Mesut Özil'in Almanya için özel anlamı ne?
Dünyaca ünlü futbolcu Mesut Özil’in geçen hafta Alman Milli Takımı'ndan istifa etmesi futbolu çoktan aştı, büyük bir politik ve sosyal mesele halini aldı. Almanya’da günlerdir neredeyse başka konu yok. Bütün gazeteler manşetlerinden Özil’e vuruyor, entegrasyon başlıkları açılıyor, Alman kamuoyu kendi ülkelerinin entegrasyon politikalarını masaya yatırıyor.
Esasen Özil’in bu cesur çıkışı tam da ondan geldiği için büyük bir şok yarattı. Adeta yüze apansız atılan bir yumruk hissi verdi zira Mesut Özil Almanya’nın kendini temize çekmek için kullandığı çok iyi bir figürdü. Türk ama Alman toplumunun çok önemli bir parçası. Türklüğünden vazgeçmemiş gibi görünse de Almanya toplumuna ve kurallarına bağlı, Alman kültürünü bilen ve ülkenin dünya çapında bir yüzü…
Medyanın tuhaf hali
Ama… Mayıs ayında Özil, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile fotoğraf çektirince bir anda bu resim paramparça oldu. Alman medyasını takip edenler son yıllarda giderek rasyonaliteden uzaklaşan bir Erdoğan düşmanlığının bu medyayı nasıl ele geçiridiğini iyi bilirler. Eleştiri elbette yapılabilir, Erdoğan’ı sevmemek, yaptıklarını yanlış bulmak tabii ki her yayın organı için son derece doğal. Ancak Almanya’nın en önde gelen yayın organları Frankfurter Allgemeine, Die Welt, Süddeutsche Zeitung gibi gazeteler için durum bunu çoktan aştı.
Erdoğan bu yayın organları için savaşılması gereken bir düşman. O anlamda ne sandığa saygı duyuyorlar, ne Türkiye’ye kulak veriyorlar. Çok ilginç bir katarsis yaşanıyor Alman medyasında. İşte bu medya günlerdir Mesut Özil ile yatıp kalkıyor. Ben son zamanlarda bu kadar hedef gösterilen ve düşmanlaştırılan bir figür hatırlamıyorum. Sanki Erdoğan’a ve özellikle 24 Haziran seçim sonuçlarına olan öflkelerini Özil’den çıkarmaya çalııyorlar.
* * *
TÜRKİYE FIRSATA ÇEVİREBİLİR
Özil tartışmasının diğer bir boyutu da 2024’ye yapılacak Avrupa Futbol Şampiyonası. 27 Eylül’de UEFA şampiyonanın nerede yapılacağını açıklayacak ve 2 aday var: Almanya ile Türkiye.
Kısa bir süre öncesine kadar olağanüstü hal, Erdoğan’a yönelik olumsuz bakış ve terör tehdidi gerekçe gösterilerek Türkiye’ye pek şans verilmiyordu ancak Özil tartışması bu durumu tersine çevirdi. Şimdi UEFA ırkçılık tartışmalarının gölgesinde bir Almanya’ya ev sahipliği vermeyebilir. Türkiye’nin eli güçleniyor. Ciddi bir prestij ve kazanç sağlayacak şampiyonanın burada olması için Özil krizi büyük bir fırsat. UEFA’yı ikna etmek için Türk temsilci Servet Yardımcı’ya büyük görev düşüyor.
* * *
ENTEGRASYON TARTIŞMASININ GELDİĞİ SON NOKTA!
Mesut Özil ile birlikte Almanya’nın göçmen politikası çatırdıyor. Bu nedenle yaşanan ciddi bir panik var. Ben bu gelişmelerin iki uçlu olduğunu düşünüyorum. Ya Alman toplumu sağ söylemin yükselmesine müsade edecek ve göçmen karşıtı çizgi güçlenecek - bu da Almanya’yı içine kapatacak ve zayıflatacak - ya da bu tartışmalar sayesinde çoğulculuk ve liberal değerler güçlenecek, Almanya çokkültürlülüğün getirdiği zenginliğin farkına varıp kimlik siyasetine ‘dur’ diyecek..
Henüz hangi yolun galip geleceğini bilmiyoruz ancak birincisinin galip gelmesi için acınası bir çaba var. Bakın geçtiğimiz haftasonu Berliner Post gazetesinden başlayıp die Welt ve Frankfurter Allgemeine’ye kadar uzanan bir ‘patates’ tartışması yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor.
Esas dışlanan göçmenler değil, Almanlar’mış!
İddia şu: Özil’in açıklamaları ile göçmen karşıtlığı konuşuluyor, halbuki Almanya’da tam tersi bir gelişme var. Esases göçmenler, Alman düşmanlığı yapıyor! Türk ve Arap çocuklar Alman çocukları okullarda taciz ediyor!
Bu akılları zorlayan ‘anti-tez’i FAZ (Frankfurter Allgemeine Zeitung) "Müslüman toleranssızlığının hediyesi" başlığı ile ele aldı. Yani güya hedefte olan Almanlarmış, Nazi diye, patates diye aşağılanıyorlarmış!
Özil ile birlikte çöken entegrasyon politikaları ile yüzleşmek yerine tartışmayı tersine evirip kendini kurbanlaştırma stratejisi izleyen Alman medyası giderek rasyonaliteden daha da uzaklaşıyor. Ben mantığın ana vatanında yaşanan bu gelişmeleri dehşet içinde izliyorum…
* * *
BU MASKEYE DİKKAT
Bu yıl plajlarda Decathlon'un Sualtı Keşif Maskesi diye bir dalış maskesi çok moda. Bütün yüzü kaplıyor, önü tam cam olduğu için görüş alanı geniş. Tatil boyunca çoluk çocuk birçok kişide gördüm bu maskeyi.
Aman dikkat! Bodrum Yeşilyurtlular sitesinde 9-10 yaşlarında bir çocuk bu maskeyle iskeleden atladı ve maske yüzüne vakum yaptığı için çıkaramadı. Çocuğu bulduklarında baygındı, bilinci kapalı, halen hastanede yaşam mücadelesi veriyor.
Daha sonra soruşturdum, yetişkinler dahi çok zor çıkardıklarını söylüyorlar yüzlerinden. Çocuklarınızı bu maskeden uzak tutun! Maskeyle asla atlamayın! Decathlon'a sesleniyorum: Bu ürünü piyasadan çekin! Gencecik bir insan ölümün pençesinde. Bunun hesabını kim verecek?
Not: tatil notlarına devam… Avokadolu karides, turizmin başladığı nokta ve akın akın gelen o ülkenin vatandaşları bir sonraki yazıya…