Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AKP mensupları nedense kendilerini bir türlü “darbe sendromu”ndan kurtaramıyorlar.

        Darbe korkusu, nerdeyse ikiz kardeşleri oldu. Geçen hafta Devlet Bakanı Faruk Çelik,Sudan diktatörü El Beşir’i ziyaretinin hemen öncesinde, Mısır'daki halk ayaklanması ile “Cumhuriyet Mitingleri”ni karşılaştırmış. O’nun yorumuna göre, Mısır’daki olay, “Bir ayda seçim sonuçlarının neticelendirildiği; baskıcı anlayışların hüküm sürdüğü; yolsuzlukların ayyuka çıktığı baskıcı bir ortamı ve halkın topluca bir talebini “ örneklendiriyormuş. Oysa, Cumhuriyet Mitingleri, “Demokrasilerde bir partiyi alaşağı etmeye yönelik gişimler”miş. Amaçları, “Taşıma insanlarla bir muhalefet oluşturup seçim öncesinde zinde güçleri göreve çağırmak”mış.

        Devlet Bakanının bu söylediklerini neresinden düzeltmeye başlamalı acaba ?

        1.Cumhuriyet Mitingleri, bir partiyi alaşağı etmeye yönelik girişimler olmayıp tüm siyasi partileri gerçek demokrasinin oluşturulması için göreve çağırmak işlevini taşımaktaydı.

        2.Sağda ve solda dağınık ve bölünmüş bir biçimde duran muhalefet partilerine de demokrasimizin sağlıksız ve lâik rejimin tehlikede olduğunu duyurmak , Onların halkın uyarılarına kulak verip birleşmelerini sağlamak istiyordu.

        3.Çünkü, bilinçli kitleler, yasal ortamın aşındırılıp daraltılarak lâik rejimin adım adım değiştirilmeye çalışıldığını; Cumhuriyet rejiminin bütün kurumları ; temel ilke ve değerleri ile sürekli bir çatışma ve hesaplaşma içine girildiğini görmekteydiler.

        4.Cumhuriyet Mitinglerinde “Taşıma insanlar” değil, her yaştan yurtseverler, ülkenin çağdaş kazanımlarını simgeleyen duyarlı Cumhuriyet bireyleri, kendi olanakları ile meydanları doldurup örnek bir “demokratik protesto”nun nasıl olacağını iktidara ve bütün dünyaya gösterdiler.

        5.Onlar, bu gün katlanılmaz hale gelmiş olan baskıcı ve korkutucu ortamı daha o zamanlar görüp iktidara gelmeden önce “işsizliği,yoksulluğu ve yolsuzlukları kaldıracaklarına” söz verenlerin ;medyada işlerine gelmeyen program ve yayınları susturanların; ”Milletvekili borsası” söylentilerine yol açarak TBMM’nin saygınlığını zedeleyenlerin uyarılmaları için meydanlardaydılar.

        6.Örneğin, Çağlayan meydanı’ndaki milyonlar, ”Devrim yasalarına saygılı bir iktidar ve Cumhurbaşkanı istiyoruz”; “Türkiye, lâiktir. Lâik kalacak”; “Ne Şeriat –Ne Darbe/Tam bağımsız Türkiye”; ”Birleşin Cumhuriyet’e sahip çıkın” derken halkın topluca taleplerini dile getirmiyorlar mıydı ?

        Devlet Bakanı Faruk Çelik, her şeyden önce “Taşıma insanlar” ve “zinde güçleri göreve çağırdılar” dediği için, Cumhuriyet Mitinglerine katılan milyonlardan özür dilemelidir. Ayrıca, kendi ülkesinin yakın tarihine damgasını vuran önemli olayları ayaküstü ve yüzeysel değerlendirmemesini; bir yandan Mısırdaki baskıcı yönetim ve Devlet Başkanını eleştirirken öte yandan daha beter bir baskıcı yönetimin Başkanını kucaklamamasını istemek de ilkeli ve tutarlı bir iç ve dış politika beklentimiz olduğu için, hakkımızdır .

        Diğer Yazılar