Bakan Çavuşoğlu AB ve ABD ile 'yeni sayfanın' kodlarını anlattı!
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 2020 yıl sonu dış politika değerlendirme toplantısında AB ve ABD ile ilişkilerde açılması istenen yeni sayfanın kodlarını anlattı. Bülent Aydemir'in haberi...
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, her yıl geleneksel olarak düzenlediği toplantıda; Türkiye'nin dış politikasında yıl sonu değerlendirmesi yaparken; önümüzdeki yıla ilişkin amaç ve hedefleri de ortaya koydu. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen toplantıda Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Yeni yılda ABD ve Avrupa ile olan meselelerimizde yeni bir sayfa açmayı arzu ediyoruz" hedefinin detaylarını ve ana kodlarını da anlattı.
PANDEMİDEN SONRA NASIL BİR DÜNYA BİZİ BEKLİYOR?
Geride bıraktığımızda yılda önemli gelişmeleri ve sorun alanlarını; pandemi, ABD seçimi, Brexit, Asya Ticaret Anlaşması, Kasım Süleymani suikastı, İsrail'le normalleşme adımları, dünyada yükselen ırkçılık, aşı çalışmaları olarak sıralayan Bakan Çavuşoğlu, "Pandemiden sonra nasıl bir dünya bizi bekliyor? Bunun fikri çalışmasını yaptık. Atacağımız adımları belirledik" dedi. Geride bıraktığımız süreçte AB ile ilişkilerde iniş-çıkışlar olduğunu, Yunanistan'ın tutumu nedeniyle gergin bir yıl geçirildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Önümüzdeki yıl gerginlik yerine daha güzel diyaloglar kurmamız gereken bir dönem olacak. Biz Avrupa'nın da bir parçasıyız. Sayın Cumhurbaşkanımız son zamanlarda reform vurgusu yapıyor. Reform sürecine ivme kazandıracağız. Reform Eylem Grubu, ocak ayında ivme kazanacak. Fransa eğer samimi ise ilişkilerimizi normalleştirmeyi arzu ediyoruz. Avrupa ülkeleriyle, İngiltere de dahil savunma sanayi alanında görüşmelerimiz var, işbirliklerimiz olacak."
ABD ile ilişkilerin geçen yıl sorunların gölgesinde ilerlediğini vurgulayan Çavuşoğlu, "FETÖ, YPG/PKK, S-400'ler, CAATSA gibi başlıklar vardı. Yaptırımların ağır veya hafif olması önemli değil. Siyasi olarak da hukuki olarak yanlış bir karar. Egemenlik haklarımıza aykırı. ABD'den, yaptırım kararından sonra ortak çalışma grubu kuralım, bu meseleyi çözmeye çalışalım teklifi geldi. Evet dedik; uzmanlar seviyesinde görüşmeler başladı. Yaptırım kararının yanlış olduğunu Heiko Maas da vurguladı. Müttefikliğe sığmaz. Yeni dönemde biz diyaloga ve işbirliğine hazırız. Sorunların çözümü için adımlar atacağız" dedi.
Rusya'nın da dahil olduğu süreçte; Türkiye'nin izlediği denge politikasının yanlış yorumlandığını vurgulayan Çavuşoğlu, "Dengeli bir politika izliyoruz. Önümüzdeki süreçte komşularımızla ilişkilerimizi normalleştireceğiz. İsrail ile normalleşme adımları atılabilir ancak Filistin müdahalesine karşıyız" ifadelerini kullandı. Bakan Çavuşoğlu, sorulara şu yanıtları verdi:
DİYALOG VE DİPLOMASİ: 2021'de de önceliğimiz yine diyalog ve diplomasi olacak. Yumuşak gücümüzü kullanmaya devam edeceğiz. Yeri geldiği zaman da sert gücümüzü kullanmaktan çekinmeyiz. İkisini birlikte değerlendirirsek akıllı gücümüzü kullanacağız. Terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Pandeminin doğuracağı fırsatlar kapsamında ekonomi diplomasisini de sürdüreceğiz.
İSRAİL İLE NORMALLEŞME: İsrail ile ilişkilerin normal seyretmesi herkesin arzusudur. İlişkiler, İsrail'in saldırgan politikaları yüzünden bu halde. İsrail bugüne kadarki Filistin meselesinde olduğu gibi olumsuz adımları durdurursa, olumlu adımlar atmaya hazırsa sağlıklı bir ilişki kurulabilir. Gerekli adımları atarsa o zaman İsrail'e büyükelçi atama kararı alırız. Her şeyden önce iki ülke arasında diyalogu kurup sürdürebilecek mekanizmalar ve kurumların olması önemli.
ABD İLE S-400 ORTAK ÇALIŞMA GRUBU: Daha önce ABD'ye bir çalışma grubu kurulması yönünde teklifte bulunmuştuk. Meselelere ABD'nin farklı, bizim farklı yaklaşımlarımız var. ABD o zaman bu teklife olumlu yaklaşmamıştı. Pompeo ile görüşmemizde teklifimizin hala geçerli olduğunu söyledik. ABD'liler buna olumlu yaklaştılar. Görüşmeler var. Bir çalışma grubu kurulursa bunu ilan ederiz. Biden'ın seçilmesinden sonra daha önce çalıştığımız isimlerle çalışacağız. Biliyoruz, tanıyoruz. Onlar da bizi, Türkiye'yi tanıyorlar. Her sorun çözülecek dersek bu gerçekçi olmaz. Olumsuz açıklama yapanlar göreve gelince sorumluluk üstlenince bu açıklamaları yapmaktan vazgeçtiler. Biz, yeni dönemde sağlıklı ve öngörülebilir bir ilişki tesis etmek istiyoruz.
ABD VE AB İLE YENİ SAYFA NELERİ İÇERİYOR: Yeni bir sayfa diyalogla başlayabilir. Bazı konularda pazarlık yapabiliriz ama pazarlık yapamayacağımız konular da var. Doğu Akdeniz'de görüş ayrılıklarımız olsa da gerginlikler azalabilir. 6 aylık bir arama-tarama, sondaj süreci başlattık biliyorsunuz. Başka yerlerde de faaliyet yapabiliriz. Bazı konularda ağzımızla kuş tatsak da adım atmıyorlar. AB sürecinde yeni fasılların açılması çok kolay değil ancak göç konusu, vize serbestisi konusunda bazı adımlar atılabilir. Vize serbestisi olmalı. Terörle mücadelede bizim beklentilerimiz ve kararlılığımız ortada. Buralarda bazı adımlar atılırsa oluşacak olumlu atmosfer diğerlerinin önünü açabilir. AB ülkeleri NATO'dan bağımsız yeni bir güvenlik birimi oluşturmaya çalıştırıyor. Türkiye'den bağımsız böyle bir şey olabilir mi?
S-400'ler konusunda ABD'yi rahatsız edecek ne var? Onlar da kabul ediyorlar ama terörle mücadele, YPG/PKK konusu, FETÖ ile mücadele bizim için hayati derecede önemli. Reform başlığında ve diğer konularda zaten kararlılığımızı anlattık.
NAHÇİVAN KORİDORU: Bu koridorun açılması gerektiğini söyledik. Ermenistan da kabul etti. Bu koridor açıldığı zaman Ermenistan halkı da bundan çok kârlı çıkacak.
BAE'NİN HASMANE TUTUMU: Birleşik Arap Emirlikleri, kesinlikle dostane yaklaşmıyor. Her şeyi konuştuk ama BAE'nin bize yönelik olumsuz tutumu değişmedi. Onlara sorduk; bugüne kadar size olumsuz bir tutumumuz oldu mu? Tek söyledikleri; Mısır-İhvan... Sonuçta onların bize olumsuz tavrı devam ediyor. Biz uyarılarımızı yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Bu mesajlarımızı her düzeyde ilettik. Katar'ın Türkiye'deki yatırımları konusundaki eleştirileri anlamakta zorlanıyorum. Avrupa ülkeleri ya da ABD, İsrail yatırıma gelince, ortaklık olunca iyi oluyor da Katar gelince niye kötü oluyor? Vallahi aklım almıyor. Rahatsızlık ne? Sermayenin milliyeti, ırkı, rengi olmaz.
ÇİN AŞISI-DOĞU TÜRKİSTAN: Aşıyla Doğu Türkistan meselesinin hiçbir ilgisi yoktur. Hangi ülkenin aşısı piyasaya çıkıyorsa onu alacaksın. Biz aşı ticaretine ruhsat verirken bile Uygur Türkleri ile ilgili sıkıntımızı söylüyoruz. Bunu siyaseten söylemiyoruz; insani olarak söylüyoruz. Türkiye, Çin dahil birçok ülkeyle mutat olarak suçluların iadesi anlaşması imzalıyor. Bu anlaşmayı, "Türkiye, Uygur Türklerini Çin'e iade edecek" diye yorumlamak doğru değil. Bir kişi teröristse teröristtir. Biz, teröristle masum insanları ayırıyoruz. Terörist gerekçesiyle masum insanlara zulüm etmeyi kabul edemeyiz. Ayrıca bu anlaşmada otomatik olarak talebi reddetme maddesi de var. Irkı, kökeni, inancı nedeniyle baskı kuruluyorsa reddediliyor talep. Rutin olarak Çin'le de kaç sene önce imzalanan anlaşmayı, Uygur Türklerinin iadesi diye yorumlamak haksızlık olur.
SURİYE MESELESİ: Gerek ABD, gerekse Rusya'nın söz verdikleri bölgelerden PKK çıkarılmadı. Zaman zaman Barış Pınarı operasyon bölgesine saldırıyorlar. Böyle devam ederse gerekli gördüğümüz adımlar atılacak.
YENİ ABD YÖNETİMİYLE TEMAS: Henüz bir temasımız yok ama söylediğim gibi bildiğimiz kişiler. Yumuşak gücümüz ve sahada sert gücümüzü dengeli kullanmamız sayesinde Türkiye'nin bir oyun kurucu ve aktör olduğunu herkes gördü. Bu sahada yapılanları bizim de çok iyi anlatmamız lazım. Bölgede, Türkiye'den başka istikrarlı ve güvenilir etkili bir ülke var mı? Bir bakın... ABD'ye yönelik de bu tür temaslarımızı artıracağız. Sadece yönetime değil Kongreye yönelik de, sadece Washington'a değil eyaletlere yönelik de yapacağız bunu...
RUSYA'YA İKİ MESAJ: Lavrov'la son görüşmemizde iki mesajı net verdik; Hafter bu söylemi devam ettirirse, gemilerimizi de tehdit etmeye devam ederse, bilin ki bizim için meşru bir hedeftir. Aynı şeyi Suriye ve PKK/YPG için de söyledik. Sadece Fırat'ın doğusunda değil, Tel Rifat ve Münbiç'ten de bunları temizleme yükümlülüğümüz var. Bizim Libya Ulusal Hükümeti ile hiçbir problemimiz yok. Sık sık görüşüyoruz; her görüşmemizi de kamuoyuyla paylaşmıyoruz.
YENİ SİSTEMİN AVANTAJI: Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde tüm kurumlar arasında ilişkileri ve koordinasyonu güçlendirdik. Hiçbir zaman Dışişleri Bakanlığı'nın by-pass edilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Bizim dönemimizde de olmadı. Neyi düşünerek söylüyorlar, bilmiyorum. Fitne üretmek için yapıyorlar. Cumhurbaşkanımızın danışmanları olabilir. Cumhurbaşkanlığı Politika Kurullarının yürütme görevi yok. Bu kurulların, bize de olumlu katkısı olur. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Bakanlığımızın önemi her geçen gün daha artıyor. Diplomatlarımız da bütün dünyada en saygın diplomatlar arasındadır.
AİHM'İN DEMİRTAŞ KARARI: Selahattin Demirtaş ile ilgili AİHM'in verdiği karar, mahkemenin diğer kararlarıyla çelişiyor. Maalesef siyasi kararlar vermeye başladı AİHM. Bu karar, siyasi saiklerle verildiğini gösteriyor.
IRAK'LA İLİŞKİLER: Irak Başbakanı'nın Ankara ziyaretinde bir sonraki toplantının Irak'ta yapılmasında mutabık kaldık. Güvenlik konusunda nasıl işbirliği yapacağız? Bunu konuşuyoruz. PKK ile mücadele bizim için de Irak için de Kürt yönetimi için de hayati derecede önemli. Irak hükümetini, her zamankinden daha kararlı gördük bu konuda...