29 Ekim Cumhurbaşkanlığı resepsiyonundan notlar…
Salı akşamı saat 18.20’de Habertürk ekibi olarak 29 Ekim resepsiyonu için Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden içeri Mehter Marşı eşliğinde girdik. Kapıda bir sürprizle karşılaştık. 16 Türk devletini temsil eden askerler sağlı sollu davetlileri selamlıyordu, daha ilk adımda Barış Pınarı’nda elde edilen başarının coşkusu hissediliyordu.
Başta Ciner Medya Grup Başkanımız Kenan Tekdağ olmak üzere Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli, Haberturk.com Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Barlas, Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Ali Can Türkoğlu, Habertürk Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir ve davetli diğer arkadaşlarımızla birlikte katıldığımız resepsiyon bu yıl önceki senelerden farklı olarak Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi Sergi Salonu’ndaydı. Burayı büyük diye tanımlamak kafi değil, dev salon demek gerekir.
Çok iyi aydınlatılmış, halı kaplı uçsuz bucaksız bir mekan. 5000 davetiye gönderildi bu kez, geçtiğimiz senelerden 1000 fazla. Yine de mekanda sıkışıklık yoktu.
Karşılaştığım herkesten tek tek bahsedeceğim ama önce davetin ev sahibi Başkan Erdoğan ve Hanımefendi Emine Erdoğan’dan başlayayım…
BAŞKAN ERDOĞAN VE ETRAFINDAKİ İLGİ SELİ
Cumhuriyet Bayramı ve son günlerdeki gelişmelerle ilgili yaptığı konuşmanın ardından Doğu Akdeniz, Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü, Rasulayn ve Tel Abyad’a canlı bağlantılar yapıldıktan sonra Başkan Erdoğan ve eşi Emine Hanım salonda selamlama turuna çıktılar.
Her zaman bu selamlama esnasında sıkışıklık ve karmaşa oluyor. Herkes Başkan’a ulaşmaya çalışıyor ancak bu kez öncekilerden de farklı, çok daha büyük bir kalabalık vardı Erdoğan’ın etrafında. Bunu Barış Pınarı’nın getirdiği coşkuya bağlıyorum.
Yanlarına gittiğimde etraflarındaki duygu yoğunluğunu çok net hissettim. Sayın Başkan ve Hanımefendi ile kısa bir sohbet yaptık. Tayyip Bey Türkiye toplumunun yüzde 90-95 arası bir kesiminin Barış Pınarı’na tam desteğinden çok mutluydu. Milletin çok büyük bir bölümü arkasındayken ABD’nin yaptıkları umrunda bile değildi.
Eskiden Amerika bir kere hapşırsa Türkiye olarak nezle olurduk. Şimdi Washington’da her gün Türkiye aleyhine birçok icraat yapılıyor ve bunlar kötü etki yapmayı bırakın, insanları daha fazla ABD’ye karşı biliyor ve toplumu birbirine yakınlaştırıyor.
Başkan Erdoğan’ın yanı sıra Emine Hanım da çok huzurlu ve keyifliydi. Müthiş pozitif bir enerjisi vardı. Onca kalabalığa karşı gülümsemesini hiç eksik etmiyordu.
MİT BAŞKANI’NA GÖRE BU OPERASYON NE ZAMAN BİTER?
29 Ekim resepsiyonunda çok sayıda insan ile konuştum ama önce baş başa ve sakince sohbet etme imkanı bulduğum MİT Başkanı Hakan Fidan’dan bahsetmek isterim. Sayın Fidan’a operasyonun tamamen bitmesi ile ilgili bir tarih verip veremeyeceğini sorduğumda “Zaten hedeflenen bölgeyi temizledik. Arada sızmalar oluyor ama takip edip, önlem alıyoruz. Tamamen ne zaman biter, söylemek zor ancak zaten sonuca ulaşıldı” yanıtını aldım.
Fidan bu operasyonun başarısının en kilit isimlerinden biri. MİT’in titiz çalışması, öncesinde bölgenin bütün detayları ile fotoğrafını çıkarması, YPG’li teröristlerin koordinatlarını tespit edebilmesi sayesinde çok kısa bir sürede Türkiye istediğini aldı.
İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU RAHATLAMIŞ
Konuştuğum diğer bir isim İçişleri Bakanı Süleyman Soylu idi. Salonda en çok ilgi gören isimlerden biriydi Soylu. İçeri girdiği andan itibaren etrafı hep sarılıydı. İçişleri Bakanı’nı çok neşeli, rahatlamış gördüm. Operasyon esnasında kendisi ile zaman zaman yaptığım telefon görüşmelerinden yansıyan stres gitmişti. Sonuç almanın verdiği bir rahatlıktı bu sanırım. Onunla da son gelişmeler üzerine sohbet etme imkanı bulduk.
HAKAN ATİLLA ABD’DEKİ CEZAEVİ SÜRECİNDE ZİNDELİĞİNİ NASIL KORUMUŞ?
Gecenin bence en ilginç konuklarından biri de Hakan Atilla idi. Borsa İstanbul’un başına atanan Atilla ile salona girdikten kısa bir süre sonra karşılaştım. Görür görmez de ABD’deki cezaevi sürecinden nasıl bu kadar dinç ve pozitif çıktığını sordum.
“Bu yanlışlığın düzeltileceğine olan inancımı hiç kaybetmedim Nagehan Hanım. Umutsuzluğa kapılmadım çünkü herkes biliyordu ki asla suç işlemedim. Sanırım beni olumlu düşünce ve inanç ayakta tuttu. Bu arada ben ABD’de hapisteyken aileme ve bana olan desteğiniz için teşekkür ederim” dedi.
Davette karşılaştığım ve konuşma fırsatı bulduğum birçok Bakan ve devlet yetkilisi oldu. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ile de sohbet ettik. Bir sonraki yazıda resepsiyondan notlara devam edeceğim…