi ile sermayedarların düşmanı olan devletçi ve planlamacı bir iktisadi anlayışa sahip gibi bir imaj çiziliyor. Halbuki bu, tamamen yanlış…

        Berat Albayrak’ın fikirlerini iyi bilen bir gazeteci olarak şunu söyleyeyim: Bilakis söylenenlerin tam aksine Albayrak tam anlamıyla bir serbest piyasa iktisatçısıdır. Bürokratik devletçilik ve kumandacılığın ekonomik hayata ne kadar zararlı olduğunu yazılarında vurgulamış biridir. Albayrak’ın milletvekili olmadan önce Sabah Gazetesi'nde köşesi vardı. Orada piyasa ve iş dünyası dostu bir iktisadi felsefeye sahip olduğunu örnekleriyle anlatırdı. Zaten kendisi de o dünyanın içinden geliyor. Senelerce bir büyük holdingin CEO’luğunu yaptı. Enerji Bakanlığı sırasında en büyük gayreti enerji piyasasının liberalleştirilmesi yönündeydi. Her zaman enerji üretiminin ağırlıklı olarak özel sektör tarafından yapılması gerektiğini savundu. Albayrak’ı bir Zekeriya Temizel ya da Mümtaz Soysal kafasındaymış gibi gösterme çabaları Türkiye’ye zarar vermekten başka işe yaramaz...

        Peki böyle yanlış bir imaj oluşturma gayretlerinin sebebi ne? Bence bunun iki nedeni var: Birincisi Albayrak’ın, Tayyip Erdoğan’ın damadı oluşu. Bu, iktisadi çevrelerde kendisine yönelik bir antipati oluşturuyor. Maalesef bu, ekonomik akıl ile değil siyasi duygularla olaya bakılmasının bir sonucu. Tamamen irrasyonel. Piyasa oyuncuları belli siyasi aktörleri çok benimsemişler ve onların dışında kimse bu makamlara gelsin istemiyorlar. O yüzden Albayrak’ı sanki piyasa ekonomisi karşıtı gibi gösteriyorlar. AK Parti çevresinde iktisatçı kılıfıyla gezen ve sermayeye düşmanlık yapan kimi fanatik isimlerle onu aynı kafadaymış gibi gösteriyorlar. Halbuki Albayrak bu kafadan şikâyet eden ve AK Parti çevresinde böyle insanların olmaması gerektiğini düşünen bir isim.

        İkinci sebep ise maalesef hükümete yakın medyanın marjinal kısmında yer alan ve Berat Bey’i de tanımayan kimi yazarların sırf yağcılık olsun diye Albayrak’ı saçma ve ekonomik akla aykırı argümanlarla savunmaları. Bu da karalama çabalarına hizmet ediyor.

        Ben bu yanlış algıları bir kenara bırakıp önümüzdeki dönemde ekonomik yol haritasını anlamak için dünkü devir teslim töreninde Albayrak’ın kurduğu şu üç cümleye odaklanmak gerektiğini düşünüyorum:

        - Bütçe ve mali disiplin aynı şekilde değil daha da iyi şekilde devam edecek.

        - Enflasyonu tek haneye indireceğiz.

        - Piyasa ekonomisi kuralları içinde küresel sistemle daha entegre bir ilişki içine gireceğimiz süreci yaşayacağız. Ayakları yere basan bir Türkiye ekonomisi ortaya çıkacak.

        Bu cümleler son derece rahatlatıcı ve piyasalara güven verici cümleler…

        KÜLLİYE'DEN NOTLAR

        9 Temmuz Pazartesi günü Külliye’de tarihin önemli bir dönüm noktasına şahitlik edenlerden biri de bendim. Ciner Medya Grup Başkanı Kenan Tekdağ, Habertürk Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli, Ciner Holding Ankara Temsilcisi Alican Türkoğlu ve Habertürk Tv Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir ile birlikte Beştepe’ye adım attığımızda tören henüz başlamamıştı. Havada mağrur bir heyecan vardı.

        Ve biz o gün Yeni Türkiye’nin resmen kurulmasına tanık olduk. Parlamenter sistem tarihe karıştı, ilk Başkan Erdoğan’ın göreve başlama töreni yeni bir devlet geleneğinin de habercisiydi aynı zamanda.

        Dün size Beştepe’den izlenimlerimi dakika dakika aktardım. Bugün de kalan notlarımı paylaşayım…

        Hava çok sıcaktı. 6000 kadar davetli vardı ve herkes için yetecek beyaz sandalyeler hazırlanmıştı. Medya patronları, üst düzey yöneticileri ve biz gazeteciler en öndeki hükümet mensupları, eski başbakanlar ve özel davetlilerin bulunduğu bölümün hemen arkasına oturduk.

        İkram olarak Abı Hayat (yaşam suyu) denen soğuk içecekler dolaştırılıyordu. Adaçayı, tarçın çubuğu, şeker, limon… Bir de davetliler için sandviç, akide şekeri, muz, meyve suyu gibi ikramların olduğu kumanyalar hazırlamışlar.

        Başkan Erdoğan ve eşi Emine Hanım saat: 18.30 civarında Külliye’ye girdiler. Meclisten itibaren araba ile gelişleri adım adım barkovizyonla tören alanına yansıtıldı. Bir yandan da Türk ve Batı müziğinin en güzel klasikleri icra ediliyordu.

        Doğu ve Batı’yı kucaklayan, devlet sistemini değiştirmiş, Türkiye’yi ciddi anlamda büyütmüş, imparatorluk ruhunu canlandırma iddiasında olan bir lider… Bir kurucu lider… Ben Tayyip Erdoğan’ın pazartesi günkü havasında ve törene yansıyan ruhta bunun amaçlandığını gördüm. İktidarının doruğunda, önündeki bütün engelleri aşmış, nüfuz alanını genişletmiş ve 2023 hedefine işaret eden bir devlet başkanı.

        9 Temmuz 2018, Yeni Türkiye’nin miladı. Beğenilsin, beğenilmesin, istenilsin, istenilmesin Türkiye yepyeni bir sayfa açtı. Bu sayfayı doğru düzgün doldurmak için iktidara büyük iş düşüyor…

        YENİ KABİNENİN ŞİFRELERİ

        Onlarca liste, yüzlerce spekülasyonun ardından nihayet kabine açıklandı. Sıcağı sıcağına yorumlarım şunlar:

        - Kendi sektörlerinde emek vermiş, öne çıkan iş dünyasından isimler ve bürokratları kamuoyu ilk kez tanıyacak. Teorisini değil, pratiğini bilenler bakanlıkta ne yapacak, hep birlikte göreceğiz…

        - 1 başkan yardımcısı olması benim için sürpriz, en az 2-3 bekliyordum. Bakanlıkların sayısını 26’dan 16’ya indiren Erdoğan, yardımcı sayısını da bu mantıkla 1’de tutmuş, ancak istediği zaman bu sayı artabilir.

        - Fuat Oktay kamuoyunda olmasa da bürokraside iyi bilinen ve hep övgüyle bahsedilen bir isim. Pazar günkü yayında Muharrem Sarıkaya’nın da hatırlattığı gibi e-devlete geçişte başarının büyük kısmı ona ait. Çalışkan ve üretken.

        - Genelkurmay Başkanı’nın Savunma Bakanı olması ve bunun bir terfi kabul edilmesi Türkiye’de sivilleşme adına bir zafer. Siyasetin bekçisi konumundaki TSK’nın tarihe geçtiğinin kanıtıdır bu. Aynı gün MGK’nın kaldırılması da askeri vesayetin tamamen sona erdiğinin açık seçik ilanı. Bundan böyle askeri terfilere tamamen sivil otorite karar verecek, terfi süresi beklenmeyecek.

        - Eğitim Bakanı’nın Ziya Selçuk gibi değerli bir isim olması da çok olumlu. Selçuk ismini ilk kez pazar akşamı yayında Sevilay (Yılman) zikretti. Eğitim en sıkıntılı alanların başında geliyor. Şayet uluslararası eğitim sistemlerini çok iyi bilen ve gelişmeleri takip eden Selçuk özgür bırakılırsa bu alanda nihayet tutarlı ve doğru politikalar yeşerecektir.

        - En çok tartışılan ekonomi başlığına gelince: Berat Albayrak’la ilgili yorumumu yukarıda uzun uzun yazdım. Yurt dışından bana gelen çok sayıda mesaj ve e-maile bakınca görüyorum ki piyasalar Mehmet Şimşek beklentisine tepki veriyor ve bu nedenle dolar yükseliyor. Ben kısa süre içinde dünyayı çok iyi takip eden ve piyasa dostu bir iktisatçı olan Albayrak’ın dış piyasaları rahatlatacağını düşünüyorum. Bunun için Merkez Bankası’nın bağımsız olduğu, piyasa kurallarının sonuna kadar işlediği bir Türkiye olduğu imajı kuvvetlendirilmeli.

        - Bu kabine gençliğiyle öne çıkıyor. Çoğu 70’li yıllarda doğan isimler. Geçen dönem son derece başarılı bir Adalet Bakanlığı yapan Abdulhamit Gül 41 yaşında. Yıllardır Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlarından biri olan yeni Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise 42. Berat Albayrak 40, aile bakanı seçilen Zehra Zümrüt Selçuk 39, Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum 41, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ise 45.

        Diğer Yazılar