Avrupa Şampiyonası tarihinin 5 unutulmaz olayı!
Dünya Kupası'nın ardından futboldaki en büyük ikinci organizasyon olarak kabul edilen Avrupa Futbol Şampiyonası için geri sayım sürerken, 64 yıllık mazisi bulunan dev turnuva, tarihe geçecek hikayelere ve anlara ev sahipliği yaptı. Geride kalan 16 şampiyonada büyük sürprizler yaşandı, inanılmaz performanslar sergilendi, mucize şampiyonlar kupayı kaldırdı. İşte Avrupa Şampiyonası tarihinin en unutulmaz 5 olayı...
Futbolseverler, Avrupa Futbol Şampiyonası tarihi boyunca muhteşem anlara tanıklık ettiler. Atılan goller, sürpriz şampiyonlar, çarpıcı performanslar... İstatistiksel verilerden de faydalanarak Avrupa şampiyonası tarihine geçen 5 olayı sizler için derledik.
1- İSPANYA HEGEMONYASI - 2012
Birçoklarına göre futbol tarihinin en baskın jenerasyonlarından biri 2012 yılında Avrupa Şampiyonası'nı kazanan İspanya Milli Takımı'dır. İspanyollar son dünya ve Avrupa şampiyonu apoletiyle katıldığı EURO 2012'de bir kez daha mutlu sona ulaşarak, üst üste 3 büyük turnuva kazanan ilk ve tek takım oldu.
1 Temmuz 2012'de Ukrayna'nın başkenti Kiev'de oynanan finalde şampiyonluğa uzanan Boğalar, Fransa Futbol Federasyonu Genel Sekreteri ve ilk UEFA Genel Sekreteri Henri Delaunay tarafından ortaya atılan ancak onun ölümünden sonra hayata geçirilen Avrupa Futbol Şampiyonası'nı üst üste 2 kez kazanan ilk ve tek takım ünvanını da eline geçirdi.
Bu dönemde art arda tam 29 maçta yenilgi yüzü görmeyen İspanyollar, EURO 2012'de de zafere uzanarak adeta dünya futbolunda kendi hegemonyasını kurdu. İspanya'nın bu tarihi başarısı istatistiklerle de ispatlandı. Sofascore'un verilerine göre; 7,35'lik genel rating puanına ulaşan İspanya, Avrupa Şampiyonası tarihinin en yüksek puan alan takımı oldu. Xavi ise 7,98'le en yüksek puanlı oyuncu oldu. İspanya'nın en fazla topa sahip olan (ortalama %65,8), en fazla isabetli pas atan (maç başına ortalama 638,8), en fazla isabetli şut çeken (maç başına ortalama 7,0), en fazla gol atan ve en az gol yiyen takım olduğu da rakamlarla resmen ortaya çıktı.
2- YUNANİSTAN'IN PERİ MASALI - 2004
İspanya favori çıktığı EURO 2012'de sürprize izin vermeden zafere uzanırken, EURO 2004'te ise tarihin en büyük sürprizlerinden biri yaşanmıştı... Portekiz'de düzenlenen turnuva öncesi açıklanan favoriler listesinde sondan ikinci sırada yer alan Yunanistan, adeta bir peri masalı yazdı. İspanya, Portekiz ve Rusya'nın yer aldığı 'ölüm' grubuna düşen Komşu'nun 1 puan bile alması başarı sayılacakken, daha ilk maçta tüm dünyayı şaşırtmayı başardılar. Turnuvanın açılış maçında, daha sonra finalde de devireceği ev sahibi Portekiz'i 2-1 yenen Yunanlar, mucizenin kıvılcımını yaktı.
Otto Rehhagel'in takımı sadece %33'lük bir topa sahip olma oranı yakaladı, sadece 259 pas yaptı (Portekiz'in 492 pasına karşılık), toplam 8 şut attı (Portekiz'in 22 şutuna karşılık) ama yine de kazanmayı bildi. Grupta daha sonra İspanya karşısında 1-1'lik önemli bir beraberlik elde ettiler ve grup aşamasının son maçında Rusya'ya mağlup olsalar da, averaj farkıyla gruptan çıktılar. Yunan takımını çeyrek finalde son şampiyon Fransa bekliyordu ve dünya başka bir şok daha yaşadı. Zidane, Henry, Trezeguet, Wiltord gibi güçlü isimlerin önderlik ettiği son şampiyon, Yunan defansını geçemedi. Charisteas 65. dakikada golü attı ve galip gelmesi beklenmeyen takım, bir başka büyük takımı daha devirdi. Maç yine rakibin üstünlüğüyle geçmişti: Topa sahip olma (%62-%38); toplam şut (14-5); pas (510-318) gibi istatistiklerin hepsi Fransa'nın lehineydi ancak yoluna devam eden taraf Yunanistan oldu. Yarı finaldeki rakip Çekya'ydı ve Traianos Dellas uzatmalarda attığı galibiyet golüyle Yunanistan'ın kahramanı oldu. Dellas maçı 8,0'lık rating puanıyla tamamladı.
Ardından açılış maçının tekrarı yaşandı. Yunanistan'ı finalde ev sahibi Portekiz bekliyordu, ama bu Yunan peri masalını onlar da durduramadılar. Maçı yine 1-0 kazanan Yunanistan, gelmiş geçmiş en şaşırtıcı şampiyonlardan biri oldu! Bu turnuvanın istatistiki verilerine bakıldığında, Yunanistan'ı herhangi bir segmentte zirveye yakın bulmak zordu. Sofascore'un verilerine göre; Yunanistan, puan ortalaması göz önüne alındığında en başarılı 11. takım oldu. Topa sahip olma ve isabetli paslarda 15., kaleyi bulan şutlarda 12., atılan gollerde 7. oldu. Ama muhtemelen Yunanistan'da kimse bunu umursamıyor... Çünkü tarih sadece şampiyonları yazar!
3- 'ALTIN ADAM' DAVID TREZEGUET - 2000
Tek bir hareket, tarihi değiştirebilir... Bunu Fransa'ya sorsak yeter. Çeyrek asırdır kupaya uzak kalan Fransızlar, EURO 2000'ye bu hasreti dindirmeyi hayal eden yetenekli bir jenerasyonla geldi. Soyunma odaları Zidane, Henry, Deschamps, Vieira, Djorkaeff, Thuram, Desailly gibi aklınıza gelebilecek birçok yıldızla doluydu. Fransa'nın işi kolay değildi. Grup aşamasında Hollanda, eleme aşamasında ise İspanya ve Portekiz karşılarına çıksa da adım adım İtalya'yla karşılaşacakları final maçına ulaştılar.
Finalde işler planlandığı gibi gitmedi. 90 dakika geçtiğinde İtalya öndeydi. Ancak son saniyelerde Sylvain Wiltord, Fransa'yı uzatmalara taşıyan beraberlik golünü attı ve uzatmalarda David Trezeguet, Avrupa Futbol Şampiyonası finalleri tarihinin en unutulmaz vole vuruşlarından birini yaptı. Altın gol sisteminin uygulandığı ilk turnuvada, şampiyonu da bu yeni uygulama belirledi. Trezeguet'nin altın golüyle Fransa, tarihinde ikinci kez Avrupa şampiyonu oldu. Maçı 7,9'luk bir rating puanıyla tamamlayan Didier Deschamps, bu maçta en yüksek puan alan oyuncu oldu. Zidane ile birlikte maçın temposunu belirlediler ve toplamda 122 isabetli pas atıp 35 ikili mücadeleyi kazandılar. Ancak tarihe geçen isim ise hiç şüphesiz kupayı getiren 'altın volenin' sahibi Trezeguet oldu...
4- PLAJDAN GELEN ŞAMPİYON: DANİMARKA! - 1992
Yunanistan'ın 2004'te kupayı kazanması ne kadar şaşırtıcı olsa da Danimarka'nın EURO 1992'de yaptıkları ise tam anlamıyla bir mucizeydi. Normal şartlarda şampiyonaya katılma hakkı elde edemeyen Vikingler, yaşanan savaş nedeniyle Yugoslavya'nın turnuvadan ihraç edilmesiyle kendilerini bir anda İsveç'te buldu... Açılış maçına 10 gün kala plajlarda tatil yapan Danimarkalı fubolcular, tarihe geçeceklerinden habersiz şampiyonanın düzenlendiği İsveç'e geldi.
Fransa, İngiltere ve turnuvaya ev sahipliği yapan İsveç'in bulunduğu grup aşaması son derece zorluydu. Ama bir galibiyet, bir beraberlik ve bir yenilgi alan Danimarka, grup aşamasını geçti. O zamanlar turnuvaya sadece 8 takım katılıyordu. Bu sebeple gruptan çıkarak direkt yarı finale yükselen Danimarka, son şampiyon Hollanda ile karşılaştı. 2-2 beraberlikle sona eren normal sürenin ardından Danimarka, penaltı atışlarıyla turu geçti. Bütün o muhteşem takımları ardında bırakan Danimarka'nın yenmesi gereken tek bir takım kalmıştı, o da Almanya'ydı. Almanya finalde Danimarka'ya büyük üstünlük kurdu. Topa sahip olma (%60-%40), toplam şut (18-8), tamamlanan pas (413-293) gibi tüm istatistikler, Almanların lehineydi. Ama en önemli istatistik, başka bir üstünlüğü işaret ediyordu: Danimarka 2, Almanya ise 0 gol atmıştı! Plajdan gelen ve turnuvaya yeteri kadar hazırlanamayan Danimarkalılar tüm bunlara rağmen kupayı kazanarak tarihe geçtiler.
7,86'lık bir ortalama rating puanı alan kaleci Peter Schmeichel, turnuvanın en yüksek puanlı futbolcusu oldu. Danimarka, 7,13'lük ortalamayla turnuvanın en yüksek puan alan ikinci takımı oldu. Danimarkalılar topa sahip olma ve isabetli pasta 5., şutlarda 7. ve başarılı driplinglerde 5. sırada yer aldılar. Vikingler böylece yıllarca hatırlanacak bir öyküye imza attılar.
5- VAN BASTEN'İN UNUTULMAZ GOLÜ - 1988
70'li yıllarda doğanlar için Avrupa Şampiyonası denince akla gelen ilk isimlerden biri kuşkusuz Marco van Basten olacaktır... Hollandalı efsanenin EURO 1988 finalindeki 'sihirli volesi' bugün hala hatırlanıyor. Sırtında Hollanda'nın 12 numaralı turuncu formasını taşıyan futbolcunun şairane vuruşunun üzerine muhtemelen hiç çıkılamayacak. Bunun Hollanda'nın ilk (ve şimdiye kadarki tek) Avrupa şampiyonluğu olması, bu golü daha da önemli kılıyor.
Bu turnuvanın tartışmasız en etkili futbolcusu olan Van Basten turnuvayı ortalama 7,92'lik bir rating puanıyla tamamladı. Attığı 5 golle turnuvanın gol kralı oldu ve istatistiklerine iki de asist ekledi. Grup aşamasında İngiltere'ye karşı alınan 3-1'lik galibiyetteki performansı, turnuvanın en yüksek puanlı bireysel performansı oldu. Hat-trick yapan Van Basten, maçı 9,6'lık bir rating puanıyla tamamladı. Hollanda, 7,25'lik ortalamayla turnuvanın en yüksek puan alan takımı oldu. Ayrıca topa sahip olma kategorisinde (%59,2), şutlarda (maç başına ortalama 18,8), isabetli uzun toplarda (maç başına ortalama 29,0) ve daha pek çok alanda listelerin zirvesine çıkarak bileklerinin hakkıyla Avrupa şampiyonu olduklarını gösterdiler! Ancak Marco van Basten'in dünya durdukça tarih kitaplarında yer bulacak, zaferi perçinleyen "olağanüstü" volesi olmasaydı her şey göründüğü kadar basit olmayacaktı.