Dağ ve düğüm

Buzlarla kaplı dağa tırmanmaya çalışan bir kadın dağcının belgeselini izledim geçenlerde. Elindeki malzemeleri saplayarak dağa tutunmaya çabalıyordu.

Dağ, kendi gövdesini kaplayan buzulların parçalanışına tanık olurken kadının istediği kendini güvenli hale getirmekti.

Kadın, dağın zirvesine değil dağın kendisine tutkulu bir aşkla bağlıydı.

Bu aşk sebebiyle hem orada olmaktan çok mutlu hem de ona bunca yakın olmanın tedirginliği içindeydi.

Bu ruh hali mutlaka size de tanıdık gelmiştir .

İplerle bağlı gövdesi kameranın farklı açılarına yansırken yüzüne yansıyan her şey, beni de kendi evrenimde bir yolculuğa çıkardı.

Güneşin, dağı içten içe eriten cilvesine gülümserken dağa aşık kadından çok etkilendim.

“Sadece o iplere güvenerek nasıl tırmanabiliyor? Böyle yol almak mümkün mü?” diye düşündüm.

Dağın soruma yanıtı gecikmedi: “İnsanı hayatta tutan iplerin hepsi aynı anda kopmaz. Kopanlara da düğüm atılır.

Burada önemli olan düğümü doğru şekilde, doğru yerden atmaktır. Sebepleri ve sonuçlarıyla düğümün varlığını kabullenerek yola devam etmektir. Unutma ki yanlış düğüm kadar düğümü yok saymak da ölüme götürür.”

En yüksek perdeden devam etti: “Anlamın içinde anlamsızlık, değersizin içinde değer, güzelin içinde çirkin vardır. Dürüstlük, cesaretle buluşmadığı sürece bırak dağa tırmanırken göreceğin manzarayı küçük su birikintisini dahi aşamaz insan. Kendini tekrarlar.”

Derin uykulardayken gecenin çok geç bir saatinde uyanmak da belgesel kanalı açmak da dağa tırmanan kadının hissettirdikleri de tesadüf değildi.

TÜM DUYGULARI

Bir ağacın gövdesine yaslandığımda, “ İçime öyle bir kök salmışsın ki, gövdeni kesip atsam da kökün toprağımda” diye bir cümle yarattığımda da; ekvator çizgisi, kutuplar ve dönencelerle ilgili okuduklarım, “Kapı eşiklerini ekvator çizgisine benzetirim.

Hangi tarafın kışa yakın durduğu değişebilir. Bazen yaşananların şiddeti de eşikteki mevsimi değiştirebiliyor.

O yüzden eşikten atlama vakti geldiğinde adım atacağı yeni eşik kadar geride bıraktığı mevsime de dikkat etmeli insan” cümlesine dönüşüp sizlere ulaştığında da bir sebebi vardı.

Yaşadığınız her şeyi ve kalbinizden geçen tüm duyguları önemsemenizi önerebilirim sizlere de.

Mutlaka bir değeri ve adalet terazisinde yeri vardır. Ben buna yürekten inanıyorum.