Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        17 günün ardından ‘kademeli normalleşme’ kararları belli oldu.

        Gözümüz aydın!

        Çocuklar yine eğitimden uzak…

        Yeniden AVM’lere kavuştuk, sokaklar yine hınca hınç dolacak. Ama çocuklarımız evde olacak.

        Okullar tabii ki kapalı. Her yer açılsa da okullar sımsıkı kapalı tutulmalı bu ülkede. Ne de olsa en kolay lokma çocuklar. E alıştılar da evde boş boş oturmaya. Otursunlar… Zihinsel ve bedensel olarak çürüme pahasına otursunlar evlerinde.

        Ben artık yazacak bir şey bulamıyorum sevgili okurlar… Açık söyleyeyim, pek umudum kalmadı. Bırakın bu seneyi, eylülden bile endişeliyim…. Pandemi dönemi çok acı bir şekilde gösterdi ki eğitim asla öncelik değil bu ülkede.

        1 Haziran’da açılacağını da sanmayın okulların. Sağlık Bakanlığı günlük maksimum 5000 vaka sayısını şart koşuyor okulları açmak için.

        Her yer kapalıyken ve sokağa çıkma kısıtı varken vakalar ancak 11 bine düşebildi.

        Şimdi ise yeniden sokak serbest, AVM’ler, mağazalar açık. Bu şartlarda vaka sayısı 5000’e inebilir mi? Bu mümkün mü?

        Tabii ki hayır!

        İşin acı tarafı okulları açmak konusunda kamuoyu bile olmaması…

        Hiç boşuna "Öğretmenler uzaktan eğitim istemiyor, okullarına kavuşmak istiyorlar" demesinler… İsteyen insan ses çıkarır.

        REKLAM

        Hani neredesiniz öğretmenler?

        Okullar açılsın diye ses çıkardığınızı duyamadık bugüne kadar. Onun yerine açılan sınıfları okutanlar "Bu haksızlık" diye feryat ediyorlar…

        Aşı için feryat ettiğinizi de görmedik.

        Aşı olmadan okul açılmasın diyorsunuz ama aşıya ulaşmak için etkili bir kampanya neden yapmıyorsunuz?

        Ben devamlı yazıyorum öğretmenlerin aşıları nerede diye ama hani sizden destek?

        Maalesef siyasetçisiyle, eğitmeniyle, eğitim sendikasıyla okulların açılmaması için adeta bir milli mutabakat var.

        Bir ayrık otu ben ve benim gibi üç-beş kişi…

        Ne diyeyim…

        Kısacası bu seneyi okulsuz kapatıyor bu ülke. Ve bu bir sorun bile değil çoğunluk için.

        Okula gitmek yasak ama anne-baba ile AVM gezmek serbest…

        İyi gezmeler!

        Hadi büyükşehirleri geçtim, köy okullarının ne günahı var?

        Hadi büyükşehirleri geçtim, köy okullarının ne günahı var?
        0:00 / 0:00

        CDC’nin belirlediği renk kodları başka hiçbir ülkede Türkiye’deki gibi kullanılmıyor. Bu kodlama yerel ölçekte vaka sayılarını 100 bine modelleme üzerine işleyen bir sistem.

        Bizde ise kararlar ülke bazında alınıyor.

        Köy okullarında uzaktan eğitimin neredeyse hiç karşılığı olmadığını herkes kabul ediyor. Bırakın karşılığı erişimi olmayan, köyünde internet bulunmayan binlerce çocuk var.

        Geçen şubatta köy okulları açılmıştı ama şimdi yine hepsi kapalı… Halbuki köyünde, kasabasında vaka olmayan yerler yok mu? Tabii ki var. O çocuklar neden okulsuz?

        İl il yapılması gereken değerlendirme 85 milyonluk ülke için merkezi düzeyde yapılamaz. Burada çok ciddi bir yanlışlık var.

        Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu: Okulları şimdi kapayın, ağustosta açın

        Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu: Okulları şimdi kapayın, ağustosta açın
        0:00 / 0:00

        Uzaktan eğitime devam kararı belli olunca TED Genel Başkanı değerli eğitimci Selçuk Pehlivanoğlu’nu aradım.

        Tabii ki çok üzgün ve şaşkındı. Anaokulu ve ilkokulların tamamen açık olması gerektiğini söyledi.

        Vaka sayılarından bahsederken de "Madem okullar açılamıyor o halde hiçbir yerin açılamaması gerekir" diye ekledi.

        Selçuk Bey de benim gibi bu sene okulun açılabileceğine dair umutlu değil. Gerçekçi olalım, 1 Haziran'da bu yaklaşımla okulların açılması mümkün görünmüyor.

        Pehlivanoğlu şu öneride bulundu: "Uzaktan eğitim artık çocukların psikolojilerini de çok olumsuz etkiliyor. Üstelik verim de alınamıyor. Bu şekilde devam edileceğine bence okulları şimdi kapatsınlar, ağustos başında açsınlar."

        TED olarak bir hesaplama yapmışlar, ‘yüz yüze eğitim’ yapılan süre toplam 2 haftalık eğitime denk geliyormuş. Haftada 2 yarım gün yapılan derslerle ancak normal zamandaki 2 haftalık süre kadar yol alınabilmiş bu yıl.

        Bu hakikaten çok acı.

        Halbuki Çin’de okullar toplam 9 hafta, Almanya’da 14, İngiltere’de 16 hafta kapalı kaldı. Fransa’da bu rakam çok daha düşük. Geri kalan zamanlarda o ülkelerin öğrencileri kesintisiz yüz yüze eğitime devam ettiler. Bizde ise neredeyse hiç açılmadı okullar.

        Üstelik Türkiye merkezi sınavları olan bir ülke. Üniversite giriş sınavı için okul başarı puanı da hala hesaplanıyor.

        Selçuk Pehlivanoğlu buna da itiraz etti ve çok önemli bir uyarıda bulundu. "Çocukları neredeyse hiç tanımıyor öğretmenler, bu ortamda okul başarı puanı nasıl sağlıklı bir şekilde hesaplanabilir? Burada okuldan okula değişen çok ciddi adaletsizlikler oluyor. Bu süreçte bu puanın kaldırılması gerekir."

        Diğer Yazılar