"Yıkılmadım ama ayakta da sayılmam" diyenlerden misiniz? Languishing yaşıyor olabilirsiniz!
İnsanın yaşamının birazı mutlulukla örüldüyse birazı da mutsuzlukla örülmüştür, bundan kaçış yok... Hepimizin hayatında zorlu dönemler olur, hepimiz kendimizi kötü hissettiğimiz, hiçbir şeyin bir daha düzelmeyeceğini düşündüğümüz zamanlar yaşarız. Bazen ise majör kötü durumlar yaşanmasa da üzerimizden bir türlü atamadığımız bir yorgunluk ve hüzün hissederiz. Siz de "Yıkılmadım ama ayakta da sayılmam" diyenlerden misiniz? Languishing yaşıyor olabilirsiniz!
ABONE OLBundan belki de 10 sene önce depresyon günlük yaşamımızda çok fazla kullandığımız bir kelime değildi. Hatta depresyonda olan kişiler bile çoğunlukla bunun farkında olmaz, olsa bile bunu kendine itiraf etmekte zorlanırdı. Depresyon bugün alıştığımız hatta belki de fazla alıştığımız bir kelime çünkü aslında depresyonda olmasak da işler biraz ters gidince hissettiğimiz acıyı hemen "depresyondayım" diyerek savunuveriyoruz.
Halbuki depresyon böyle gündelik olayların arkasına sıkıştırılacak kadar basit bir şey değil. Uzmanlar bu konuda sık sık uyarı yapıyor ancak popüler kültür depresyon mitini kullanmayı sevdiği için bu uyarılar görünür olamıyor. Depresyon bir ruhsal hastalık. İnsanların günlük işlerini yapmasını engelleyen, bazen yemek yemeyi unutmalarına neden olan, günlerce duş almadıkları günler geçirmelerine neden olabilen ciddi bir hastalık.
Hüzünlü hissetmenin tek tanımı depresyon gibi geliyor çoğumuza. Psikoloji ve psikiyatri 10 sene öncesinden daha popüler ama bunlara dair bilgimiz hala çok sınırlı. Duygularımızı ve bu duyguların hayatımızı sürüklediği durumları tanımlamak için kullanılan çok fazla terim var. Bunlardan biri de hayatla ilişki kuramadığımız, kendimizi depresyon kadar kötü hissetmediğimiz ama "iyiyim" de diyemediğimiz o zor zamanları açıklamak için kullanılan "Languishing" durumu...
Languishing terimini daha önce duymamış olabilirsiniz. Zaten terim kendi çalışma alanında da görece yeni sayılabilecek bir terim. Sosyal medyada paylaşılan komik videolarda sık sık karşılaşılan bir cümle var: Yıkılmadım ama ayakta da değilim... Bunu duymuş muydunuz? Languishing tam olarak bu durumu tanımlıyor!
Amerikalı bir sosyolog olan ve çoğunlukla pozitif psikoloji alanında çalışmalar yapan Corey Keyes, Languishing terimini 2002 yılında ilk defa kullanan kişiydi. Latince ‘languere’ sözcüğünden türeyen bu kavram kelime anlamı olarak rahatsızlık ya da bitkinlik durumlarını tanımlamak için kullanılıyordu. Psikolojide bunun kullanımı duygusal bir yorgunluk hissini tanımlamak için oldu. Languishing durumunda kişi ne depresyondadır ne de sağlıklıdır. Kendini ne kötü ve umutsuz ne de iyi ve coşkulu hisseder. Bazen bıkkınlık bazen çürüme bazen ise boşluk duygusuyla özdeşleştirilir.