Zengin ve ünlü olmak
Forbes dergisi 2014 yılında dünyanın en çok kazanan sporcularını belirledi.
Son 12 ayda en çok kazanan sporcu yenilgisiz boksör Floyd Mayweather olmuş. Toplam kazancı 105 milyon dolar. Sıralamada 80 milyon dolarla Crıstıano Ronaldo ikinci, 71 milyon dolarla LeBron James üçüncü olmuşlar.
Bu arada en çok kazanan ilk 20 isim arasında 56.2 milyon dolarla Federer, 44.5 milyon dolarla Nadal ve 33.1 milyon dolarla Djokovıc tenis sporunu temsilen yerlerini alıyorlar.
Marsel yeniden ilk 100’e girdi
2013 ve 2014 sezonlarında genel olarak performansında bir düşüş yaşadığını gördüğümüz milli oyuncumuz Marsel İlhan yeniden yükseliş ivmesine girdi. İzmir Cup ta göstermiş olduğu kötü performansla da bizleri hayal kırıklığına uğratan Marsel, en son katılmış olduğu Fransa’nın Mouilleron LeCaptif bölgesindeki ATP Challenger serisi Internatıonaux de Tennıs de Vend’ee Turnuvası’nda üst üste almış olduğu galibiyetlerle yeniden dünya sıralamasında il 100’e girmeyi başardı.
Hatırlarsanız ocak 2011 tarihinde dünya sıralamasında 87. sıraya kadar yükselen oyuncumuz bu sıraya kadar yükselen ilk tenisçimiz olmuştu.
Son günlerde göstermiş olduğu yükselişin yanı sıra oyuncumuz 2014 yılı Challenger performansları sıralamasında da 13. sıraya çıktı.
Ayrıca en iyi 8 Challenger tenisçinin katıldığı ATP Challenger sezon sonu finallerinde de oynama şansı kazandı.
İNTİKAMINI ALDI
Bu paragrafın başında kullandığım ‘intikam kelimesi belki sporda kullanılabilecek ağır bir kelimedir ama gerçekten de Marsel’in İZMİR CUP’ta yenilerek elenmesine sebep olan rakibi ile kısa bir süre içerisinde karşı karşıya gelmesi bu kelimeyi ister istemez çağrıştırıyor. Milli oyuncumuz Fransa’daki ATP turnuvasında İzmir’de elenmesine sebep olan rakibi Borna Corıc ‘le çeyrek finalde karşılaşma şansını yakaladı ve bu defa onu 7/5 6/1’lik setlerle yenerek turnuva dışı bıraktı.
Kısa bir süre önce Corıc Rafael Nadal’ı yenmekle ünlü olmuştu.
Demek ki en iyi tenisçilerin bile bazen zayıf ya da şanssız bir anı olabiliyor...
Davis Kupası aday kodrumuz belirlendi
Bilindiği gibi dünyanın milli takımlar halinde en önemli karşılaşması Davıs Cup organizasyonudur.
Türkiye Davıs Cup takımı TTF tarafından yönetilen ve Davıs Kupası turnuvasında ülkemizi temsil eden tenis takımımızdır.
Ülkemizin ilk bu turnuvaya katılımı 1948 yılında olmuştur. İlk milli takımda yer alarak Davıs Cup oynayan oyuncularımız da (İzmirli) Beliğ Beler, Cihat Özgenel, Suzan Gürel ve Fehmi Kızıl’dı. İlk defa katılmış olduğumuz bu turnuva da 2 mayıs 1948 de rakibimiz Yugoslavya’ya 5-0 yenilerek ayrılmıştık.
Buna rağmen yüzü batıya dönük Türkiye olarak Davıs Cup Turnuvasına bu tarihten itibaren devamlı katıldık.
1973 yılına kadar 1. turu geçemeyen ülkemiz 1974 yılında ilk galibiyetini aldı. Lübnan’ı 3-2 yenmemize rağmen 2. turda Lüksemburg’a elendik.
1963 yılında 16 yaşında olan milli tenisçi Yavuz Erkangil bu turnuva ya katılan en genç oyuncu olurken, 1965 yılında 37 yaşında turnuva ya katılan Engin Balaş da en yaşlı Türk tenisçi oldu.
Milli tenisçimiz Enis Berki’nin çok yakın arkadaşı olan Nazmi Bari’de 1959-1965 yılları arasında devamlı olarak Davıs Cup oyuncumuz idi. Bu arada yukarıda saymış olduğumuz isimlerden ebediyete intikal etmiş olanları da rahmetle anıyoruz.
Halihazırda Davıs Cup takımımızın kaptanlığını yapmakta olan sevgili Haluk Akkoyun da 37 galibiyet ile en çok başarı sağlayan oyuncumuz olmuştur.
Bu arada takımımızın yapmış olduğu en uzun maç olarak ta Türkiye-Moldova maçı tarihimizde yer aldı. Maç tam 14 saat 7 dakika sürmüştü.
Şu anda Türkiye Avrupa 2. gurubunda yer alıyor.Ülke olarak çok üstün dünya çapında başarılarımız olmasa da teniste oldukça yol kat etmiş durumdayız. Davıs Cup antrenörümüz Dominik Hrbaty ve takım kaptanımız Haluk Akkoyun İstanbul Ulusal kamp merkezinde yapılan kamp neticesinde 10 kişilik aday kadromuzu açıkladılar.
Hrbaty aynen şöyle diyor;
‘Daha önce Davıs Cup kadromuzu 8 kişi ile sınırlamayı düşünmüştüm. Türkiye’nin ilk 16 erkek oyuncusunu izleme fırsatı buldum.
Gördüğüm potansiyel beni iyi yönde şaşırttı. Daha önce 8 kişiye indirmeyi düşündüğüm kadroyu 10 kişide tutmaya karar verdim.’’
Anlaşılan o ki Hrbaty Türk tenisindeki standardı umduğundan yüksek bulduğunu söylüyor.
Bizim için oldukça sevindirici. Ancak üzücü olan şu, kadroda bir tek İzmirli tenisçi yok...
- Alaçatı'da tenis yükseliyor8 yıl önce
- Djokovic'in başarısının sırrı8 yıl önce
- Erkek ve kadın tenisçiler8 yıl önce
- Gurur gecesi8 yıl önce
- Benim penceremden Folkart İzmir Cup8 yıl önce
- Nereden nereye..9 yıl önce
- Şimdi spor zamanı9 yıl önce
- Küçük kahraman9 yıl önce
- 2014 kime yaradı..9 yıl önce
- Tebrikler İzmir9 yıl önce