İstanbul'da bayram nasıl geçer?
Türkiye’nin hiç bitmeyen gerilimli siyasi atmosferine en azından birkaç gün ara vereceğim. Ne de olsa yarın bayram. İster akraba ziyaretleri, ister tatil kaçamağı, ister evde dinlenmece… Galiba bayram planımız ne olursa olsun, benzer hislerdeyiz…
Havada uzun zamandan sonra ilk kez bir hafiflik var. Bir tembellik havası, bir rehavet var. Bunun uzun süren ve 23 Haziran’a kadar devam edecek olan gergin seçim atmosferine iyi geleceği kanaatindeyim.
Gelin bu havayı fırsat bilip biraz da hayatın içinden şeylere bakalım… Biz birkaç gün uzaklaşacağız ama İstanbul’da kalanlar ve İstanbul’a ziyarete gelenler için son günlerde şehirde gördüğüm güzel şeyleri anlatacağım…
***
İstiklal’in geri dönüşü
Gezi’den beri sönükleşen, bir ara büyük ölçüde Suriyelilere terk edilen, eski kalabalığın elini ayağını çektiği İstiklal Caddesi yeniden doğuyor. Taksim ve civarında müthiş bir canlanma göze çarpıyor.
Beyoğlu’nun havası 2013 öncesini andırıyor, hatta daha güzel. Hem İstanbullular, hem de Batılı turist sayısında gözle görülür artış var.
Hem AKM hem de yıllardır bir türlü yapılamayan Taksim Camii karşılıklı adım adım yapılıyor. İkisinin sanki birbirinin alternatifiymiş gibi sunulduğu, bir caminin rejim meselesine dönüştüğü günlerden bugünlere… Ne temelsiz meselelerde boşu boşuna vakit kaybettiğimizi gösteren ibretlik bir örnek ama yine de en azından o tartışmaları geride bırakmak güzel.
***
Gizli vaha: Tomtom
Son zamanlarda bir İstanbullu olarak en çok sevdiğim yerlerin başında Tomtom Mahallesi geliyor. Galatasaray’ın arkasındaki bu mahalle adeta İstanbul’un Soho’su olarak yükseliyor.
Tasarımcılar, galeriler, kafeler ve müthiş huzurlu bir atmosfer… Bizim çocukların okulu dolayısıyla karış karış öğrendiğim bu vahayı İstanbul’da turist olmak isteyenler için muhakkak tavsiye ederim.
Galatasaray Lisesi’nin yanından kendinizi aşağıya bırakın. Minicik ve birbirinden sevimli kafelerden birine oturun. Aşağı Boğazkesen Caddesi’ne inip hem butikleri gezin hem de Orhan Pamuk’un büyülü dünyasını görmek için Masumiyet Müzesi’ni ziyaret edin.
***
İzmir’in bombası İstanbul’a geldi
İzmir’de keşfettiğim ve o gün bu gündür rüyalarıma giren bomba diye bir tatlı var. İncecik hamur içine doldurulmuş bol bitter çikolata kreması. Sıcak yeniyor. İzmir’de Çelebi diye bir pastaneden çıkmış, kapısında her daim kuyruk…
“Böyle bir lezzet İstanbul’da neden yok?” derken birkaç yerde buldum. Artık pastaneler yavaş yavaş bombayı raflarına koyuyorlar. Tam bayramlık. Muhakkak deneyin…
***
Anadolu yakasının Taksim’i
Avrupa’da sosyal hayatın kalbi Taksim ise Anadolu yakasında da giderek yükselen bir cazibe merkezi Çangelköy. Hele haftasonları inanılmaz bir ziyaretçi akını var.
Bizim mahalle Çengelköy’de genelde kafeler, dükkanlar, içkisiz mekanlar var. Birkaç istisna hariç. İyi deniz ürünü yemek istiyorsanız, bütçeniz de elveriyorsa su kenarında eski Rigel’in yerine açılan Çaça’yı muhakkak tavsiye ederim. Bir İstanbul Klasiği olan Uskumru’nun sahipleri bu kez de Çengelköy’de güzel bir balık restoranı açtılar. Uskumru’nun meşhur sarmısaklı yeşil salatası da var.
Yok ben kahve içip dolaşmak istiyorum derseniz de ana caddenin bir üzerinde yan yana kafelerin sıralandığı Çengeloğlu Sokağa gitmenizi öneririm. Özellikle kendi çikolatalarını yapan Maia ve Müze Café çok iyi seçenekler…
***
Otelin içine gizli cennet
Otel içi olduğu için hak ettiği popülerliği bulamadığı kanaatinde olduğum bir Avrupa yakası lokasyonu da vereyim: Ritz Carlton’un içindeki Atelier restoran.
Özellikle et yemeklerinde çok başarılılar. Kendi ekmeklerini yapıp, sıcak taşta ve yanında nefis bir zeytinyağı ile servis ediyorlar. Bütçeniz el veriyorsa burayı da görün derim.
***
Tarihin tanığı olan dev mekan
Otelden başlamışken Taksim CVK Park Oteli yazmamak olmaz. Buradaki gelişmeleri hayret ve hayranlıkla izliyorum. O kadar büyüdü, o kadar gelişti ki otel değil bir şehir oldu adeta.
Hele terastaki manzarası ve kozmopolit ortamı… İstanbul’u tam kalbinden solumak için bence en iyi adreslerden biri.
***
İstanbul’da turist olmanın en kolay yolu
Yurt dışında sık sık gördüğümüz iki katlı turist otobüslerine binmek herhalde İstanbul’da kendisi turist hissetmenin en kestirme yolu.
Hem Boğaz’ı Beylerbeyi’ne kadar, hem Sultanahmet’i hem de Haliç’i dolaştıran farklı rotalar da mevcut.
Bu turları Big Bus yapıyor, farklı bir açıdan İstanbul’u görmeniz için yapın derim. Ancak İstanbul gibi bir şehirde rotaların çeşitlenmesi ve genişlemesi gerekir bir de müzik seçimi iyi yapılmamış. İstanbul’u kaliteli Türk müziği ile dolaşmak gerekir…
***
Marmaray ve otopark sıkıntısı
İstanbul’u rahat gezmek için Marmaray ilaç gibi geldi. Duraklara uzak oturan birçok kişi de arabayla geliyor, park edip, metroya öyle biniyor.
Ancak son günlerde Ataköy ve Yeşilköy gibi durakların yakınına park edilen araçların park edilmez levhası olmadığı halde çekildiği haberleri geliyor kulağıma. İnsanlar mağdur oluyor. Marmaray duraklarının etrafında park alanı göstermek gerek.
***
Kanyon ve değişen talepler
Maslak Kanyon alışveriş merkezi İstanbul’un modern iş merkezinin kalbi. Beyaz yakalıların merkezi. Geçen gün yolum düştü. Bir süredir gitmemiştim. Gördüm ki değişen talepler ve trendler burayı da önemli oranda değiştirmiş.
Sağlıklı yaşam, hafif yemek, çevre hassasiyeti gibi konuların öne çıkarıldığı bir çok mekan açılmış, metro ağının genişlemesi ile birlikte daha geniş bir çevreden talep gelmeye başlamış.
Çoğu zaman siyasi kavgalarla birbirimizi boğuyor ve karamsarlığa kapılıyoruz ancak Türkiye’de özellikle de İstanbul’da şehir kültürü ile ilgili çok güzel gelişmeler oluyor.
