Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Deprem konusunda benim dikkatle takip ettiğim uzmanların başında İTÜ Jeoloji Mühendisliği bölümünden Prof. Dr. Cenk Yaltırak geliyor. 2020 Elazığ depreminden sonra Habertürk TV’de birlikte yayınlara da katılmıştık.

        Yaltırak kamuoyunun yakından tanıdığı birçok isimden yaklaşımı ve görüşleri ile ayrılıyor çoğu zaman.

        Dün esas meselenin fay haritalarının güncellenmemesi olduğunu söylediği açıklamasını görünce Hoca’yı aradım ve yorumlarını sordum.

        Bana şunları söyledi:

        “Nagehan Hanım MTA (Maden Tetkik ve Arama) 2000’li yıllarda bir fay haritası yaptı. Bu baz alınıyor halbuki bunun devamlı güncellenmesi gerekir. Şu anki harita eski. Eski haritaya dayanan deprem senaryolarını iptal etmelisiniz. Fay hatları için bilimsel önlem alabilirsiniz, fay haritalarını yenilemeniz gerekir.

        Türkiye’de bir deprem mühendisliği lobisi var. oysa bazı şeyleri baştan yeniden ele almanız gerekir, bakın yeni binalar da yıkıldı. Bina bazında değerlendirme yapmanız, zemin-bina ilişkisini ayrı ayrı değerlendirmeniz şart. Yeni haritalara göre yapılmış deprem senaryoları üzerinden bina yapmalısınız. 21. Yüzyılın bilimi ile hareket etmeliyiz.

        Her bir fayı ayrı çalışıp deprem tekrar sıklığına bakmalısınız. Bunun için devrimci bir bakış açısı lazım.”

        Prof. Yaltırak’a 7,6’lık ikinci depremin onu şaşırtıp şaşırtmadığını ve ilk depremin tetikleyici olup olmadığını da sordum.

        REKLAM

        “Artçı değil. Ama şaşırtıcı da değil Nagehan Hanım. Literatürü bilirseniz bunların olabildiğini görürsünüz. Bakın 2016’da Yeni Zelanda Kaikoura’da 7,8 büyüklüğünde deprem oldu. Deprem yerleşim yerlerine uzaktaydı o nedenle fazla hasar vermedi ancak o depremin hemen ardından art arda artçı olmayan yakın büyüklükte 20 ayrı segmentte 2,5 dakika içinde depremler meydana geldi. Bunlar olabiliyor, yakın başka faylarda da olabilir. Biz bunları görmek için Marmara çalışırken devamlı fay hatlarını güncel depremlere göre yeniliyor ve verileri koyuyoruz.”

        Tokat

        Tokat
        0:00 / 0:00

        6 Şubat 2023.

        Bu tarihi bu toprakların evlatları olarak hafızamızdan bir ömür boyu silemeyeceğiz.

        Unutmayacağız.

        Havadan rahmet değil felaket yağdığı gün olarak hatırlayacağız.

        Öyle bir kasvet,

        Öyle bir karanlık,

        Öyle bir ağırlık hissettik,

        Millet olarak öyle sarsıldık ki…

        Benim için kabus sabah 6’da başladı. Meğer o andan bir saat 33 dakika önce felaket yaşanmış, art arda gelen sarsıntılarla binler enkazların altında kalmış…

        Telefonumun sesi ile uyandım.

        Yeğenim Çisem hattın diğer ucunda hüngür hüngür ağlıyor.

        Depremin buz gibi tokadını o telefonla yedim.

        Çok yakın arkadaşları Hatay merkezde evlerinde mahsur kalmış, yanlarında 40 günlük bebekleri!

        Hemen ulaşabildiklerimize ulaşmaya çalıştık, sosyal medyadan duyurduk, bebeğin sesi geliyordu ama kendilerine erişilemiyordu.

        Öğlene doğru çok şükür iyi haber geldi. Minik bebek enkazdan çıktı.

        Tam ona sevinecekken bu kez eski bir dostum aradı, kız kardeşinin eşi Adıyaman İsias Otel’de yıkıntının içinde, kurtarılanlar arasında yok, telefon açılmıyor…

        Hemen onun için ne yapabiliriz diye düşünmeye başladık…

        O telaş içinde halamlar geldi aklıma. Adana’dalar. Üstelik halam kanser tedavisi görüyor, yataktan kalkamıyor, acil bir şey olsa nasıl çıkacak?

        Sonra bizim Habertürk’ten ailesi deprem bölgesinde olanlar, haber alınamayanların durumunu işittim…

        REKLAM

        Art arda dört bir taraftan korkunç hikayeler yağmaya başladı.

        Hatay’dan, Maraş’tan, Adana’dan, Antep’ten tanıdığım ne kadar isim varsa hepsini aramaya koyuldum, kiminin telefonuna sanırım hat yoğunluğundan ulaşılamıyordu, ulaşabildiklerimden oralardaki son durumu öğrendim, ihtiyaç listelerini aldım, beklentilerini sordum.

        Bu yazıyı yazarken saatime bakıyorum…

        İlk depremin üzerinden yaklaşık 16 saat geçmiş.

        Yaşanan ikinci 7,7’lik deprem ile korku ve panik bölgeye iyice hakim olmuş durumda.

        Bu kabusun bize en azından söz konusu hayatsa gerisinin bırakın teferruat olmayı var bile olmadığını hatırlatmış olmasını diliyorum.

        Diğer Yazılar