Beton değil yeşil kazansın
İzmir Buca’da 1959 yılından beri, resmi adıyla İzmir Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu olarak bilinen İzmir Buca Cezaevi, geçen yıl yıkıldı.
Yıkıldıktan sonra bu alana ne olacağı, nasıl değerlendirileceği kent gündeminin en büyük tartışmalarından birini oluşturdu.
Sivil toplum örgütleri, bölge halkı ve kentin büyük bölümü söz konusu bölgenin kamusal yeşil alan olarak düzenlenmesini isterken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın burayı yeniden yapılaşmaya açacağı haberi ve alana dair yapılan imar planları ortalığı fena karıştırdı.
Kentte konuyu savunmak için Buca Cezaevi Alanı Koordinasyonu kuruldu.
Komisyon, cezaevi yerinin İzmir ve Buca’nın nefes alacak yeni alanı olarak bir yeşil alan olması talebini ve alana dair yapılan plan kararlarına itiraz dilekçelerini Çevre Şehircilik Bakanlığına iletti.
Ancak, bugüne kadar talepleri karşılık bulmadı.
Bakanlıktan cevap alınamayınca da, oluşturulan imar planlarına şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı olduğu gerekçeleri ile yürütmenin durdurulması ve iptali talebiyle TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi, TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından İzmir 4. İdare Mahkemesi’nin 2022/2696 Esasına kayden dava açıldı.
Yani, burası da Bakanlık ile kentliler arasında davalık oldu.
*
Peki, Buca Cezaevi Alanı Koordinasyonu tam olarak ne istiyor?
İstediği şu:
2019 yılı sayımına göre 510 bin 695 kişi olan nüfusu ile İzmir İlinin en büyük ilçelerinden biri olan Buca’da, yaklaşık 80 bin m2’lik bir alanı kapsayan cezaevi alanının boşaltılmasını kent için fırsat olarak görüyor.
Alanın hem İzmir, hem Buca için avantaja dönüştürülmesin ve kamusal alan kullanımının devam etmesini talep ediyor.
Fakat, Bakanlık tarafından alanın yaklaşık % 70’lik kısmının H:25.80 metre yükseklikle konut+ ticaret olarak planlanmasını kabul etmiyor.
Çünkü bu planlamanın, bölgenin mevcut durumu göz önüne alındığında, yapısal yoğunluğu artıracağını ve bunun kent sağlığı açısından büyük bir risk oluşturacağını savunuyor.
İzmir’in, Buca’nın yeni bir yapılaşmaya, yeni ticaret alanına ihtiyacı olmadığını vurguluyor.
Bu alanın kamusal bir alan olduğunu ve yine kamu yararını ön planda tutacak bir kullanıma dönüşmesinin kamusal bir hak olduğunu ifade ediyor.
Dolayısıyla, halkın ortak yararına açıkça aykırı olarak gördüğü işlemin iptal edilmesini istiyor.
Sonrasında da alanın olası bir afet anında kentlilerin güvenli bir şekilde sığınacağı bir Toplanma Alanı’na, beton binaların gölgesinde değil ağaçların gölgesinde nefes alacak Rekreasyon Alanı’na, halkın ortak ihtiyacını karşılayacak yeni bir Kültürpark Alanı’na dönüşmesini talep ediyor.
*
Buca Cezaevi Alanı Koordinasyonu’nun yukarıdaki görüşlerine katılmamak mümkün değil.
Artık kimse büyük alanların beton yapılara dönüştürülmesini istemiyor.
Hele hele nüfus ve trafik, yoğunluğunun en yüksek seviyede olduğu bölgeye yeni yoğunluk getirmek, pek akıllıca gelmiyor.
Bakalım, İzmirlilerin “Buca Nefes Alsın” sloganıyla başlattıkları mücadele hangi yöne evrilecek.
Davalar neticesinde bunu hep birlikte göreceğiz.
Umarım, beton yerine yeşil kazanır.
- Deli, veli, dahi..1 yıl önce
- Şili modeli bize uyar mı1 yıl önce
- Enayi misin, kurnaz mı1 yıl önce
- Belediye sisteminde büyük değişim1 yıl önce
- Gazeteci öldürerek gerçekler gizlenemez1 yıl önce
- Turizmci nasıl dayansın1 yıl önce
- Deprem ve KAÇUV1 yıl önce
- Bir duyan olsa, çözüm hazır1 yıl önce
- Şahane kongre1 yıl önce
- Özgür olmak çok mu zor1 yıl önce