Şimdi de eşcinsel varyantı mı çıktı
Bu hafta Amerika’nın Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi (CDC) mayıs ayındaki tavsiyesinden geri adım atarak risk bölgelerindeki iç mekanlarda aşılı insanların da yeniden maskeyle dolaşmaları gerektiğini söyledi. Her şey Massachusetts eyaletinin gözde tatil bölgesi Cape Cod’un en ucunda bulunan Provincetown isimli küçük bir kasabadaki 4 Temmuz tatilinden sonra başladı. Önce CDC’nin bir iç yazışması ortaya çıktı ve Provincetown’da COVID-19 virüsünün Delta varyantının aşılı insanlara bile yayıldığı ve çok daha hızlı bulaştığı ortaya çıktı. Ardından CDC resmi raporunu yayımladı ve Delta varyantının Ebola’dan çok daha hızlı yayıldığını, su çiçeğinden de daha bulaşıcı olduğunu açıkladı.
Aşı konusunda ciddi tereddüttün olduğu Amerika’nın bugün bir numaralı gündemi Delta varyantının yayılması, ülkenin yeniden kapanma ihtimali, maskenin geri dönüşü. Bütün hepsi de P-Town’daki bir hafta sonu yüzünden. Ancak bu hafta sonu tatilinin bir başka özelliği var. Neredeyse günü gününe New York Times’da “eşcinsel erkekler arasında yayılan nadir bir kanser türü” haberinin 40. yıldönümüne denk geliyor P-Town salgını. Ülkenin en bilinen eşcinsel tatil bölgesi olduğu için de parmakların bu küçük kasabada eğlenen eşcinsel erkeklere çevrilmesi beraberinde tartışmaları getiriyor.
KARANLIK ODALARDA NELER DÖNDÜ
Her yaz özellikle ABD’nin bağımsızlık günü 4 Temmuz hafta sonu, ardından da “Ayı Haftası”na katılmak için ülkenin dört bir yanından eşcinsel erkekler aylar öncesinden rezervasyon yaparak Provincetown’a akın ediyor. 80’li yıllarda birçok eşcinsel erkek AIDS salgını sırasında burada ölümü beklemişti, sonraki yıllarda HIV’yi önleyici ilaçların çıkması ve yaygınlaşmasıyla P-Town’da eski acıların üzerine adeta bayram yaşandı.
Bu sene daha kış aylarında rezervasyonlar başlamıştı. Normalde nüfusu üç bin kişi olan kasaba bir anda Bodrum gibi doldu. Birçok tatilci yaza kadar ülkenin açılacağını, aşılanacaklarını, özgür ve eğlenceli bir yaz geçireceğini hayal ediyordu. CDC de yaz başında aşılı insanların virüsü yayma ve bulaştırma riskinin çok düşük olduğunu söyleyerek tatilcileri cesaretlendirdi. Bir gün içinde ülkenin neredeyse her şehrinde maskeler atıldı, aşılı insanlar sadece kendi sözlerine bakılarak maskelerini çıkartarak iç mekanlarda dolaşmaya başladı.
Sadece P-Town’da değil, ülkenin dört bir yanında turizm patlaması yaşandı. Otel fiyatları bir anda fırladı, uçak ücretleri astronomik noktaya ulaştı. P-Town’daki sınırlı sayıdaki pansiyon ve modeldeki yataklar aylar öncesinden doldu, 4 Temmuz hafta sonu için lokantalarda haftalar öncesinden yerler ayrıldı.
Bu tatil kasabasının kendine özgü bir geleneği var. Gündüz plajda ya da motel havuzlarında parti yapılıyor, akşam üstü “Çay saati” denen geleneksel bir bar toplantısında içkiler içiliyor, gece de birbirinden küçük ve havasız gece kulüplerinde, LGBT hareketinin ilk başladığı yeraltı yıllarını andırırcasına eğleniliyor. Bazı barlar sadece insanların birbirlerini kesmek ve bulmak için tasarlanmış gibi, sadece bir koridordan ibaret olanlar var. Bazılarının karanlık özel bölümleri var, ışıklar kapanınca yaşanacaklara ev sahipliği yapmak için. Artık bir buçuk senelik kapanmanın sonunda o karanlık odalarda ne yapıldıysa aşı bile fayda etmemiş.
İşte tam da P-Town’daki serbest eğlence ve seks kültürü yüzünden parmaklar eşcinsel erkeklere çevrilmiş durumda. Hafta sonunu orada geçirenler birden öksürmeye, halsizleşmeye başladıklarını hissediyorlar. Önce onlarca kişide semptomlar gözüküyor, ardından bir hafta içinde bin kişiye kadar çıkıyor. O kadar ki P-Town neredeyse CDC için bir laboratuvara dönüşüyor.
Bir sonraki hafta yaşanan “Ayı Haftası”na katılanlar da 4 Temmuz’da salgının kontrolden çıktığını, Delta’nın hızla yayıldığını duyuyorlar. Daha sonra onlar da hastalanıyor.
DÖRTTE ÜÇÜ AŞILIYDI
Özellikle eklemek gerekir ki P-Town’a gidenlerin dörtte üçü aşılı ama yine de COVID-19 testleri pozitif çıkıyor. Hiçbiri hayatını kaybetmedi, çoğu da pozitif çıkmalarına rağmen salgını hafif bir soğuk algınlığı ya da grip gibi atlattı. Pek çok kişi eşcinsel erkeklerin kontrolsüz eğlence anlayışını yargılıyor ama yerel yetkililer kiminle temas edildiği konusunda ilk kez bu kadar iyi işbirliği yapan bir grup gördüklerini söylüyorlar.
P-Town’daki salgının ilk etkisi maske yürütmeliğinin geri gelmesi oldu. Vaka sayıları düşmeye başlarsa maske zorunluluğu kalkacak, ki şimdiden düşme eğilimi gösteriyor. New York gibi şehirler artık lokantalara, mağazalara, tiyatrolara aşı kartıyla girmeyi zorunlu kılmaya hazırlanıyor.
Bir başka sonuç aşıların işe yaradığının anlaşılması. Virüs yine de bulaşabiliyor ama hastanelik etmiyor, öldürmüyor. Amerikan Başkanı Joe Biden şu anda “aşısızlar pandemisi” yaşadığımızı söylüyor; haksız da sayılmaz. Dünyanın önde gelen bilim ve tıp uzmanlarının aşı güvenli çıkışlarına rağmen “twitre”de ya da yalan sitelerde gördüğüne inanan bir grup geri zekalının direnci yüzünden yayılıyor Delta varyantı, yeniden hepimizi maske ve kapanmaya doğru sürüklüyor. Aşı olmayı reddetmeyip sadece biraz daha beklemeyi tercih eden Amerika’daki bir grup aşı olmayanların yarısından biraz daha azı, ama onlar daha kolay ikna ediliyor.
P-Town salgınının öğrettiği bir ders var aslında: Aşı mucize bir çözüm değil, ama bir çözüm. Aşı olduktan sonra COVID-19’a da artık sıradan bir soğuk algınlığı ya da grip salgını muamelesi yapmak mümkün. Birkaç gün hastalandık diye hiç kimsenin hayatı kararmıyor, en azından şu anda bildiğimize göre Delta’ya yakalanan aşılılar hayatta kalıyor.