Sakarya'da işlenen korkunç cinayet ve değişmesi gereken gelenek
Dün internette dolanırken tesadüfen gördüğüm bir haberdi: Sakarya’da bir baba ve oğluna “Kürt müsünüz, Suriyeli mi?” diye soran bir kişi “Kürt’üz” cevabını alınca cebindeki silahı çekmiş ve ateş etmiş. Baba ölmüş, oğul hastanede yaşam savaşı veriyor.
Bu kan dondurucu, apaçık bir şekilde ırkçı cinayet olarak görünen saldırı ile beynimden vurulmuşa döndüm. Suriyelilere yönelik belli yerlerde düşmanca tavırların arttığını biliyorum ancak iş bu noktaya mı geldi? Aleni ırkçılık Kürtlere de mi yönelmeye başladı? Hem de silah çekip vurmaya kadar mı gitti?
Cinayetin Hendek ilçesinde işlendiğini öğrenince şaşkınlığım bir kat daha arttı. Hendek yalnızca Gaffar Okkan’ın memleketi olması dolayısıyla bildiğim bir yer değil. Babamın, bir köyünde öğretmen olarak askerlik yaptığı, daha sonra ise bir kır evi inşa ettiği, yıllardır gidip geldiğimiz ilçe. Esnafın çoğunu tanırım. Cinayetin detaylarını sormak için manav, bakkal, kimin numarası varsa hepsini aradım.
BELİNDE SİLAHLA DOLAŞAN MAGANDALAR
Meğer olay şöyle olmuş: Önceki akşam, bir baba cebine silah koyuyor ve bir tartışma yaşadığı tekel bayiini vurmak için yanına oğlunu da alıp yola çıkıyor. İkisi de alkollü. Adam tekele doğru yönleniyor, oğul ise yanındaki kahveye girip, avaz avaz Suriyelilere ve Kürtlere küfretmeye başlıyor.
O kahvenin bulunduğu yer Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bir mahallede. Irkçı küfürler üzerine kahvede oturan bir genç ayağa kalkıyor ve bir tartışma başlıyor. Tam o sırada belinde silahla tekel bayiini vurmaya giden baba, aradığı kişiyi bulamayıp oğlunu almak için içeri giriyor. O sırada tartışma itişmeye dönmüş. Silahını çekiyor, içeri girip küfreden oğlu ile tartışan çocuğun babası bunu görüp oğlunu kurtarmak için üzerine kapanıyor ve kurşunların hedefi olup ölüyor. Çocuk ise yaralı kurtuluyor.
SİLAH ATMAYI YASAKLAMAZSANIZ DAHA ÇOK CİNAYET İŞLENİR
Ölen baba ve yaralı oğlu aslen Muşlu ama doğma-büyüme Hendeklilermiş. Hendek’te yaşayan ciddi bir Kürt nüfus var. Çocukluğumdan beri gider gelirim, herhangi bir sorun işitmedim. Suriyelilerle ilgili geçen yıl bir problem yaşanmıştı ama bu sene yansıyan bir olumsuzluk yok.
Ancak bu korkunç cinayette bir çok vahim nokta var: Öncelikle silah meselesi. Cebinde tabanca ile dolaşmak bu kadar rutin ve kolay mı? Buna karşı ciddi önlemlerin alınması gerekir. O bölgede silah atmak hâlâ son derece doğal karşılanıyor. Düğünlerde, bayramlarda özellikle köylerde her evden silah sesleri geliyor. Bu da silahı, ateş etmeyi olağanlaştırıyor. Bunun önüne geçmek, yasal tedbirler almak şart. Silah atmak da ne demek? Bu kadar ilkel ve tehlikeli bir şeye gelenek diyerek göz yummak kabul edilemez! Silah atmak ya-sak-la-na-cak! Bunun başka yolu yok.
Öte yandan hem Suriyeli mülteciler hem de bu topraklarda yüzyıllardır beraber yaşadığımız Kürtlere yönelik artan bir ırkçılık olduğu açık. Hem nefret söylemine karşı yargının hem de fiili saldırılara karşı İçişleri Bakanlığının daha sert tedbirler alması gerekiyor. Irkçılık kabul edilemez! Bu hepimizin ayıbı…
***
Anka Park nasıl kurtulur?
Melih Gökçek Ankara’nın turizm hayatını canlandırmak için Ankapark Projesi’ne başlamış, uzun süre bu projenin yapımı devam etmiş, ancak inşaat tamamlanmadan Gökçek’in belediye başkanlığı sona ermişti. Ankapark çok tartışıldı. Projenin maliyetiyle ilgili Melih Gökçek ve mevcut Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna arasında polemikler oldu vs...
Açılış tarihi olarak 23 Nisan 2018 ilan edilmişti, 2018 bitiyor ancak hâlâ açılabilmiş değil burası. Maliyetine yönelik tartışmalarla ilgili bir şey söyleyemem ama bana göre Gökçek’in Ankara’nın ortasına dev bir eğlence parkı kurarak şehre yönelik turizm talebini artırma fikri son derece mantıklıydı.
HATANIN BAŞLADIĞI NOKTA
Eğer layıkıyla ve başarılı işletilirse dünyanın en büyük eğlence parklarından biri olacak bir proje bu. İşte Ankapark’a dair yapılan en büyük hata bu noktada başladı. Burası bir kamu iktisadi teşebbüsü olarak düşünüldü. Halbuki bu mantıkla böyle bir tesisin başarılı olması mümkün değil…
Devlet memuru mantığıyla Disneyland’dan bile büyük olacak bir eğlence parkı işletilemez. Bürokrasi ve kırtasiyecilik orayı öldürür.
ÖZEL SEKTÖR İŞLETMEZSE ÖZHASEKİ DE GELSE, YAVAŞ DA GELSE BATAR
Bundan sonra ister Mehmet Özhaseki, ister Mansur Yavaş Ankara’yı yönetsin, her hâlükârda arpalığa döner Ankapark. Gerçekçi olalım. Bizim siyasi geleneğimiz bu ve her devlet işletmesi her dönem aynı kaderi paylaşmıştır.
Halbuki onca emek verilmiş, para harcanmış…Ne yapmalı, nasıl yapmalı da Ankapark’ı gelir getiren ve Ankara’yı markalaştıran bir değer haline getirmeli?
LAND OF LEGENDS ÖRNEĞİ VAR
Ben, turizme özel ilgi duyan, Dünya Turizm Yazarları Derneği’nin yönetim kurulu üyeliğini yapmış bir gazeteci olarak buranın Antalya’daki Land of Legends gibi işletilmesinin doğru olacağını düşünüyorum. Fettah Tamince’nin Antalya Land of Legends’ı turizm konusunda uzmanlaşmış dünyaca ünlü yazarlar tarafından çok beğenildi.