Biden yönetimiyle olası iki kriz
Joe Biden yönetimi bir yandan Türkiye’yle beyaz bir sayfa açmaktan yana, Ankara da sıfırdan başlamaya hazır olduğuna yönelik olumlu mesajlar veriyor. Ama ABD’de Türkiye Cumhuriyeti karşıtı en güçlü hareket, Fetullahçı Terör Örgütü de önümüzdeki dört yıla yönelik kendi planlarına hızlı başladı. Biden’ın yönetime gelmesi, Demokratlar’ın Senato’da fiili çoğunluğu kazanması, dış politika kadrolarının değişmesi adeta ölü hücre olarak pusuda bekleyen FETÖ’yü uyandırdı. Örgüt 2021’e hızlı başladı. Şu anda aktif olarak örgütün kamuoyundaki en bilinir üyesi basketbolcu Enes Kanter’i kullanıyorlar. Adını yazmayı bildiği bile tartışmalı Kanter geçtiğimiz günlerde Wall Street Journal gazetesine makale “yazdı.” Elbette kendisi yazmadı, belli ki örgüt parayla bir lobi şirketine ya da akademisyene yazdırdı bu makaleyi, gazetede yayımlatmayı başardı. WSJ yorum sayfaları daha önce de başka FETÖ üyelerinin makalelerinin basmıştı.
Kanter bir yandan da John Rockefeller’ın kendisinden 10 yaş büyük torunu Ariana Rockefeller’la aşk yaşıyor ve bu sene içinde ABD vatandaşı olmaya hak kazandı. Ne şanslı, “green card” çekilişini kazanmış—zaten bu kura hep FETÖ’cülere çıkıyor nedense. Amerikan vatandaşı olunca adını da değiştireceğini açıkladı . Daha evvel “Gülen” soyadını alacağını da söylemişti: Beklemesine gerek yok evlenerek de bu soyada kavuşabilir.
MEDYAYI İYİ KANDIRDILAR
Mesele Enes Kanter’in nefes alsa haber olan bir “celebrity” konumuna ulaşması ABD’de. NBA’de birçok oyuncu var, hepsi her dakika haber olmuyor. Çok takım değiştiren Kanter de özel olarak yetenekli değil, bir yıldız hiç değil. Ama sürekli televizyonda. Üstelik NBA oyuncularının uluslararası siyaset hakkında yorum yapmaktan kaçındığı bir ortamda.
LeBron James bile Hong Kong konusunda NBA yönetiminin baskısıyla Çin’in tarafını tuttu. Şu anda dünyanın en iyi basketbolcularından olarak gösterilen Yunanistan doğumlu, Nijerya kökenli Giannis Antetokounmpo’ya Lagos’daki polis karşıtı protestolar ve insan hakları ihlalleri hakkında fikri sorulmuyor veya.
Kanter ise Biden’ın yemin töreninden önce bile CNN’deydi. İşin özü, örgüt onu insan hakları mağduru olarak Amerikan medyasına pazarlamayı başardı. Bir yandan Demokrat ya da Cumhuriyetçi demeden Senatör ve Temsilciler Meclisi üyeleriyle zoom toplantıları yapıyor, bir yandan sosyal medyadaki paylaşımlarını Ben Stiller gibi Hollywood yıldızları beğeniyor.
Geçtiğimiz günlerde Edward Snowden bile onunla konuştu—Amerikan hükümetinin yasa dışı yollardan vatandaşlarını dinlediğini ortaya çıkan Snowden herhalde FETÖ’nün yıllarca Türkiye’de seks kaseti de dahil kamuoyunun önündeki kişileri kayıt altına almaktan sorumlu olduğunu bilmiyordu. Türkiye tarafından örgütün bu karanlık geçmişini Amerikan kamuoyuna anlatacak bir kişi yok mu?
Yüksek sesle düşünüyorum: Mehmet Öz mesela Türk Hava Yolları’dan bir dolu para alıyor, sadece Türk kahvaltısını tanıtmanın ötesinde kullanılamaz mı?
Üstelik FETÖ bu faaliyetleri maddi olarak en zayıf olduğu dönemde yapıyor. Türkiye’nin çabalarıyla örgüte akan para büyük ölçüde kesildi. Trump yılları da kabusu oldu örgütün. 2017’de Washington’da kurulan lobi şirketi iflas etti, diğer FETÖ vakıfları da maddi sebeplerden dolayı başkentten taşınmak zorunda kaldı. Birleşik Arap Emirlikleri’nden biraz finansman bulup medya ayağını yaşatıyorlar, sürgündeki FETÖ’cü gazeteciler de İngilizce-Türkçe buralarda Türkiye aleyhinde yazı yazıyor. Örgüt bir yandan Georgetown Üniversitesi’ne sızarak, bir yandan da Enes Kanter üzerinden Amerikan başkentindeki ayak izini genişletiyor. İnsan haklarına duyarlı Biden yönetiminin kendileri için bir fırsat olduğunu düşünüyorlar.
BU SORUYA DİKKAT
Dışişleri Bakanı adayı Anthony Blinken’in Senato’daki onay oturumunda Bob Menendez’den gelen soru tesadüf değil. Pek çok FETÖ’cünün yaşadığı New Jersey’i temsil eden Senatör Menendez oturumda Azerbaycan, Doğu Akdeniz, Libya, Suriye ve S-400 konularıyla birlikte Türkiye’deki tutuklu gazeteci ve avukatları gündeme getirdi; Blinken’a bu konuda “Gözleriniz açık mı?” dedi. Blinken da “İşin özü Türkiye bizim müttefikimiz ama birçok bakımdan müttefikimiz gibi davranmıyor,” diye yanıtladı. “Bu da bizim için çok belirgin bir engel.”
Hafta sonu, Uluslararası Af Örgütü de Türkiye’deki tutuklu avukatlara dikkat çekti. Dünyada –ve doğal olarak Amerika’da– saygınlığını koruyan bir sivil toplum kuruluş hala Amnesty International. Ama bizde yöneticileri tutuklanıp, mahkum ediliyor. AİHM kararlarına rağmen Kavala ve Demirtaş’ın devam eden tutuklulukları ve bunun benzeri uygulamalar en çok FETÖ’nün işine yarıyor. Kendilerini bu mağdurlarla aynı kategoriye sokmayı, Batı’yı da buna ikna etmeyi başarıyorlar. Bu yüzden Enes Kanter konuştuğunda da devlet katından dinleyen çıkıyor ABD’de.