Tutuklanan Cihan Kayaalp, olayın perde arkası ve MHP
Geçtiğimiz cumartesi MHP'nin Diyarbakır il teşkilatını nasıl lağvettiğini detaylı şekilde anlatmış, Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın Habertürk’e bu köşede yaptığı ayrıntılı açıklamaları aktarmıştım.
Devlet Bahçeli'nin talimatıyla MHP Diyarbakır İl Teşkilatı feshedildi ve sonrasında görevden alınan Diyarbakır İl Başkanı Cihan Kayaalp "çocuk istismarı" suçlaması ile tutuklandı.
Bu gelişmelerden sonra emniyet ve yargı güçleri tarafından operasyondan önce MHP'ye haber gittiği ve il teşkilatının bu sebeple görevine son verildiği yönünde özellikle CHP'ye yakın medyada çok şey yazıldı söylendi.
Ben de bunun üzerine hem MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ı bir kez daha aradım hem de bürokrasi içinden kaynaklarıma ulaşarak olayı anlamaya çalıştım.
Öncelikle Semih Hoca kendilerine operasyondan bir gün önce haber uçurulduğunu şiddetle reddediyor...
"Bu tamamen safsata Nagehan Hanım, bize asla devlet içinden bir bilgi gelmedi. Ben size olayın tamamını anlatayım. Ben fesih açıklaması yapmadan tam 1 hafta önce bizzat teşkilatlarımız içinden bize bu bilgiler geldi. Bunları yazanlar MHP geleneğini hiç mi bilmiyor? Bizim teşkilat olarak kendi içimizde de bir istihbari yapımız vardır. Çok kuvvetli bir iç teşkilat yapımız vardır. Biz bunları herkesten önce duyarız. Bu iftiraları atanlar biraz MHP'yi tanısınlar. Hemen bu vahim iddiaları inceledik. İftira olabilir diye kılı kırk yardık. O yüzden incelememiz biraz sürdü. Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'nin bu tür vakalarda sıfır tolerans talimatını size iletmiştim. Kendi içimizden de biri olsa kadına ve çocuğa şiddet varsa, en ufak cinsel taciz hele ki cinsel istismar varsa asla affetmiyoruz. MHP'nin duruşu budur Nagehan Hanım. Bizden biri de olsa kadına şiddet ve cinsel istismara bulaşmış kişileri yargıya teslim etmek bizim insanlık vazifemiz. Bu olayda da iddiaların doğru olduğunu tespit edince Sayın Genel Başkanımızın kesin emriyle gereğini yaptık. Hemen fesih işlemini gerçekleştirdik. Sizin de yazınızda belirttiğiniz gibi bu tür vakalarda hadisenin üstünü örtme gayreti çok yaşanıyor. Biz asla üstünü örtmedik, bizden biri de olsa hiç kimseyi kayırmadık. MHP'nin duruşu budur Nagehan Hanım."
VALİLİK VE EMNİYET İLE SORUNLAR
Yukarıda belirttiğim gibi MHP Genel Başkan Yardımcısı ile konuşmadan önce bürokrasi içinden kaynaklarıma da ulaştım. Cinsel istismardan tutuklanan Cihan Kayaalp'in zaten bir süredir hem Diyarbakır Valiliği ile hem de Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ile ciddi sorunlar yaşadığını öğrendim. Yani valiliğin de emniyetin de Kayaalp'e karşı bakışı öncesinden olumsuzmuş. Bu süre zarfında gelip giden valilerin ve emniyet müdürlerinin ötesinde kurumsal olarak devlet nezdinde durum buymuş.
Cihan Kayaalp'in hem Valilik hem de Emniyet Müdürlüğü ile problemler ve gerginlikler yaşadığı meselesini MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'a da sordum. Bu iddiaları reddetmedi Semih Hoca ama bu olay özelinde değil genel prensipler bağlamında bana açıklama yapmayı tercih etti.
"Nagehan Hanım çok açık söylüyorum eğer bizim teşkilatlardan arkadaşlarımız devlet yetkilileri ile kavga etmeye kalkarsa biz önce devlet deriz. Türk milletinin varoluş garantisi devletimizdir. O yüzden bizim teşkilatlardaki arkadaşlarımız da devlet yetkilileri ile muhatap olurken çok hassastır. Hassas olmak mecburiyetindelerdir. MHP teşkilat mensupları ile devletimizi temsil eden kişiler arasında asla kavga olmaz, gerilim olmaz, olamaz. Tüm MHP teşkilatlarındaki arkadaşlarımızın öncelikli görevi devletimize sahip çıkmaktır."
Tutuklanan Cihan Kayaalp mevzusu ile ilgili İsmail Saymaz da bir yazı yazdı. Saymaz Kayaalp'in eski Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu ile arasında sorunlar olduğunu ileri sürdü. Bu bilgi doğru ve hatta Karaloğlu isminin ötesinde Diyarbakır Valiliği ve Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nün kurumsal bir olumsuz bakış açısı söz konusuymuş.
Saymaz’ın yazısında yer verdiği cinsel istismara uğrayan imam-hatip lisesi öğrencisi E.A'nın ifadeleri tüyler ürpertici. İnsan okurken bile dayanamıyor. İsmail hiçbir zaman kaybetmediği o muhabir-gazeteci ruhuyla dosyayı çok net şekilde özetlemiş. Eğer Cihan Kayaalp CHP İl Başkanı olsaydı elbette hükümete yakın medya çok büyük bombardıman başlatırdı. O tespiti de doğru. CHP'nin de aynı durumda tıpkı MHP gibi o il teşkilatını toptan feshetmesi gerekirdi. Fesih sonrası o bombardımanın da fazla anlamı kalmaz, sönümlenirdi. Böyle hadiselerde hiçbir parti kendi elemanını korumamalı. "Kol kırılır, yen içinde kalır" zihniyeti kadına şiddet ve cinsel istismar suçlarının önünü açıyor. Türkiye'de her çevrenin bu konuda sicili çok kötü.
MHP İSTESE KORUYAMAZ MIYDI?
Fakat İsmail'in bir cümlesini bugünkü Türkiye şartlarında hiç gerçekçi bulmuyorum. Şöyle diyor yazısında: "MHP'nin cinsel saldırı suçuna adı karışan bir il başkanını ya da üyesini koruması mümkün değildir."
Bu cümle 2022 Türkiyesi'nde tamamen yanlış. MHP ve özellikle Devlet Bahçeli isteseydi kesinlikle bu olayın da üstü örtülürdü. O zaman Cihan Kayaalp denilen kişinin adı cinsel suçlara falan karışmazdı. Muhtemelen bu iddiaları "anaakım muhalefet medyası" dahil dillendirmezdi. Bu topa girmezlerdi. Belki çok az okunan kimi marjinal internet siteleri yazardı, hakikat olan bu iddialar da arada kaynar giderdi. Nitekim öğrendiğime göre öncelikle sosyalist eğilimli bir sitede yazan bir muhabire geliyor E.A'nın yaşadıkları ancak muhabir bunları yazmak istemiyor. Sonra çeşitli muhabirler arasında dolaşıyor. Kimse girmek istemiyor. İsmail'e bu bilgiler ne zaman geldi bilmiyorum ama Cihan Kayaalp'le ilgili bu vahim bilgiler ancak Kayaalp tutuklandıktan sonra yazılabildi. Kamuoyu bu sayede öğrendi.
Şimdi böyle bir ortamda "MHP isteseydi de kendi il başkanını koruyamazdı" demek asla gerçekçi değil. Bilakis Devlet Bahçeli kararlı biçimde Cihan Kayaalp'i görevden almasaydı bana göre şu an ne bu tutuklama olurdu ne de bu olay anaakım medyada böyle yazılabilirdi. Lütfen herkes siyasi kavgaları bir an bıraksın ve gerçekçi olsun. Devlet Bahçeli'nin bu olayda gösterdiği tavır çok erdemli bir tavırdır.
TÜRK 'HARVEY WEINSTEIN’LAR HİÇ BEDEL ÖDEMEDİ, PINAR GÜLTEKİN KARARINA NİYE ŞAŞIRIYORSUNUZ?
Şu an bile yazarken aklıma geliyor, kaç tane üstü kapatılmış kadına şiddet ve cinsel istismar vakası var bu ülkede. Herkesin tanıdığı ünlü isimler Harvey Weinstein'in yaptığından farksız şeyler yaptılar ve hepsinin üstü örtüldü. Siyaset dünyasında da var, medya dünyasında da var, iş dünyasında da var. Bunları bilmiyor muyuz sevgili İsmail Saymaz? Ama hala bu şiddetçilerin ve tacizcilerin lobisi çok kuvvetli. O nedenle yazılamıyor bunlar. Türkiye'ye "MeToo" hareketinin zerresi bile uğramadı bu lanet kutuplaşma yüzünden. İşte Melis Alphan açık açık kendisini evine çağırıp cinsel tacizde bulunan ünlü bir ismi detaylarıyla yazdı. Ne oldu? Hiçbir şey. O kişi hala çeşitli belediyelerde, kamu kurumlarında danışmanlık yapıyor.
Benim meselem CHP ya da AK Parti değil. Alphan’ın işaret ettiği isim şimdi CHP'li belediyelerle çalışıyor geçmişte AK Partili belediyelerle de hukuku vardı. Hiçbir şey değişmedi.
Kadına şiddet ve cinsel istismara bulaşmış ünlü erkeklerin içinde Yargıtay kararıyla ispatlanmış olanlar bile var. Buna rağmen aramızda gezmeye devam ediyorlar. Konumlarını da asla kaybetmiş değiller. Pınar Gültekin cinayetine karşı bu skandal kararı veren hakimler de bu ortamdan cesaret alıyor. Çünkü Türk Harvey Weinstein'ları asla bedel ödemediler. Cihan Kayaalp'e MHP sahip çıkmayarak Türkiye koşullarında takdir edilmesi gereken bir duruş sergiledi ama birleri hala kendi Weinstein'larını koruyor.