Otizm ve çocuklar
Otizm sözcüğü köken olarak “kendi içinde” demektir. Otizm, genetik temelli, 3 yaşından önce oluşan ve sosyal becerilerde tekrarlı yetersizliklere neden olan nörogelişimsel bir bozukluktur. Yaşam boyu sürecek bu karmaşık beyin ve sinir sistemi gelişimini sorununu tüm yönleriyle anlamak, otizmli çocuklara yardım etmek için ilk aşamadır.
Otizm spektrum bozukluğu (ASD), otizmin çeşitli şiddet dereceleri ve belirtileri için kullanılır. Otizm, bir kişinin duygusal, sosyal ve davranışsal gelişiminde bozulmalarına yol açar ve bu bozulmalar, genellikle çocukluk çağında fark edilir. Otizm, çocuklarda farklı belirtiler gösterebilir ve bu belirtiler kişiden kişiye değişebilir.
UYUM EKSİKLİKLERİ
Otizmli çocukların genellikle iletişim ve etkileşim yeteneklerinde bozulmalar görülür. Bu çocuklar diğer insanlarla iletişim kurmakta ve sosyal etkileşimlerde zorluk yaşayabilir. Ayrıca, düşünce ve davranışlarını sıklıkla tekrarlayabilirler.
Otizmli kişi hayattan geri durur ve kendi içine yönelir. Bunun sonucu olarak bazı belirtiler sergiler; mutlu görünüme sahip olmamak, yüz ifadelerine yanıt vermemek, sosyal etkileşim ve iletişimi kendiliğinden başlatmakta zorluk çekmek gibi.
Eğer çocuk herhangi bir nesneye karşı göz temasından kaçınıyorsa, ismi söylenince dönüp bakmıyorsa, parmağıyla istediği nesneyi gösteremiyorsa, yaşıtlarıyla ortak bir alanda oynayamıyor, yaşıtlarının oyunlarına ilgi duymuyor ve onlara göre dil konusunda gecikmeler gösterebiliyorsa yüksek olasılıkla bu rahatsızlığa sahiptir.
OTİZM ve ÇOCUKLUK
Otizm duygusal, sosyal ve davranışsal gelişimde zorluklara yol açar ve bu bozulmalar, genellikle çocukluk çağında fark edilir. Otizm tanısı, çocuğun davranışları, iletişim yetenekleri ve sosyal etkileşimleri göz önünde bulundurularak yapılır. Bu değerlendirme, çocuğun sağlık durumu ve geçmişini inceleyen bir doktor tarafından yapılır. Ayrıca, çocuğun eğitim durumu ve davranışlarını gözlemleyen bir eğitimci ya da psikolog da değerlendirmeye dahil edilebilir.
Otizm tanısı, çocuğun belirtilerine göre yapılır ve bu belirtiler, DSM-5 (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) adlı rehber kitapta belirtilmiştir. Bu kitap, otizm belirtilerini sınıflandırmak için kullanılır ve bu belirtiler, çocuğun iletişim yetenekleri, sosyal etkileşimleri ve davranış tanısı gibi belirli başlıklarda toplanır. Toplumsal iletişim ve etkileşimde tutarlı eksiklikler; sınırlı ve yineleyici davranış örüntüleri; nesneleri kullanma ya da dilde görülen tekrarlayıcı motor hareketler; aynılık konusunda ısrarcılık, rutinlere katı bir şekilde bağlılık gösterme ve yoğunluk ve odağı normalin dışında sınırlı ve sabit ilgiler gibi. Belirtiler genellikle erken gelişimsel dönem içindedir ve toplumsal yaşamda, işte ve diğer önemli alanların mevcut işleyişinde klinik açıdan önemli bir bozulmaya işaret edebilir.
OTİZM VE ERGENLİK
Otizm bir gelişim bozukluğu olarak çocuklukta ortaya çıkar. Ancak, bazı otizm spektrum bozukluklarının belirtileri ergenlik döneminde ortaya çıkabilir. Ergen bireylerde otizm belirtileri genellikle daha az belirgin olabilir ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi diğer bozukluklarla birlikte görülebilir.
Ergen döneminde otizmin belirtileri arasında iletişim ve sosyal beceri problemleri, düzenli rutinler ve değişikliklerden hoşlanmama, dikkat eksikliği ve hiperaktivite gibi problemler sayılabilir. Ayrıca, ergenlik dönemindeki bireylerde otizmin belirtileri arasında düşünme ve öğrenme zorlukları, takıntılar ve obsesif davranışlar da görülebilir.
Ergenlikteki otizm belirtilerinin yönetimi için çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Bu tedavi yöntemleri arasında terapiler, ilaçlar ve bireylerin ihtiyaçlarına göre özel eğitim programları sayılabilir. Ayrıca aileler ve bireylerin desteği de çok önemlidir ve bu destekler bireylerin otizm belirtilerini yönetmelerine yardımcı olabilir.
Ergenlikte çevredeki insanlara karşı mesafe, sosyal etkileşimi kendisi üzerinden başlatamama, iletişime karşılık verecek gücü kendinde bulamama, yetişkinlerle kendi ilgi alanı doğrultusunda tek taraflı bir iletişim kurma, akran iletişiminde karşıdakinin ruh halini anlayamama, vücut dilini ifade etme aracı olarak kullanmama, taklide dayalı oyunlarda zorlanma ve aşırı resmi ilişki kurma gibi sosyal etkileşim geriliği görülebilir.
TANI VE SIKLIK
Otizmde kesin tanı koyacak testler mevcut değildir. Ancak anne ve baba üzerinden geliştirilmiş testlerde ilerleme vardır. Tanı gelişimi için çocuk davranışlarına dikkat edilmeli, çoçuk kontrol altına alınmalı ve bu hedeflerle bir yöntem izlenmelidir.
Otizm spektrum bozukluğu (OSB), hem erkek hem de kız çocuklarda görülebilir. Ancak, OSB erkek çocuklarda kız çocuklara oranla 4 kat daha sıktır. OSB’nin erkek çocuklarda daha yaygın olmasının nedeni tam olarak bilinmemektedir, ancak bu konuda yapılan araştırmalar genetik ve biyolojik faktörlerin etkisinin olduğunu göstermektedir ve baba kaynaklı genlerin riskli olduğu düşünülmektedir. Otizmli çocukların %50’sinin IQ’su 50’den, % 80’ininki 70’ten azdır. Ancak bazen çok yüksek IQ’ya da rastlanabilir.