Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Önceki hafta Habertürk ekranlarında Sevgili Veyis Ateş'in programında "Ben de aşı gönüllüsü olmaya talibim" demiştim.

        Dün sabah Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi'ne gittik. Pandemi sürecinde inşa edilen bu dev hastaneyi uzaktan görüyordum ancak henüz hiç yolum düşmemişti.

        Yeni, modern, temiz bir bina yapmışlar. Ancak giriş-çıkışları daha iyi düzenlemek gerekir zira yol ortasına park etmiş ya da ters şeritten gelip park etmeye çalışan araç gibi aksaklıklar olabiliyor ve ortada görevli yok.

        Öte yandan Covid giriş çıkışlarını tamamen ayrı bir kat ve girişten düzenlemişler. Bu çok olumlu.

        Biz antikor testi için kan ve PCR testi için sürüntü verdik. Şayet antikorumuz yoksa ve testimiz negatifse pazartesi günü eşim Rasim’le beraber ilk dozu olacağız. Her şey yolunda giderse 14 gün sonra da ikinci doza sıra gelecek ve ikinci dozun ardından bize placebo yani boş aşı denk gelmemiş ise artık aşılanmış kabul edileceğiz.

        Bu arada Çin’den ilk aşı paketi pazartesi günü geliyor ancak bu, aşılanma hemen başlayacak demek değil. Bizimle ilgilenen ve Cemil Taşçıoğlu Hastanesi'ndeki çalışmayı yürüten değerli hekimlerden Doç. Dr. Taner Yıldırmak’ın söylediğine göre gerekli tetkik ve değerlendirmenin yapılması ve Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu'ndan onay alınması Ocak’ın 15’ini bulacak.

        REKLAM

        O süreye kadar gönüllülerle çalışmalar da kapanmış olacak.

        Bu arada placebo denk gelen gönüllülere ne olacak, onu da sordum Taner Hoca’ya.

        Süreç tamamlanınca hepsi bilgilendirilecek ve boş aşı denk gelenler için gerçek aşılama yapılacakmış.

        Araştırma için titizlikle çalışan Doç. Dr Taner Yıldırmak tüm detayları anlattı

        Ocak ortasından itibaren süreç bir anda hızlanacak. Aşılar parti parti gelmeye başlayacak. Alman-ABD menşeli Pfizer BioNTech de gönderime başlıyor. Sağlık Bakanı Koca bu hafta içinde 550 bin doz geleceğini açıkladı.

        O aşı mı iyi mi bu aşı mı iyi gibi tartışmalara dalmayı, aşı karşıtlığı kadar yanlış ve zararlı buluyorum. Piyasaya giren aşı güvenli aşı demek. Korkmadan ve seçmeden en kısa zamanda en fazla sayıda insanın aşılanması hepimizin sağlığı için şart.

        Prof. Dr. Celalettin Kocatürk'ten HES kodu ile ilgili hayati öneriler

        Prof. Dr. Celalettin Kocatürk'ten HES kodu ile ilgili hayati öneriler
        0:00 / 0:00

        Önceki gün bir kontrol için özel bir hastanede Göğüs Cerrahisi Uzmanı kıymetli Profesör Celalettin Kocatürk’ün yanına uğradım.

        Kocatürk pandeminin başından beri hem ekranlardan hem kendi sosyal mecralarından ve sayfasından Covid’e yönelik önlemler ve yapılması gerekenler üzerine konuşuyor, doğruları ve yanlışları anlatmak için çırpınıyor.

        "Nagehan Hanım elimizde çok iyi oturmuş bir HES kodu sistemi var. Bunu niye doğru düzgün kullanmıyoruz, anlamıyorum" dedi.

        "Nasıl kullanmamız gerekir" diye sorunca da "Bu kod neden sadece AVM’lere girişte soruluyor? AVM’den çıkıyorsun, yanındaki market çok daha kalabalık ama orada HES koduna bakan yok. Ya da mesela en riskli yerler olan hastaneler. Orada da HES kodu istenmiyor."

        Celalettin Hoca’ya kesinlikle katılıyorum, AVM’ler sıklıkla tartışma konusu yapıldığı için sanki virüs yalnızca oralara girebilir gibi bir algı mı var? Halbuki sokaktaki dükkanlar çok daha kalabalık ve riskli.

        Prof. Kocatürk site girişlerindeki güvenliklerde de özellikle yemek ve market kuryeleri için HES koduna bakmanın önemli olduğunu söyledi.

        Daha sonra ikinci bir öneri daha getirdi HES kodu ile ilgili. Bence bu hayata geçse maskesiz tek kişi kalmaz.

        Dediği şu: "Sokakta maske takmayana ceza yazıyorsunuz ama o cezaların tahsil edilmesinin zorluğu bilindiği için hiç de caydırıcı olmuyor. Hatta ceza yazılan kişi arkasına dönünce kağıdı yırtıp atıyor. Halbuki onun yerine maske ihlali yapanın HES koduna bu ihlal işlense ve bu nedenle HES kodu uyarı verse esas o zaman caydırıcı olur."

        Orhan Kural'ın vasiyetindeki isim Cengiz Kuzu aradı

        Orhan Kural'ın vasiyetindeki isim Cengiz Kuzu aradı
        0:00 / 0:00

        Önceki gün Orhan Kural’ın ardında bıraktığı video vasiyette "Hakkımı helal etmiyorum" diyerek bahsettiği Cengiz Kuzu’yu yazmıştım.

        Kuzu’nun Kural İTÜ’den 2017’de emekli olurken görev yaptığı Maden Fakültesinin dekanlık koltuğunda oturduğunu ve Kural’ın talebine rağmen görev süresinin uzamamasından sorumlu tuttuğu isim olduğunu söylemiştim.

        Yazım üzerine Prof. Dr. Cengiz Kuzu aradı ve şunları söyledi:

        "Nagehan Hanım, Orhan Bey’in vefatından sonra bir anda herkesin gözü bana döndü, çok ağır ve haksız ithamlara maruz kaldım ama kimse benim gözümden olanları sormadı.

        Bakın ben 1958 doğumlu bir insanım. Kural’a 2017’den beri cevap vermedim. Bir basın toplantısı düzenlesem herkes gelirdi ancak arada İTÜ gibi değerli bir üniversitemiz var, zarar görsün istemedim. Halen İTÜ Maden Fakültesi dekanıyım. Berlin Teknik Üniversitesi'nde eğitim görmüş, Avrupa’yı bilen bir akademisyenim.

        Nagehan Hanım, 4 Aralık’ta bana Covid teşhisi kondu. Sancaktepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yattım, ciğerimin yüzde 70’inde tutulma vardı, yoğun bakımda kaldım. Hala hastalığı tam olarak atlatabilmiş değilim. Ben hastaneden çıktığım sıralarda Orhan Bey’in hastaneye yattığını duydum. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum fakat bana yönelik ithamları çok haksız.

        Bakın 2017 temmuzunda 7033 sayılı kanun çıktı, emekliliği 75 yaşına uzatıyordu ancak bunun belli şartları vardı. 6 ay önceden müracaat etmek gerekiyordu mesela. Üstelik bölüm kurulunun böyle bir talebi olması gerekiyordu. Bunların hiçbiri yoktu Orhan Kural’da. Bu benim tek başıma verdiğim ya da verebileceğim bir karar değil. Nitekim konu rektörlüğe de gitti. Rektörlükten de döndü. Ama kendisi beni suçlamayı tercih etti.

        O dönem savcılığa şikayette de bulundu ama neden şikayet ettiği belli değil. Açın bakın açılan herhangi bir dava yok. Şikayet seviyesinde kaldı iş. Şimdi herkes beni hedef alıyor, hakaretler, beddualar ediyorlar. Bunlar beni çok üzüyor, ben suçlamaların hiçbirini hak etmedim."

        Diğer Yazılar