Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı Şekip Mosturoğlu ile Hukuk İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyeleri Fethi Pekin ve Alper Alpoğlu, '3 Temmuz şike kumpası' davasıyla ilgili Fenerbahçe Televizyonu’na konuştular.

3 Temmuz süreci ve devamında sarı-lacivertli kulübün karşı davaları hakkında kamuoyunu bilgilendiren yöneticiler, şu açıklamalarda bulundular:

FETHİ PEKİN: ŞÜKRÜ SARACOĞLU BAŞKANIMIZI VEFATININ YIL DÖNÜMDE RAHMETLE ANIYORUZ

“Bugün, Şükrü Saracoğlu Başkanımızın vefatının yıl dönümü. Kendisini rahmetle anıyoruz, nurlar içinde yatsın. 16 yıl süreyle başkanlık yapmış, çok büyük başarılarının altına imzasını atmış ve çok mücadele etmiş birisi Allah gani gani rahmet eylesin.”

ŞEKİP MOSTUROĞLU: FENERBAHÇE CAMİASI, BÜTÜN FERTLERİYLE BU MÜCADELEYİ KAZANMIŞTIR

“Kendisini rahmet ve şükranlarımla anıyorum. Fenerbahçe’yi Fenerbahçe yapan değerlerden bir tanesi Şükrü Saracoğlu. Fenerbahçe tarihinin en önemli parçalarından bir tanesi. 100 yıllık bir kulüp, daha sonradan FETÖ kumpası olduğu anlaşılan ama bizim ve özellikle Başkanımız Aziz Yıldırım’ın ilk günden itibaren haykırdığı kumpasın sonucunda maalesef 11 yıl süren bir hukuk süreci yaşadı. Bu sadece bizim yargılandığımız ceza davasına erişkin süreçti, hukuk süreci maalesef bitmedi; o sürüyor. 3 yıl evvel bugünkü tarihte de beraat kararlarımız onandı. Tarihi bir öneme sahiptir çünkü bu davada çıkan kararla Fenerbahçe sportif alanda da bu kararları kullanarak kişilere veren cezaları da ortadan kaldırmıştır. Kulübümüzün tarihine kara leke çalmak isteyenlerin hem spor hukuku açısından hem de maddi hukuk anlamında elinde hiçbir enstrüman kalmamıştır. Kulübümüz bu süreç içerisinde kaybettiği maddi hakların telafisi için davalar açmıştır ve bunlar sürmektedir. Süreç içerisinde çok fazla kamuoyu ile paylaşmadığımız ama bizlerin bildiği başarılar oluşmuştur. Mesela İlhan Ekşioğlu ile benim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden çıkan kararımız çok önemlidir. Orada adil yargılanma hakkının çok açık bir şekilde ihlal edildiği yazılıdır. Yine orada spor hukuku açısından ceza verebilmek için bütün ceza yargılanmasının tamamlanması gerektiğine dair bir tespit vardır. Kişiler haksız tutuklanma sebebiyle davalar açmıştır ve bu davalar da bitmiş, neticelenmiştir. Çok veya az bir tazminata karar verilmiştir ama tutukluluğun haksızlığına da karar verilmiştir.

Bu süreçte görev alan kamu personelinin, polislerin, hâkim ve savcıların bir kısmının davası sürüyor, bir kısmı kaçak durumda ama kesinleşen kararlar var. Sonuçta FETÖ’nün istediği sonuçların hiçbirine erişilememiş, tam tersine Fenerbahçe’nin büyük bir mücadele ve zaferiyle sonuçlanmıştır. FETÖ’nün ilk boyun eğdiği, duvara çarparak geriye tosladığı bir dava haline dönüşmüştür. Daha sonra da bu Türkiye’ye ilham olmuştur. Darbe teşebbüsü sırasında Fenerbahçe’nin haklılığı ve o günkü refleksinin benzeri kamuoyu tarafından gösterilmiştir. Bir bütün olarak baktığımız zaman Fenerbahçe camiası, bütün fertleriyle bu mücadeleyi kazanmıştır.”

FETHİ PEKİN: FENERBAHÇE ÇOK GÜÇLÜ OLDUĞU İÇİN HEDEF OLMUŞTUR

“Şu an devam eden davaların bitmesi belki daha zaman alacak belki biz görevde olmayacağız ama bunların hepsi bizim camiamızın, bizlerin boynunun borcudur. Bunu sonuna kadar takip edeceğiz. Bu büyük bir haksızlık ve nasıl bir haksızlık yapıldığının beraat kararının onanmasıyla tespit edilmiştir. Bunun hiçbir tartışması yok. Burada Fenerbahçe Başkanımıza, Yöneticilerine ve çalışanlarına bir tuzak kurulmuştur. Kumpas dediğimiz şey bir tuzaktır. FETÖ üyesi, bir terör örgütü üyesi memurların, hâkimlerin, savcıların ve medyanın kurduğu bir tuzaktır.

Neden Fenerbahçe? Onu da çok defa konuştuk. Fenerbahçe, Türkiye’nin en büyük ve en güçlü sivil toplum kuruluşudur. Atatürk ilkelerinden hiçbir zaman şaşmaz ve en önde de bayrağı o taşır. Fenerbahçe zaten çok güçlü olduğu için, doğal olarak hedef. Aslında Türkiye’yi ele geçirmenin ilk hamlesi olarak ben şahsen değerlendiriyorum. O hamle çökünce darbe de başarısız oldu. Birebir bağlantı olduğunu düşünüyorum.

Bu süreçte haksız yere çok acılar ve çok eziyetler çekildi. Bu kulübe gönüllü olarak hizmet vermek için görev alan Başkanımız, Şekip Bey, İlhan Bey hapis yattılar. Bu son derece üzücü. Kabul etmeyeceğimiz bir durum. Biz paranın pulun peşinde de değiliz, öncelikle hak ettiğimiz iadeyi itibarı arıyoruz. Para, pula mahkeme karar verir.”

ALPER ALPOĞLU: FENERBAHÇE CAMİASININ BİR VE BERABERLİK HALİNDE NELERİ BAŞARABİLECEĞİNİ SADECE TÜRKİYE DEĞİL, TÜM DÜNYA GÖRDÜ

“Biraz önce çok güzel bir ifade kullandınız. ‘Hukuksuzluğa karşı, hukuk mücadelesi verdik’ dediniz. Bu güzel ifadenin altını çizmek istiyorum. 3 Temmuz 2011’den, 27 Aralık 2021’e kadar; art arda yapılan hukuksuzluklara karşı hukuk mücadelesi vermeye gayret ettik. Şu an herkes terör örgütü diyor ama o zaman onlara terör örgütü demek ve böyle bir mücadele vermek hiç kolay değildi. Bu mücadeleye öncülük etmiş ve bunun ceremesini çekmiş Başkanımız Sn. Aziz Yıldırım ve yöneticilerimizle yine ceremesini çekmiş kulüp çalışanlarımızı verdikleri mücadeleden dolayı takdir ile karşılamak gerekiyor. Tüm camiamıza güç ve kuvvet verdiler. Tüm Fenerbahçe camiası bir ve beraberlik içerisinde bu terör örgütüne ve onların tanıdık hakim ve savcılarına karşı çok büyük bir mücadele verdi. Üzerinden 13 yıl geçmesine rağmen hafızalarımız çok taze. Dönemin şartlarına göre büyük iş başarıldı ve bu terör örgütüne karşı ilk defa dur denildi. İlerleyen süreçte iddianamelere de konu olacak şekilde müthiş mücadelenin verildiği ve Fenerbahçe camiasının bir ve beraberlik halinde neleri başarabileceğini sadece Türkiye değil, tüm dünya gördü. Masumiyetimizi kanıtlamak adına verdiğimiz mücadele 27 Aralık 2021’de hukuk zaferi ile sona ermiş bulunmakta. Şekip Başkanın dediği gibi bu tarih Fenerbahçeliler için bir bayram olarak kutlanması gerekir. Çok önemli bir tarih. Bizim açımızdan masumiyetimizin kanıtlandığı ancak yine bizim açımızdan hesap sormanın devam ettiği bir süreç. Gerek bize bu kumpası kuran kolluk görevlileri olsun, yargı mensupları olsun, emniyet mensupları olsun, bazı kamu memurları olsun… Bunlardan sorduğumuz hesaplar dışında maddi zararlarımızın giderilmesi adına açtığımız davalarla biz bunun hesabını sormaya elimizden geldiğince gayret edeceğiz. Yine Fethi Bey’in dediği gibi bizim görev süremiz buna yetmeyebilir o zaman da yeni gelen kişilerin sonuna kadar bunu savunacaklarına inanıyorum. Fenerbahçe’nin kırmızı çizgisi olan konulardan bir tanesidir. Bütün camiamız mücadeleyi bu şekilde kabul etmektedir. Bundan sonra da bu şekilde kabul edeceklerine ben de sonuna kadar inanıyorum.”

ŞEKİP MOSTUROĞLU: FENERBAHÇE 3 TEMMUZ’U UNUTMAZ

“3 Temmuz sabahı başlayan süreç benim için 8 ay hürriyetimden mahrum kaldığım dönemdi. Başkanımı Aziz Yıldırım ile İlhan Ekşioğlu bir yıl tutuklu kaldılar. Tamer Yelkovan 10 ay tutuklu kaldı. Cemil (Turan) ağabey de benimle birlikte tutuklu kaldı. Müthiş bir acı ve ıstırapın olduğu dönem. O dönem taraftarımız dışında bize sahip çıkan kurum, kuruluş yoktu. Camiamız sağ olsun, bizi hiç yalnız bırakmadı. İlk günden itibaren arkamızda durdu. Dışarıda yöneticilerimiz, o mücadelenin en önemli parçası oldular. Bugünkü Başkanımız Ali Koç, Ömer Temelli, rahmetli Hakan Dinçay, Nihat Özdemir…Aklıma gelenler bunlar. İsmi şu an aklıma gelmeyen çok yöneticimiz dışarıda mücadele verdiler. Profesyonellerimiz, sizler tam mesai yaparak bu işle yatıp kalktınız. Taraftarlarımız sokaklarda direniş gösterdi. Metris’te, Silivri’de, Çağlayan Adliyesi’nde, Topuk Yaylası’nda, cadde de hep destek oldular. Babalar Günü’nde, yılbaşında, bayramlarda…Sonunda sarı lacivert duvar oluştu. Bu duvar, kumpası kuranlara ve dışarıdaki bağlantılarına ki daha sonra Türkiye bunlarla yüzleşmek zorunda kaldı. Onlara Fenerbahçe’nin ulu çınarının bir yaprağını bile vermeyeceğini gösterdi. Hiç kimse bu camiadan ve bu camianın değerlerinden bir yaprak dahi koparamayacağını gördüler. Bu davada herkes fikir birliği içerisinde mücadele etti. Hiç kimse elinden gelen çabayı ve desteği esirgemedi. Gelemeyenler dualarıyla, gelenler ise şiddete karşı mücadele etmek durumunda kaldılar. Bunun uzantıları daha sonra 4 Nisan ve 12 Mayıs oldu. Bu camia bunlara da göğüs gerdi. 3 Temmuz 2011’de başlayan süreç, Fenerbahçe’ye maddi ve manevi çok zararlar verdi ve halen vermeye devam ediyor. Bu kadar kayıplar yaşayan kulübün ayakta kalması ve hatta iddiasını sürdürüyor olması ve her sezon şampiyonluklar için mücadele veriyor olması ve bu yapıyla da bir yandan mücadele etmesi hayal edilecek bir durum. Buna dayanabilecek bir güç dünyada yok. Fenerbahçe 30 milyonu aşan taraftarı ve bu uğurda kenetliyor olması ile bunlara göğüs geriyor ve mücadeleye devam ediyor. Başkan televizyonda, ‘kırgınız, kızgınız’ dedi. Kızgınlık ve kırgınlık devam ediyor. Bu durum hiçbir zaman bitmez çünkü bize kaybettirdiği çok şey var. Maddi kısmını artık çok da önemsemiyoruz orada camiamızın haklarının verilmesinin peşindeyiz ama o sembolik de olsa son ana kadar onun peşinde olacağız. Manevi kayıpları ise hiç kimse geri getiremez. Fenerbahçe’nin 13 senede uğradığı zulme bakın, bu zulümle neleri kaybetmiş. Bunların yerine konulması mümkün değil.

Bu mücadelede o dönem yoldaş olduğumuz insanlardan kaybettiklerimiz var. Onlar bu acılarla yaşadı. Çocuklar ağlayarak evlerine gittiler. Fenerbahçe bunu unutmaz. Unutmadığı gibi bu Fenerbahçe için aslında birlik-beraberlik için bir örnek. En zor günde, herkesin bir daha ayağa kalkamaz dediği durumda, taraftarımız ve camiamızla bunun böyle olmadığını dosta, düşmana gösterdik. Bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz."

FETHİ PEKİN: ARŞİVE KALKMIŞ DOSYAYI TEKRAR GÜNDEME ALDIRDIK

“Aziz başkanın ‘Ne şikesi, memleket elden gidiyor’ tespiti inanılmaz. Müthiş bir öngörü. Zaten fitili yakan da o. Devamlı bizi dimdik ve birlik-beraberlik içinde tutan ifadeleri buydu. Bu durumu bana konuşmak çok zor geliyor. Şekip Bey bu badireyi atlatmış ve kim bilir onun için ne kadar zor bu programda olması. Elimizden geldiğince bu mücadeleye devam edeceğiz. Bunun aksi düşünülemez. Ceza tarafı bitti ve aklandık. Her zaman söylediğim gibi Fenerbahçe şike, mike yapmadı. Bu da beraat kararları ile sabit olmuştur. Bu bir tuzaktır ve ortaya çıktı. 2018’de yönetime geldiğimizde kulübün durumunu inceleyip, bakalım dedik. Zaten biliyorduk da önümüzdeki en önemli iki davanın Sözde Şike ve Kumpas Davası olduğu gerçeğiyle karşılaştık. Hemen konunun içine girdik ve birebir takip ettik. Şekip Bey ile çok istişare ettim. Hatta Sözde Şike Davası’nın beraat kararının kesinleşmesi bile tabir-i caizse güme gidiyordu. Zaman aşımına uğruyordu. Zaman aşımına uğraması demek bizim aklandığımız sonucu doğurmazdı. Çünkü ortada bir karar yoktu. Onun için orada da beraber olağanüstü gayretler gösterdik. Arşive kalkmış dosyayı tekrar gündeme aldırabildik. Yanılmıyorsam zaman aşımına 5 ay kala o beraat kararı çıktı. Zor günler. Hem haklı olduğunuzu biliyorsunuz hem de göz göre göre gidiyor. Allah yardımcımız oldu ve oradan alnımızın akıyla çıktık.”

ALPER ALPOĞLU: FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ’NÜN YÖNETİCİLERİ HEM ULUSAL HEM DE ULUSLARARASI HUKUK NEZDİNDE TERTEMİZDİR

“Aslında 15 Temmuz’dan öncesi var. FETÖ’nün terör örgütü olarak kabul edilme tarihi 2014. İlk defa 2014’de iddianameye terör örgütü olarak giriyor. Bizim yargılamanın yenilenmesi kararı da 2015’te veriliyor. 15 Temmuz’da kafasında soru işareti olanların dahil, Başkanımızın 2011 yılında ‘Ne şikesi, memleket elden gidiyor’ sözünü tüm Türkiye’nin daha yakından anlamış olduğu tarih olarak kabul etmek daha doğru olur. Yargı 2014 yılında bu kumpasın kumpas olduğunun yeni yeni farkına varmaya başlıyor. Bunların pareler bir devlet yapılanması olduğu, bir terör örgütü eliyle operasyon yapıldığının yeni yeni farkına varmış oluyorlar. Hukukta yargılamanın yenilenmesinin yapılabilmesi için ya yeni bir delil ya da yeni bir olay ortaya çıkması lazım. Fenerbahçe’ye terör örgütü tarafından bir operasyon yapıldığı yargılamanın yenilenmesi kararıyla birlikte tescillenmiş oluyor.

27 Aralık 2021 tarihinde masumiyetimiz hukuken kanıtlanmış ve yöneticilerimizin beraati ile Fenerbahçemizin cezai anlamda masumiyetinin kanıtlandığı bir tarih olduğu kadar yine çok önemli Spor Hukuku açısından da Mosturoğlu-Ekşioğlu kararı; biraz önce Şekip Başkanın bahsettiği aslında Spor Hukuku açısında da masumiyetimizin kanıtlandığı ve yanlış hatırlamıyorsam Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu ilk defa böyle bir karar var. AİHM, Spor Hukuku ve Tahkim kararları konusuna pek girmez. AİHM kararıyla aslında spor hukuku açısından da verilen disiplin cezalarını bir mahkumiyet kararı olmadan verilmiş olması ve yine Tahkimin oluşma sürecine girmiyorlar bile ki zaten o Tahkimin vermiş olduğu savunma dahi olmadan almış olduğu kararı onaması tamamen hukuksuz bir süreç. Mosturoğlu-Ekşioğlu kararıyla da konunun spor hukuku açısından masumiyetimizin kanıtlandığı, ceza hukuku açısından da 27 Aralık tarihinin masumiyetimize kanıtladığı tarih olarak tertemiz bir şekilde Fenerbahçe Spor Kulübü’nün yöneticilerinin hukuk nezdinde hem ulusal hem de uluslararası hukuk nezdinde tertemiz şekilde çıktığının kanıtı olmuştur. Bu süreci yaşarken hepimiz çok üzüldük ama bugüne geldiğimizde ‘iyi ki Fenerbahçeliyiz, iyi ki böyle bir mücadeleyi vermişiz’ dedirten bir gurur vesilesidir.”

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ