Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Amasız ve fakatsız konuşmayı sevmem. Her şeyin ama her şeyin bazen iki bazen daha fazla boyutu, vechesi ya da sebebi vardır ve hakikate dair bir resim ortaya çıkarmak için ‘ama’lı cümleler kurmaktan başka yol yoktur.

        Ama…

        Darbecileri kınama ve lanetleme meselesinin aması, fakatı olamaz.

        15 Temmuz gecesi 251 insanı acımasızca öldüren ve binlerce insanımızı yaralayan darbe girişimini öfke ve nefretle lanetliyorum. O gece ülkeleri için canlarını verenleri ve yaralananları saygıyla anıyoruz.

        Tarihteki darbelere kıyasla pek çok benzerliği ve pek çok farkı vardı 15 Temmuz girişiminin.

        15 Temmuz darbe girişimi geçmişteki hiçbir darbeye benzemiyordu, adı üzerinde girişim olarak kaldı, darbeciler bu kez başaramadı.

        1980 darbesi gibi emir komuta zinciri takip edilerek gerçekleştirilmiş bir darbe değildi. Ama en son 1980’de tank ve palet gören halk, karşısında tekrar tankları görünce kaçınılmaz olarak 12 Eylül’ü hatırladı.

        Bir yönüyle 27 Mayıs cuntasının gerçekleştirdiği darbeye benziyordu.

        O da ’cunta’ işiydi, bu da…

        27 Mayıs 1960 darbesi başarılı olamasaydı, bu iş bir ‘cuntanın işidir, tukaka!’ denilecekti. ‘9 Subay olayı’ gibi marjinal bir vaka olarak muamele görecekti. Unutmayalım ki, cuntacılar kendilerine yüz vermeyen dönemin Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun’u -tıpkı 15 Temmuz’da Hulusi Akar’a yapıldığı gibi- tutuklamakta sakınca görmemişlerdi. Daha sonra idamına da hükmettiler. (Cezası müebbete çevrildi, daha sonra Cemal Gürsel tarafından affedildi.)

        Fark 15 Temmuz’un darbeye direnen hem sivil hem asker vatanseverler tarafından püskürtülmesi ama 27 Mayıs’ın başarılı olmuş bir cunta darbesi oluşudur.

        Nasıl olmasın? Ortalıkta kendisi bir siyasi partinin başında olmasına rağmen Cemal Gürsel’e ‘emrinize amadeyim’ dediği iddia edilen İsmet İnönü gibi bir aktör varken?

        Nitekim 27 Mayıs darbesi çok uzun sürecek bir dönemin darbeciler tarafından damgalanmasına yol açtı. Kurdukları Milli Birlik Komitesi eliyle anayasa da yaptılar, sistem de kurdular, isimlerini ‘cumhuriyet senatosu’na ömür boyu görev yapan tabii üyeler sıfatıyla nakşetmeyi de bildiler. Birilerine verdikleri özgürlüğü diğerlerinden sakındılar. Bol bol ‘öteki’ icat ettiler. Bu memlekete 19 yıl bir darbe gününü ‘hürriyet ve anayasa bayramı’ diye kutlattılar.

        Ancak bütün diğer darbe girişimlerinden elbette ayrıdır 15 Temmuz.

        En önemli farkı ilk kez ‘dini bir yapılanma’ tarafından örgütlenmiş bir darbe oluşudur.

        15 Temmuz darbe teşebbüsü Fetullah Gülen Hareketi’ne bağlı subayların da yer aldığı bir cunta tarafından gerçekleştirildi, yani darbeler tarihinde ilk kez bir darbenin müsebbipleri arasında dini bir yapılanmanın mensubiyetini taşıyan subaylar vardı.

        Ancak gerek o gece darbecilerin TRT’de okuttuğu ‘laikliğe övgü’ bildirisi, gerekse yine aynı gece Fox News’e bağlanan uzmanların söyledikleri şeyler, meselenin laiklikten daha farklı bir boyutu olduğunu gösteriyor.

        Fox News bütün gece “Eğer Erdoğan darbeyi bastırırsa İslam kazanır, biz kaybederiz” mesajını verdi. AK Parti’nin aynı zamanda belirli bir dini anlayışı temsil ediyor oluşu, pek çok Batılı mahreçten ‘böyle darbeye can kurban’ haysiyetsizliğinin yansımasına neden oldu.

        Bu nedenle kafasında onlarca farklı İslam olduğu halde sokaklara çıkan binlerce insanın esasında kendi ülkesinin kaderine, demokrasisine sahip çıkmak için savaştığını görmediler.

        Atlantik hattının kibri, basiretsizliği ve Türkiye’yi kodlama hataları nedeniyle Rusya 15 Temmuz sürecinden en kârlı çıkan ülke oldu. Türkiye, darbeyi Türk yetkililere haber verdiğini iddia eden Rus ideolog Alexander Dugin üzerinden Avrasya hattına çekilmeye çalışılıyor. Daha birkaç ay önce yine Türkiye’ye gelen Dugin “Avrupa sizi sevmiyor, ABD darbe yaptırmaya çalıştı, gelin Atlantik’le savaşalım, huzur Avrasya’da” çağrısını yineledi.

        Sözün özü 15 Temmuz’dan 4 yıl sonra, Türkiye’de değişen çok şey, tartışılacak daha çok şey var.

        Ancak bugün söylenmesi gereken tek şey var: Türk halkının o gece verdiği mücadeleyi ve TSK’nın darbeye direnen askerlerini, şehitleri ve gazileri gelecekte daha çok uzun yıllar saygıyla anmaya devam edeceğiz.

        Darbeleri ve destekçilerini lanetlemeye, kınamaya da aynı şekilde...

        Diğer Yazılar