'Fin Modeli'

Böyle bir eğitim sisteminin arayışı içinde bulunan gelişmiş ülkeler çeşitli eğitim modelleri denemektedirler. Bu konuda, Finlandiya’nın çok başarılı olduğu biliniyor.

Eğitimi, katı bir ‘müfredat’ baskısından kurtaran ve adına Fin Modeli denen bu sistemde bakınız neler var!

1- Karşılıklı güven: Öğrenci öğretmene, öğretmen okul yöneticisine, okul yöneticisi yüksek yöneticilere ve aileler hepsine güveniyor!

2- Öğretmenin saygınlığı: Öğretmenler, eğitim fakültelerinin en başarılı öğrencileri arasından seçiliyor, master derecesi ile mezun oluyorlar. Saygınlıkları çok yüksek! Öğretmenler, eğitim konusunda sürekli bilgi alış verişinin yapıldığı toplantılara katılıyorlar. Aşırı çalışan değil, öğrencileri olumlu yönlendiren öğretmenler başarılı sayılıyor.

3- Öğretmen mutluluğu: Mutlu öğretmen iyi öğretmendir ilkesi egemen.

4- Ders saati: Okula 7 yaşında başlanıyor. Günde 4-5, haftada 20 ders var.

5- Oyun: Okulda oyun önemli. Liselerde seçmeli dersler oldukça fazla. Her dersin dolu olması gibi bir kaygı yok.

6- Rekabet yok: Öğrenciler arasında olmadığı gibi, okullar arasında da rekabet yok! Öğrencilerin gelecekteki yaşamlarını sınavlar belirlemiyor.

7- Müfredat baskısı yok: Katı eğitim sistemlerinde, yöneticiler üzerinde sallanan ‘müfredat’ kılıcı, Fin sisteminde yok! Bu durum, yaratıcı okulların doğmasına ve her okulun farklı bir alanda öne çıkmasına yol açıyor.

8- İşbirliği esas: Temel ilke, her şeyin işbirliği içinde yapılması. Bu işbirliğini sağlamak ve öğrencilerin kendilerini daha özgür duyumsamaları için, dersliklerde sıra disiplini bulunmuyor.

9- Etik ilkeler: Yaşamdaki saygı, görgü ve ahlak kuralları, ilkokulun ilk sınıfından başlayarak öğrencilere verilmeye çalışılıyor. Din dayatılmıyor.

10- Gymnasium: 16 yaşından sonra öğrenciler Gymnasium adı altında akademik tabanlı lise veya meslek okulu seçeneklerinden birini kullanıyorlar. Meslek okulunda teorik eğitim yerine güçlü bir uygulamalı eğitim alıyorlar.

Bunları okuyunca ülkemizde uygulanan; yarışmacı, müfredatçı ve sınava endeksli eğitim programları geliyor insanın gözünün önüne. Biz disipline edilmesi zor milletiz ve Fin Modeli’ni bir yıl içinde ‘lay lay lom!’ sistemine çeviririz...