Son darbe tartışmalarıyla ilgili bugüne kadar yazmadım ama geçen pazartesi Habertürk TV’de Erdoğan Aktaş’ın başarıyla hazırlayıp sunduğu ‘Gece Raporu’ programında görüşlerimi aktardım.
O programa Sayın Özgür Özel benim yorumum üzerine bir açıklama gönderdi. O açıklamada Erdoğan Aktaş’a “Türkiye Cumhuriyeti Devleti saat gibi işlemeye başlar dedim, bunun neresi darbe iması?” diye soruyordu.
Halbuki tartışma yaratan konuşmasında “Türkiye Cumhuriyeti Devleti gelir, saat gibi işlemeye başlar” demişti.
O KELİMEYE OTO-SANSÜR
Program sonrasında, acaba ben mi yanılıyorum diyerek orijinal demece yeniden baktım. Hayır, yanılmıyorum. Özgür Bey kendi konuşmalarına sansür koymuş.
Bence kendisi de “Türkiye Cumhuriyeti Devleti gelir ve saat gibi işlemeye başlar” sözünden pişmanlık duyuyor ama geri adım atmak da istemiyor. Yoksa kendi demecini neden Erdoğan Aktaş’a ‘gelir’ kelimesini sansürleyerek göndersin?
Sözün şehvetine kapılarak “Türkiye Cumhuriyeti Devleti gelir” deyince elbette karşınızdaki siyasal cepheye koz vermiş olursunuz.
Ya da Canan Kaftancıoğlu gibi “Bu iktidar sandıkla ya da bir şekilde gidecek” derseniz de aynı şekilde.
İKİ İSİM DE CHP’NİN SOLCU KANADINDAN
Hem Özgür Özel’in hem de Canan Kaftancıoğlu’nun özeleştiri yapması gerekir.
En temel soruyu sorayım: Özel ve Kaftancıoğlu Kemalist bir askeri darbe ile mevcut hükümetin devrilmesini ister mi? Bence istemez.
Unutmayalım hem Özel hem de Kaftancıoğlu CHP’nin ulusalcı kanadından ziyade solcu kanadında bulunan isimler.
Özellikle Canan Hanım siyasal düşünce olarak tam bir Marksist.
Parti içindeki Kemalistler kendisinden hiç hoşlanmıyor. Aralarında ciddi bir gerilim var.
Daha önce Habertürk TV’de de söylediğim gibi “CHP’nin Klara Zetkin’i” diyebiliriz Kaftancıoğlu için.
Yani eski tabirle cihet-i askeriye kesimine sempatisi olan bir insan değil CHP İstanbul İl Başkanı.
TSK içinde de Kaftancıoğlu tarzı siyasetten hoşlanacak tek bir subay olacağını zannetmiyorum.
Hatta bu siyasal yaklaşımı Türk devletinin bekası için tehdit gören ordu mensubu sayısının azımsanmayacak kadar çok olduğu kanaatindeyim.
BU SÖYLEMLER NEREDEN ÇIKIYOR?
Peki o zaman bu “Bir şekilde gidecekler” gibi söylemler neden ağızdan çıkıyor?
Kaftancıoğlu’nun zihninde bir askeri darbe hayali bence yok. Ama toplumun sol kesiminin Gezi’de olduğu gibi sokaklara döküldüğü ve mevcut iktidarın bu şekilde devrildiği bir hayali de hiç yok mu?
İşte bu soruya “Kesinlikle hayır” diyemiyorum…
Türkiye solunda sokak isyanlarıyla bir netice alma nostaljisi yani sokakçı-devrimci yolla bir siyasal ihtilal yapma hayali ve stratejisi maalesef hep olmuştur.
Bana göre bu temelden anti-demokratik ve yanlış sosyalist devrimcilik düşüncesi Türkiye’de hep faşizmin ve daha otoriter-totaliter rejim isteyen “iyi saatte olsunlar” güçlerinin önünü açtı.
Hem 27 Mayıs hem 12 Mart hem 12 Eylül öncesi bu türden sokak eylemlerinin bir askeri darbe zemininin oluşturulması için “iyi saatte olsunlar” tarafından kışkırtıldığı da artık herkesin malumu.
Hele şimdi böyle Gezi tarzı sokak isyanlarını istemek Türkiye tarihinde hiç olmayan bir olguyu dahi bize yaşatabilir.
İki farklı toplumsal kesimin sokakta kitleler halinde karşı karşıya geldiği korkunç bir tablo.
O yüzden iktidardan ya da muhalefetten herkes konuşmalarına dikkat etmek zorunda.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kesinlikle böyle bir düşünce içinde olduğunu düşünmüyorum.
Kemal Bey sandık ile değişim meşruiyeti konusunda hassas ve gerçekten demokrat bir insan.
Keza 23 Haziran’da demokratik yollarla İstanbul’un başına geçen Ekrem İmamoğlu’nda da bu tür bir devrimcilik düşüncesinin zerresinin olmadığını görüyorum.