Kadınlar Günü'nde erkek tuzaklarına direnmek
Kadın olmak nerede doğmuş olursanız olun size öncelikle kolonyalist yani erkek gözüyle dışarıdan bakışın nesnesi olmayı dayatıyor.
Oryantalist Batılıların Doğu alemine bakışı gibi. Gören değil, görülensiniz.
Böyle başlıyorsunuz hayata. Elbette Danimarka’da dozu farklı, bizde farklı, Yemen’de farklı.
Fakat öz aynı. Kadınsanız gözlerle çevrilisiniz.
Bugün Dünya Kadınlar Günü ve ben bir göz denizinde yüzen dünyadaki bütün kadınlara "Gelin bu denizi yaralım, görülen olmayı reddedelim. Erkeklerin bizi tarif etmesine müsaade etmeyelim" diye haykırmak istiyorum…
Güzelliğimizi, çirkinliğimizi, başarımızı, başarısızlığımızı, ahlakımızı, ahlaksızlığımızı, anneliğimizi kısacası her şeyimizi erkek egemen sistem belirliyor.
Bu cinsiyetçi oyuna uyanmazsak hangi siyasi görüşten hangi hayat tarzından geliyor olursak olalım bu kölelik düzenine boyun eğmeye devam edeceğiz…
Kadınların birbirinin kuyusunu kazdıklarını, birbirleri ile yarıştıklarını, birbirlerini rakip olarak algıladıklarını gördükçe kahroluyorum…
Maalesef en eğitimli hatta ABD’deki en itibarlı üniversitelerde öğrenim görmeye giden kadın arkadaşlarımın bile ülkeye dönünce bir anda ‘Semra’nım’ moduna girmeleri içimi parçalıyor.
Kadınlar arası tüm ihtilafların özenli şekilde erkek aklı tarafından yaratıldığını Amerikalı feminist akademisyenler mükemmel şekilde açıklıyor oysa…
Türkiye’deki kadınlar olarak bu konuda çok geri durumdayız. Medyadaki hemcinslerimiz de farklı değil…
Kendi aramızdaki tüm zıtlaşmalar bize malum cinsiyetçi düzenin bir kazığı.
Ne olur düşmeyelim bu oyunlara sevgili kadınlar…