Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

HÜKÜMET, Suriye sınırındaki askeri hareketliliğin “bu ülkeye askeri harekât yapılacağı ve bunun esas hedefinin de PYD’nin, diğer bir deyişle Kürtlerin etkinliğini durdurmak olduğu” şeklinde yorumlanmasından rahatsız. Dün bir grup gazeteciyle bir araya gelen üst düzey bir hükümet yetkilisi, “sorunun kaynağında IŞİD’in olduğunu, PYD’nin kesinlikle hedef alınmadığını” vurguladı. Ankara’nın, IŞİD’in Batı’ya doğru genişlemesinden, özellikle Mare-Cerablus hattında Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) karşısında daha fazla güçlenmesinden ve bunun yeni bir göç dalgası yaratmasından endişelendiği, bu nedenle her türlü tedbirin sırasıyla devreye sokulacağı anlaşılıyor. Aynı yetkili, Afrin ve Kobani arasındaki bölgenin de PYD tarafından kontrol altına alınması, diğer bir deyişle Suriye’nin Türkiye sınırında bir “Kürt koridoru” yaratılması ihtimalinin şu aşamada gündemde olmadığını belirtiyor.

Üst düzey hükümet yetkilisi, IŞİD’i “İflah olmaz, tehlikeli bir terör örgütü” olarak nitelerken, PYD’den de “Rasyonel olabilecek bir aktör” diye söz etti: “Telabyad’ın PYD tarafından alınması tabii ki Türkiye’nin çıkarınadır. Ancak eğer bu şehir bir fütuhat mantığıyla ele geçiriliyorsa, bölgede orta ve uzun vadede ciddi bir çatışma potansiyeline zemin hazırlanmış olur.”

Aynı yetkili, Ankara’nın PYD’den beklentilerini sorduğumuzda ise şu cevabı verdi: “Oldubittilerden vazgeçmeleri şart. Öncelikle nüfusun hepsi geri dönecek. Ayrıca o bayrak da inmeli. PYD’nin Telabyad’da diğer unsurlarla çalışmayı becerebilmesi gerekiyor. Etnik temizlik gibi şeylere kalkışırlarsa sorun çıkar. Bölgede Kürt-Arap çatışması çıkmasından Türkiye büyük zarar görür. Böylesi bir durumda biz, bu çatışmaya karşı çıkanların yanında dururuz.” Son olarak, 3 saate yakın süren toplantıdan birkaç izlenim aktarmak istiyorum:

1- Ankara, IŞİD’e karşı ilk kez açık pozisyon almak üzere.

2- TSK ile bir anlaşmazlık olmadığının altı çiziliyor.

3- Esad rejiminin PYD’ye ihtiyacı olduğu ancak PYD’nin Şam’a aynı oranda bağımlı olmadığı düşünülüyor.

4- Ankara’nın PYD ile temas kanalları hep açık.

5- Telabyad’dan sonra dillendirilen “PYD, IŞİD’den tehlikeli” gibi saptamalar daha çok iç politik kaygılarla irtibatlandırılıyor.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar