Atatürk'ün ortak yapımcısından Habertürk'e açıklamalar
Atatürk filminin ortak yapımcısı Hakan Karamahmutoğlu, Habertürk'e verdiği röportajda bir hayli zor bir işe neden girdikleriyle ilgili açıklamalarda bulundu; "Yük değil, vatan borcu"
Doğal olarak her yapımcı; haz duymak ve para kazanarak şirketini idame ettirmek için yapımlarının çok kişi tarafından izlenmesini ister.
Ancak özellikle sinema filmleri adına bazı yapımlar vardır ki yapımcılar, ortaya çıkan ürünle özel bir gurur duymak, meslekte özel bir iz bırakmak isterler.
Mesleği için özel bir görev olarak görür.
Bunların hazzıyla üretilen yapımlar, yapımcıların kariyer yapımıdır.
O yapımlardan biri, yapım şirketinin Lanistar olduğu 'Atatürk' serisi.
'Atatürk I 1881 - 1919'; 3 Kasım 2024'te; Atatürk II 1881 - 1919' ise 5 Ocak 2024'te gösterime girdi.
Serinin üçüncü filmi için ise çekim aşamasına gelindi.
Saner Ayar ile birlikte Lanistar'ın kurucu ortağı olan yapımcı Hakan Karamahmutoğlu, 'Atatürk' serisinin üçüncüsünün çekimlerine başlanmak üzere olduğunu belirterek Habertürk'ün sorularını cevapladı.
• Bu kadar çok sevilen ve Türkiye dışında da pek çok siyasetçinin saygıyla söz ettiği Atatürk’ü anlatmanın ne kadar gurur verici olduğunu tahmin etmek zor değil. Ne var ki gurur verici olduğu kadar zor. Ayrıca ağır bir sorumluluk da söz konusu. Bu konuda neler hissediyorsunuz?
Biz bir milletin babası olmuş, yalnızca dönemine değil, kendisinden sonraki dönemlere, nesillere, hatta dünyaya ilham olabilmiş bir kahramanı anlatmak istedik. Biz bir Atatürk filmi yaptık. Biz bir drama çektik. Herkesin zihninde başka bir Atatürk imgesi olduğunu biliyorduk. 7’den 77’ye, ülkemizdeki herkesin hakkında fikir sahibi olduğu ve belli bir biçimde görmek istediği Atatürk’ü bu kez başka bir dille, kendi dilimizce tarif etmeye soyunduk. O büyük kahramandı. Ve bir insandı… Peki bir insan, bir yetim kahramana nasıl dönüşür… Hangi özellikleri onu bir lider hâline getirir? Biz, onun daha çocukluğundan itibaren yüreğinde bir ateş taşıdığına inandık. Ve bu ateşi büyüterek, nasıl bir millete yayabildiğini anlamak ve anlatmak için bu filmi çektik. Mustafa olarak doğdu, Mustafa Kemal olarak yetişti, Gazi oldu ve bir milletin Ata’sı, hepimizin Atatürk’ü oldu… Ama o ateş hep vardı. Film; biraz da Mustafa’yı kahraman, Atatürk yapan o ateşin izini sürmekte. O nedenle bu bir belgesel değil. Tarih tezlerine dayanan bir film de değil. Öte yandan, gişe rakamlarının bizim için bir öncelik olmadığını vurgulamak isterim. Başarımızı, gelecek nesillere yıllarca izlenecek zamansız bir eser bırakmakla ölçüyoruz. İçinde bulunduğumuz coğrafyanın en pahalı projesine imza attık, bu bir yük değil; vatana olan borcumuzdur. Filmin çekimlerine başlarken elbette bazı şüphelerimiz ve endişelerimiz vardı, insanların eleştirilerine maruz kalacağımızı biliyorduk. Ancak bu yola çıkmaktan memnunuz ve projeye olan inancımız devam ediyor. Bu inançla, 'Atatürk 3' filmi için ise çalışmalarımıza başlıyoruz; ilk adım olarak yönetmenimize teklifte bulunduk. Yönetmen seçimi, filmin vizyonumuzu en iyi şekilde yansıtması açısından büyük bir öneme sahip olduğu için bu adımı titizlikle attık.
• Daha önce Aras Bulut İynemli ile çok izlenen, Türkiye'nin Oscar adayı '7. Koğuştaki Mucize'de çalışmıştınız. Hemen ardından da 'Atatürk' serisi için anlaştınız. 'Atatürk' rolü oldukça ağır bir rol. Doğru ismin Aras Bulut İynemli olduğuna nasıl karar verdiniz?
Aras’ın aktör olarak kabiliyeti tartışılmaz... Atatürk’ü anlaması, sevmesi, saygı duyması bir yana, çalışkan, anlama becerisi yüksek, duyarlı ve zeki bir arkadaşımız Aras. Atatürk için ise canlandırdığı yaş aralığında. Bu rolü yapabileceğine karar vermek zor olmadı. Başta Aras olmak üzere tüm oyuncu kadromuzu Atatürk’ün sorumluluğunu taşıyabilecek olmalarını göz önüne alarak bir araya getirdik. Sağ olsunlar, çok emek vererek çalıştılar…
• 'Atatürk' serisinin ilk iki filminden şimdiye kadar nasıl geri dönüşler aldınız?
Filmi izleyen herkesten olumlu tepkiler aldık, almaya da devam ediyoruz. Pek çok sahnede hüngür hüngür ağlayanlar, filmden gözleri yaşlı çıkanlar, ortak duygularda buluşanlar oldu. Bizlerin, bu vatanın ne büyük zorluklarla kazanıldığını ve bağımsızlığına kavuşturulduğunu tekrar hatırlamaya, bizi biz yapan değerlerimizi, tarihimizi, insanımızı anlamaya her zaman ihtiyacımız var. Yorgun, bitkin, fakir bir ülkede, vatanın bağımsızlığı için çocuk denilecek yaştakilerin dahi cepheye koşması bizim milletimizin ne kadar yüce gönüllü olduğunun ve hiçbir millete benzemediğinin göstergesi… Bir ve ikinci filmden çıkanlardan aldığımız geri dönüşler de hep buna işaret ediyor. Örneğin çevrem ve dostlarım, 'Atatürk'ü çocuklarıyla birlikte izledi. Filmleri izledikten sonra bana özel olarak teşekkür ettiler. Çocuklar, okullarda öğrenemedikleri Atatürk'ün bilinmeyen yönlerini bu film sayesinde keşfetme ve tanıma fırsatı buldular. Ebeveynler ise, Atatürk’ün farklı insani yanını tanımanın yanı sıra, yetim bir çocuğun başarı hikayesini izleme imkânı elde ettiler. Bir kez daha anladık ki Atatürk, ortak değerimiz ve sahipsiz değil.
• Filmde; 1919'a kadar olan süreci ele aldınız. Peki, 1919 sonrası da gelecek mi? Bir üçüncü film ya da fazlasını düşünüyor musunuz? Neticede 6 bölümlük bir dizi olarak planlanmıştı.
İlk filmimiz Çanakkale destanının hemen eşiğinde sona eriyordu. 'Atatürk'ün ikinci filmi ise dünya tarihinin bu büyük ve onurlu destanını ve Samsun’a çıkışa kadar yaşanan millî mücadeleyi anlatıyor. I. Dünya Savaşı’nda savaşı kaybetmeyen tek Osmanlı subayını; Atatürk’ümüzü beyazperdeye aktarıyor. İzleyicimize karşı sorumluluğumuz var. İzleyiciler; “3'üncüsünde görüşmek üzere Aras” dedi... Biz de üzerimizde düşeni bundan sonraki dönemde yapacağız. Malumunuz, filmimizi 6 bölümlük bir dizi olarak çekmiştik ve yaşadıklarımızı tekrar anlatmaya gerek yok… Şimdi, 10 Kasım'da dizi olarak dijital platformda, izleyicilerin beklentisini karşılayacak şekilde yeniden ekranlara geliyor. Bu dijital platform sayesinde daha geniş bir izleyici kitlesine ulaşacağımızı biliyoruz ve sanki ilk defa yayınlanıyormuş gibi heyecanlıyız. Bu süreçle ilgili biraz daha bilgi vermemiz gerekirse, 'Atatürk III'ün çalışmalarına hızlı bir şekilde devam ediyoruz. En yakın tarihte süreçle ilgili sinema severleri bilgilendireceğiz. Çok güzel sürprizler sinema severleri bekliyor. Bu hikâyede sahiplenmiş olduğumuz sorumluluğu sürdürmeye kararlıyız, üstümüze düşen görevi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz.
• Her iki film de çok güzel övgüler aldı ama bunun yanında işin fazla duygusal tarafına kaçıldığına dair eleştiriler de vardı. Özellikle ilk filme yönelik... Aslında en baştan beri düşünülen bu muydu? Askeri dehası yanında duyguların da öne çıkarılması…
Atatürk de bir insandı. Zaafları ve üstün yetenekleriyle bir insan ve kahraman olan Atatürk’ün içinde yanan ateşi anlamaya çalıştığımız iki filmden söz ediyoruz. Oyuncularından yapımcısına, set çalışanlarından kostüm tasarımcısına kadar elimizden gelenin üstüne çıktığımız bir yapım. Atatürk filmi yapmak her aşamasında bir cesaret işiydi. Uluslararası standartların üstünde kaliteli bir sinema filmi çekmek de büyük bir cesaret işiydi. Oyuncularımız için de cesaret gerektiren bir karardı. Biz bu işe cesaret ettik. Ve göğüslemeye çalıştık. Onun bir iddiası vardı. Bizim de bir iddiamız olmalıydı. Atatürk’ü kendi gözümüzden anlatırken hem tüm potansiyelimizi hem de tüm olanaklarımızı seferber ettik. Uluslararası standartlarda teknik ve yapım özelliklerine sahip bir film ortaya çıkardık. İkinci filmimizde ise tüm bunların yanı sıra bir de tabii isimli, isimsiz kahramanlarıyla memleketi kayıp gitmekten kurtaran yüce gönüllü vatanseverlerin Atatürk liderliğinde kurtuluşa doğru Millî Mücadele'de savaşması ağırlık kazanıyor.
• İlk iki filmi sinemalarda yaklaşık 2 milyon kişi izledi. Öncelikle bu sizin için tatmin edici bir rakam mıydı? Üçüncü film için beklentiniz nedir?
Millî Mücadele’de Atatürk’ü vatansever halk yalnız bırakmadı, bugün izleyici de yalnız bırakmıyor. Atatürk’e sahip çıkmak hepimizin vazifesi… İkinci filmimiz de en başta çocuklarımıza, gençlerimize bu duyguyu verebilirsek ne mutlu bize… Ayrıca daha önce de belirttiğim gibi, gişe rakamlarına önem vermedik biz bu süreçte. İnsanların bilet fiyatları nedeniyle sinemaya gidemediği günümüzde, bu kadar yüksek bütçeli bir filmi hayata geçirirken farklı ve yüksek inançlarımız vardı. Atatürk filmini hayata geçirmekten mutluyuz.
• 'Atatürk' serisi için bir destek aldınız mı?
Filmimizi; kendi imkânlarımızla, hiçbir kurum ya da kuruluştan destek almadan hayata geçirdik.
• 'Atatürk', Prime Video'da dizi olarak gösterilecek. Detayları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Prime Video, geçtiğimiz yıl sinemalarda gösterime giren 'Atatürk 1881 - 1919' filmlerini ve altı bölümlük dizisini yayınlayacağını duyurdu. Prime Video, 'Atatürk 1881 - 1919' ilk filmini 9 Eylül, ikincisini ise Türkiye Cumhuriyeti'nin 101'inci yıl dönümü etkinlikleri kapsamında 29 Ekim tarihinde yayınlamaya başladı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anma günü olan 10 Kasım'dan itibaren, filmlerin 6 bölümlük dizi versiyonu yayınlanmamış sahneleriyle yalnızca Prime Video Türkiye'de izlenebilecek. Üç yıllık titiz bir çalışmayla altı bölümlük dizi olarak çekilen 'Atatürk 1881 - 1919', Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına özel olarak iki bölümlük bir film olarak sinemalarda izleyiciye sunuldu. Prime Video ve Lanistar Media tarafından gerçekleştirilen anlaşma ile Prime üyeleri, filmlerin yanı sıra dizi formatını da izleme şansına sahip olacak.
• 'Atatürk' serisi için hangi duygulardan ilham aldınız?
Bu sürecin fikir aşamasından, 3'üncü filme taşıyan başarısına kadar ortak bir yaklaşımımız vardı: “Atatürk sahipsiz değil.” Atatürk’e sahip çıkmak ne demek? Sözde değil, özde sahip çıkmak demek… Propaganda, slogan, kısaca sadece kelam değil, okumak, donanmak, anlamaya çalışmak, kafa yormak, üretmek demek… Bu vatanın ne büyük zorluklarla kazanıldığını anlamak demek… Bağımsızlığın aslanın ağzından hatta midesinden nasıl alındığını kavramak demek… Bizi biz yapan değerleri okumak, özümsemek demek… Milli varlığımızın kıymetini bilmek demek… Gözünü bile kırpmadan ölmeye gitmek demek… Milletimizin ne kadar yüce gönüllü olduğunu görmek demek… İnsanımızı anlamak demek… Milletimizin hiçbir millete benzemediğini görmek demek…