Trump'ın kaderini belirleyecek birkaç kişi
Amerika’da gün büyük bir beklentiyle başlıyor, ekran başına geçip her gün Donald Trump’ın kaderini izlemeye koyuluyoruz. Ama Salı gününden beri süren azil davası 24 saatlik haber iştahını henüz karşılamıyor. Kamu yayıncılığı yapan radyolardan haber kanallarına kadar Senato’daki mahkeme canlı yayınlanıyor; kaçış yok, ama şu ana kadar ilgi çekici pek bir şey olmadı.
Demokratlar'ınüç gün 24 saat boyunca iddialarını aktarma hakları var, ama bu sürenin tamamı kullanılmıyor. Mesai saatlerinde ise “impeachment” sürecini yönetenler Senato kürsüsünden uzun konuşmalar yapıyorlar. Sayısal çoğunluk olarak Donald Trump’ın yanında yer alan Senato özellikle bu davayı sıkıcı göstermek için özellikle çabalıyor.
Ekran başından izleyenlere bu konuşmalar tek bir kameradan yansıyor. Kameraların kontrolü Cumhuriyetçi Senato’da olduğundan tek bir açıdan sadece konuşma yapan kişiyi gösteriyorlar. Senatörlerin tepkileri, salonda olan biten, yüz ifadeleri yok. Böyle bir yayıncılık yapmaya kalkan televizyoncu kendisini kapının önünde bulur. Herhangi bir gazeteci de kürsüde konuşulan kadar salonda olan bitenin de haber değeri taşıdığını bilir.
Yüz ifadeleri ve beden dili bu davada özellikle önemli. Zira Demokratlar'ın karşı partiden devşirmesi gereken en az 20 Senatör var. Trump’ın azledilmesi için: 100 kişilik Senato’da 2/3 çoğunluk gerekiyor. Demokratlar'ın 45, bağımsızların da iki sandalyesi var. Cumhuriyetçiler arasında ise en azından beş Senatör’ün orta yolcu olduğu biliniyor. Buorta yolcu Cumhuriyetçiler'in partilerinin kararlarının aksine kendi iradeleriyle jüri görevini yapmaları, delillere göre azil kararını vermeleri hayati önem taşıyor. Senatörler hem kendi partilerinden, hem muhaliflerden hem de tabanlarından kuşatma altında. Kimi bu sene yeniden seçime gidecek ve azil sürecindeki oyları kuşkusuz sandığın sonucunu da etkileyecek. Bu orta yolcu Cumhuriyetçiler'in oyları sayesinde Trump daha önce Obama’nın geçirdiği sağlık sigortasını iptal ettirememişti. Ama yine bu orta yolcular yüzünden tacizle suçlanan Anayasaya Mahkemesi’ne yargıç Brett Kavanaugh’un atanması mümkün olmuştu.
SOSYAL MEDYAYA MALZEME YOK
Tam olarak verecekleri oyları önceden kestirmek mümkün değil. Ama bütün gözlerin aslında onların üzerinde olması gerekiyor. Kürsüde konuşanları dinleyen bu beş Senatör’ün yüz ifadeleri tavırları konusunda da açıklayıcı olabilir. Yayını haber kameraları yapsa sık sık ekranda bu beş yüzün belireceğine kuşku yok.
Ama Senato’nun derdi gazetecilik yapmak değil, konuyu mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde geçiştirmek, yayını sıkıcılaştırmak ve orta yolcu senatörlerin tepkilerini gizlemek. Ekranda görünmemek senatörlerin üzerindeki baskıyı ister istemez azaltıyor. Tek bir bakışın bile sosyal medyada milyonlarca kere paylaşılabileceği, kamuoyunu etkileyebileceği bir çağda çoğunluğu ellerinde bulunduran Cumhuriyetçiler kendi açılarından haklı olanı yapıyorlar.
Beş senatör görünmeyerek kendilerini koruyorlar.
Tipiyle “kötülüğün sıradanlığı” kavramının karşılığı olabilecek Senato’nun Başkanı Mitch McConnell’ın şeytanlığı yayını tek kamerayla yaptırmasıyla sınırlı değil. Orta yolcu senatörlere arada sırada parti çizgisinin dışında oy verme hakkı da tanıyor. Zaman zaman bu senatörler de mahkemedeki çok önemli olmayan oylamalarda Demokratlar’dan yana tavır alıyor. Böylece gerçekten orta yolcu ve adilmiş gibi gözüküyorlar.
Aslında davanın sonucu belli aslında da, bizler boş vakit dolduruyoruz böyle.
*
Muhalif medya nasıl Trump’a çalışıyor
• Hani bizde bir ara AK Parti’den çeşitli sebeplerden dolayı yolları ayrılanlara muhalif basın çok kıymetli itirafçı muamelesi yapardı ya… Benzer şekilde CNN ve MSNBC gibi Trump muhalifi kanallar da Cumhuriyetçi muhalifleri, Trump’ın yanından uzaklaştırdığı isimleri ekrana çıkarmaya bayılıyor. En çok vakit onlara ayrılıyor, sanki Trump tabanını etkilermiş gibi zannediyorlar. Oysa Türkiye örneğinden biliyoruz. Tek kişinin kült’üne dayalı hareketlerde etrafta ne kadar gürültü koparsa kopsun, taban sadece tek bir kişinin ağzının içine bakar.
• Beklenen itirazlar gelmeye başladı: Dava çok sıkıcı, “soundbite” yani tekrar tekrar çalınacak, ezberlenecek, alıntı yapılacak çarpıcı cümleler henüz çıkmadı azil davasında. Demokratlar’ın verilere ve bilgilere çok fazla takıldıkları bile söyleniyor. Evet, veri ve bilgi buralarda bile kimsenin ilgisini çekmiyor. Demokratlarsa sadece hukukun çiğnendiğini tekrar ederek senatörlerin ikna edilebileceğini düşünüyorlar. Trump’ın “gerçeklik sonrası” çağın Başkan’ı olduğu unutuluyor gibi.
• İşte devlet gazetesi böyle olur. Günlerce Başkan Trump’ın savunma ekibinin tezlerini çürüten haberler yapan ve köşe yazıları yayımlayan New York Times gazetesi son anda bir makale yayınlayarak Trump’a en büyük hizmeti yaptı. Tıpkı Trump’ın avukatı Alan Dershowitz’in iddia ettiği gibi “görevi kötüye kullanmanın” Anayasa’da yer almadığını, bir suç olmadığını iddia eden makaleyi bir başka Anayasa hukukçusu kıdemli bir profesör yazdı. Gazeteye dışarıdan gönderilen bu makale web sitesinin en tepesinde yer aldı, okurların tepkilerine rağmen. NYT, daha sonra beklenmedik bir editoryal tercih daha yaptı. Alan Dershowitz’in yolladığı “okur mektubunu” da sitenin tepesinden bir makale gibi sundu. Önümüzdeki günlerin seyriyle de ilgili haber veriyor bu tercihler. Azil mahkemesi teknik bir Anayasa tartışmasına indirgenecek, Senatörlerin kafası karışacak, sonunda da “Trump hatalı ama Anayasa’da suç değil bu,” denerek aklanacak gibi.
*
456 adım
Günde 12 bin adım hedefimle dalga geçen Serdar Turgut’a müjdem var. Dün sadece 456 adım atmışım. Alt katla üst kat arasında gidip gelerek, bütün gün televizyonda azil davasını izleyerek bu kadar. Maaşıma zam gelse belki evde atım atma makinesi alıp açığı kapatırım.
Bu hareketsiz bedenimi ise bir başka moda olan “bitki bazlı” beslenmeyle dengelemeye çalışıyorum. Epeydir eti çıkardım hayatımdan ve hayatından eti çıkaranlar gibi bu konuda konuşmak için fırsat kolluyordum. Şimdi sırası geldi sanırım.