Tarihe sıkışmak ya da geleceği inşa etmek
Kişisel hayatımda önem verdiğim bir düstur var. Ne kadar düşsem ne kadar yorulsam ne kadar hayal kırıklığına uğrasam da hiç vazgeçmedim. Hayatla ilgili merakımı ve kalan eser miktardaki neşemi sadece bu düsturdan temin edebildim.
O da şudur: İnsanların geldiği yere bakın, ama gittiği yönü dikkate alın.
Geldikleri yer onların kimliğidir. Tarihleridir. Ancak tarih çoğunlukla tatsız şeylerden oluşur. Çünkü iyi şeylerin haber değeri olmadığı gibi, vak’a değeri de pek yoktur. Yüzlerce yıl sürmüş barışları yazmaz tarih kitapları. Çatışmaları ve savaşları yazar.
Gitmekte oldukları yön ise onların tercihleridir, seçimleridir. Gelecektir. Henüz gerçekleşmemiş ve sizin de katkı sunarak değiştirip güzelleştirebileceğiniz olan yerdir. Belirsizlik vardır, ama umut da vardır. Ve umut, zulmeti yenebilen tek şeydir. Hem silahtır, hem sığınak.
- Trump'ın kazanması Türkiye'yi kuzey Suriye konusunda hareketlendirecek mi?56 dakika önce
- Suruç'ta beliren çözüm, büyük barışın habercisi olsun1 hafta önce
- Silahlar susmadan demokrasi gelir mi?1 hafta önce
- Bahçeli'nin tarihi çağrısı ve TUSAŞ saldırısı2 hafta önce
- 12 yıl önce ölseydi?2 hafta önce
- Yenidoğan skandalına karışan 17 hastane neden hala açık?2 hafta önce
- DEM'in kendisine ait bir iradesi yoksa devlet iradesi olanı işe almalı3 hafta önce
- Yeni dönemin motivasyonu duygusal değil bölgesel3 hafta önce
- "Kadını öldürmek daha kolay" diye mi?1 ay önce
- Suç kaydı olanlar ve suçun eşiğinden kaymak üzere olanlar1 ay önce