Türk'ün Türk'ten başka dostları da varmış…
Önceki gün bu köşeye demecini taşıdığım Yunan armatör Marios İliopoulos’un bizzat Türkiye’ye gelerek depremzedelere yaptığı 1 milyon Euro bağış yalnızca bir tekil örnekti.
Dünyanın her yerinden sanatçılar, iş insanları, sivil toplum kuruluşları ve onların yanında sayısı yüzü geçen çok farklı coğrafyalardan devletler para gönderiyor, ekip gönderiyor…
Günlerdir düşünüyorum…
Yaşadığımız korkunç felaketin acıları hepimizi yakıyor, öte yandan ortak bir insanlık vicdanı hala ayaktaymış.
Çok şükür…
Bunları gördükçe içimden sürekli “Bakın Türk’ün Türk’ten başka dostları da varmış.” diyorum.
Ben bu ülkede buna hep inanmış az sayıda insandan biriyim.
İçe kapanmanın, dış dünyayı düşmanlaştırmanın bize kaybettirdiğini her zaman dile getirdim ama maalesef son yıllarda “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” mottosu adeta zamanın ruhunu temsil eder hale gelmişti.
Deprem felaketi ile gördük ki bu doğru değil.
Dünyanın her yerinde dostlarımız var.
Sınırlarımızın dışını öcüleştirmeye, "biz" ve "onlar" ayrımı yapmaya gerek yok.
Ortak bir insanlık bilinci hala var…
Siyasetin konjonktürel havasına kapılıp hiçbir ülkeyi hiçbir milleti "ötekileştirmemek" "düşmanlaştırmamak" gerek.
Adeta öcüleştirdiğimiz Yunanistan da,Ermenistan da, İsrail de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından yaralarımızı sarmak için seferber oldular. Belçika’da kilise çanları İstiklal Marşı çaldı.
Amerikan ve Batı karşıtlığı Türkiye’de son 40 yıldır hiç bu son dönem kadar yükselmemişti ama bakın, ABD’nin Boston şehrinde köprüler kırmızı-beyaz ışıklandırıldı, Los Angeles’tan, Fairfax’ten 200’den fazla gönüllü geldi, ABD Türkiye’ye 50 milyon dolardan fazla yardım yaptı.
Elbette ABD’nin de, AB’nin de, Yunanistan’ın da Türkiye aleyhine güttüğü siyaset oldu, buna karşı Türkiye de kendi çizgisini koruyan, kendi faydasını gözeten bir dış politika izledi.
Devletler arasında çıkar çatışmaları her zaman olur ama bunlar bizi kategorik olarak belli ülkeleri ve milletleri düşmanlaştırmaya götürmemeli…
Bakın yukarıda örneklerini verdiğim ülkelerin yanı sıra Pakistan da canı gönülden üzülüp, yaralarımızı sarmaya koştu, Meksika da…
Katar da, Rusya da…
Demek ki "ortak vicdanın" Müslüman’ı, Hristiyan’ı yok; uzağı, yakını yok…
Atlantik ötesi ya da Avrasya’sı da yok…
Milleti ve ümmeti sevmek elbette önemli ama esas önemlisi onların üst şemsiyesi olan tüm insanlığı din, ırk ayrımı yapmadan sevebilmek...