Rifat Hisarcıklıoğlu Demokrasi ve Özgürlük Adası'nda neden yoktu?
Cuma günü TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun 27 Mayıs’ta Demokrasi ve Özgürlük Adası’nın açılışında olmamasına değinmiş ve "Açıklama dahi yapılmadan orada bulunmaması çok ilginç" demiştim. Zira TOBB, hem Ada’nın yapımında çok önemli bir rol aldı hem de işletmeci konumunda.
Yazım üzerine Rifat Bey ile konuştuk. "Arife günü nezle oldum, Nagehan Hanım" diye gülerek başladı anlatmaya. "Kayseri’de annemin bağ evine gidecektim, korona yüzünden insanları tedirgin ederim diye gitmedim.
Ada’nın açılışının olduğu gün hâlâ burnum akıyor, nezle devam ediyordu. Cumhurbaşkanımızla da görüştüm, durumu anlattım. Gerekli yerleri bilgilendirdik. Kimseyi rahatsız ve tedirgin etmemek için açılışa katılmadım."
Hisarcıklıoğlu sohbetimiz sırasında bir Kayserili olarak 27 Mayıs'a yönelik özel hassasiyetini de dile getirdi. (Demokrat Partililer Kayseri Cezaevi'nde kalmış, Celal Bayar o cezaevinden tahliye edilmişti 27 Mayıs zulmünün hüküm sürdüğü yıllarda-na)
Dedi ki "Nagehan Hanım bak 27 Mayıs demişken sana bir anımı anlatayım. Ben Ankara Koleji’nde okuyordum. Demokrat Partili aileler de cezaevindeki yakınlarını görmek için her hafta otobüsle Kayseri’ye geliyorlardı.
Bir hafta ben de Ankara’dan onların otobüsü ile geldim, aralarından birkaçını gece bizim evde misafir ettiğimizi hatırlıyorum. İçlerinde Nilüfer Hanım (Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy) da vardı. Çok acılar çekildi, bunların tanığıyım.
Kayseri demişken Kirazoğlu ailesini de anmadan olmaz. 27 Mayıs'ın mağdur ettiği İbrahim Kirazoğlu’nu da hatırlayalım." (DP döneminde Meclis Başkanlığı yapan İbrahim Kirazoğlu için de Yassıada’da idam kararı çıkmış daha sonra bu karar müebbete çevrilmişti.-na)
Hisarcıklıoğlu ile konuşmamız onun şu cümlesi ile noktalandı: "O Ada bir ibret adası. Şimdi önemli bir hafıza merkezi oldu. Şu salgın bitsin, bir gün birlikte gezelim inşallah."