"Fatoş Güney ödülleri verirse yarın müzenin başköşesine Yılmaz Güney bölümü açarız"
Pazartesi günkü yazımda "İstanbul Sinema Müzesi’nde Yılmaz Güney neden yok?" diye sormuştum.
Müzede genç, yaşlı, kadın, erkek birçok yönetmenin köşesi var ama Güney gibi tartışmasız Türk sinema tarihinin en büyük isimlerinden biri yok.
Bunu garipsemiştim. Bu sütundan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a çağrı yapmıştım.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ErsoyKültür Bakanı’nın Başdanışmanı Tayfun Topal aradı.
“Nagehan Hanım çok haklısınız. Yılmaz Güney’e bir bölüm olmasını biz de Bakanlık olarak arzu ederiz. Ancak o bölümler sanatçılar ya da yakınlarının işbirliği ile hazırlandı. Materyalleri onlar temin ettiler. Yılmaz Güney ile ilgili eşi Fatoş Güney maalesef herhangi bir paylaşım yapmak istemedi. Defalarca araya farklı aracılar soktuk ama olmadı. Keşke Fatoş Hanım olumlu yaklaşsa paylaşım konusunda, biz çok isteriz. Hatta siz bizim adımıza devreye girin, siz bu sorunu çözün Nagehan Hanım. Sayın Fatoş Güney bugün ödülleri versin, yarın başköşeye Yılmaz Güney bölümü açarız” dedi.
TRT NEDEN HALA YAYINLAMIYOR?
Fatoş Güney yıllardır Yılmaz Güney’in 12 Eylül rejiminden kurtulan filmlerini TRT’de yayınlatmak için uğraşıyor.
2014’te, çözüm süreci devam ederken bu konuda TRT’den olumlu bir geri dönüş de olmuştu ancak daha sonra nedense bir türlü sonuç alınamadı.
Buradan TRT Genel Müdürü İbrahim Eren’e soruyorum: 2021 Türkiye’sinde dünya çapında tanınan Yılmaz Güney’in 12 Eylül darbecileri tarafından imha edilmekten kurtarılmış filmleri neden hala TRT’de gösterilmiyor?
TRT Genel Müdürü İbrahim ErenBen yeniden açılan TRT 2 kanalını çok başarılı buluyor ve beğeniyorum. Hakikaten kaliteli bir kültür-sanat kanalı oldu. İbrahim Eren’i bu açıdan takdir ediyorum. Dünya sinemasının en ilginç örnekleri bu kanalda sistematik olarak yayınlanıyor.
Peki son 50 yılın dünya sinemasının en önemli mensuplarından biri olan Yılmaz Güney filmleri neden TRT 2’de yayınlanmıyor İbrahim Bey?
Sevgili okurlarım, dünyaca ünlü Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzales İnarritu’yu sinemacı olmaya heveslendiren sanatçı Yılmaz Güney’dir. Özellikle de ‘Yol’ filmi. İnarritu birçok röportajında Güney sinemasına olan sevgisinden bahsediyor.
İnarritu’nun ilk büyük filmi “Amores Perros” tamamen “Yol” filminin yapısı model alınarak oluşturulmuş bir eser. Aynı şekilde Brad Pitt’in başrol oynadığı “Babel” filminin rol modeli de “Yol”.
Bu arada hakkını vereyim, Kültür Bakanlığı, Güney filmlerini set halinde elinde bulunduruyor. İsteyen bu filmleri yayınlıyor, ancak devletin kanalında hala bu konuda bir sessizlik var. Fatoş Güney hem TRT’de hem de TRT Kürdi'de Kürtçe dublajlı olarak bu filmlerin gösterilmesini talep ediyor.
"YILMAZ GÜNEY MÜZESİ İÇİN BAŞVURU OLURSA YARDIMCI OLURUZ"
Fatoş Hanım, Yılmaz Güney Müzesi de kurmak için çalışmalar yapıyor, bildiğim kadarıyla bu konuda da devletten yardım beklediğini söylüyor.
Tayfun Topal’a Yılmaz Güney Müzesi’ni de sordum.
“Fatoş Hanım ya da başka birinin böyle bir konu ile ilgili bize bugüne kadar herhangi bir başvurusu olmadı, olursa elbette değerlendirir ve yardımcı oluruz Nagehan Hanım” cevabını verdi.
Buradan Sayın Fatoş Güney’e çağrı yapmak isterim…
Kişisel kırgınlıklar, hayal kırıklıkları ya da muhalif duruş… Sebebiniz ne olursa olsun Yılmaz Güney gibi büyük bir ismi İstanbul Sinema Müzesi gibi kapsamlı ve önemli bir müzeden mahrum bırakmayın.
Lütfen eşinizin dünyaya mal olmuş hatıralarının gelecek kuşaklarla paylaşılmasına müsaade edin…
Hem belki de bu, arzu ettiğiniz Yılmaz Güney Müzesi için bir ilk adım da olabilir.
ÖDÜLLER OLMASA DA O MÜZEDE YILMAZ GÜNEY OLMALI
Öte yandan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın "Fatoş Güney vermedi, ne yapalım, Yılmaz Güney bölümü açamayız" yaklaşımını da yanlış buluyorum.
Bunu Tayfun Topal’a da ifade ettim.
Fatoş Güney ödülleri vermese de o müzede Yılmaz Güney’i yaşatabilirsiniz. Koskoca bir dijital portresini koyarsınız, filmografisini hazırlarsınız, hayat hikayesini yansıtırsınız…
Müzede Umut’un afişi var mesela… Umut varken Yol neden yok? Bu önceki yazıda ileri sürdüğüm "Kürt Yılmaz Güney’e duyulan alerjiden" kaynaklı değilse şayet, Yol filminin afişinin görünür bir yere yerleştirilmesi gerekir.
Tayfun Topal müzenin gelişime açık olduğunu, eksikleri adım adım tamamlayacaklarını söylüyor.
Dediğine göre ‘Yol’ da, geçen yazıda bahsettiğim Yeşim Ustaoğlu’nun Kürt meselesini dönemine göre cesur bir yaklaşımla ele alan 'Güneşe Yolculuk'u da belli bir sebeple değil, henüz müze tamamlanmadığı için yok.
Madem öyle ilk fırsatta bu eserlerin hak ettiği yere konması gerekir… Takipçisi olacağım…