Taze balık ve Omega 3
Bilim adamları belli yönlendirmelerden etkilenmeye ve reklamlarda rol almaya başlayınca halkımızın doğru bilgiye ulaşması giderek zorlaşmaktadır. Özellikle de, uluslararası teknoloji ve ticaret, reklam sektörüne alet olunca, bundan bilim de nasibini alıyor. Sonuçta gazete haberlerinde, ya da uzman geçinen kimi kişilerin yazdıklarında doğru ile yanlış birbirine karışabiliyor.
Bunu günlük yaşamın her boyutunda görmek olası! Ama olumsuz olarak en çok etkilenen sektör galiba sağlık! Çünkü okur-yazar olanlar, sağlık konularına daha fazla ilgi gösteriyor, o haberlerden daha fazla etkileniyor!
Gazetelerde yer alan ya da köşe kapan kimi ünlü(!) doktorlar veya –beslenmeci adıyla oraları kullanan- yönlendiriciler de, üstlendikleri görevle halkımıza istediklerini yedirme çabası içindeler.
Geçenlerde, yüksek tirajlı gazetelerimizden birinde bir uzmanın, Omega 3 konusunda önerilerini okudum. Hangi marka Omega 3 kullanılması gerektiğini söylemesi yetmiyormuş gibi, bizim balıklarımızda bu maddenin çok az olduğunu söyleyecek kadar da ileri gidiyordu.
ASLINDA TÜMÜ ZENGİN
Ardından, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Yetiştiricilik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Özden’in bu konudaki açıklaması geldi.
Özetle; “Omega 3, yağlı balıklarda daha fazladır ama tüm balıklar bu yönden zengindir!” diyordu.
Açıklamasının ana çizgileri şöyleydi;
- Türkiye balıkçılık sektörü, Avrupa’nın balık ambarı kabul edilen Yunanistan’ı geride bırakmıştır.
- Yerli balıkçılığımız, ithal dondurulmuş balıklar karşısında desteklenmelidir.
- Omega 3, çoğunlukla yağlı balıklarda daha fazla olmak üzere, beş liralık sardalyada da yüz elli liralık balıklarda da aynıdır. Sadece ithal balıkların Omega 3 ile anılması yanlıştır.
- Kendi balığımız olan levrek ve çipura, ithal balıklar karşısında tercih edilmelidir. Türkiye’nin dondurulmuş ithal balıklara yönlendirilmesi doğru değildir.
- Levrek, çipura ve alabalık yetiştiriciliği sayesinde Avrupa’nın yeni balık ambarı artık Yunanistan değil biziz. Bunu kalıcı hale getirmek, ürünleri çeşitlendirmek ve bu sektörü büyütmek bizim elimizdedir. Ancak bunun için sektöre yardımcı olunmalı ve önleri kesilmemelidir.
Prof. Dr. Osman Özden’in açıklaması kaç gazete ve televizyonda çıktı bilmiyorum. Ama eminim halkımızın çok küçük bir bölümüne ulaşmıştır.
Keşke Osman Hoca gibilerin açıklamalarını çok daha fazla insan okuyabilse de, halkımızın sağlığı üzerinde oynanan oyunlar daha fazla anlaşılabilse.
Doç. Dr. Osman Koçtürk, bundan elli yıl önce, gıda emperyalizmine karşı savaş açmış, Prof. Özden’in söylediklerinin uluslararası boyutta mücadelesini vermişti. Bu vesile ile rahmetli hocamı saygı ile anıyorum!
- Gelecek geldi geliyor!6 yıl önce
- Bilim kurgu deyip geçmeyin6 yıl önce
- Levent Köstem Müzesi6 yıl önce
- Türk Parlamenterler Birliği İzmir Şubesi6 yıl önce
- Pandomim ve Ulvi Arı6 yıl önce
- Kent Koleji'nde bir şampiyon6 yıl önce
- Yaşamda "iki şey"in önemi6 yıl önce
- Karadenizliler ve futbol6 yıl önce
- Uçuş vertigosu6 yıl önce
- Urla Felsefe Günleri6 yıl önce