Ekim ayı enflasyonu yine beklentilerden yüksek çıktı ve yüzde 2.88 ile faiz indirimlerini dört gözle bekleyen iş dünyasının moralini bozdu. Merkez Bankası’nın yılın son çeyreği için aylık bazda beklediği enflasyon yüzde 1.5, İki katına yaklaşan gerçekleşmenin ana nedenlerinden biri gıda fiyatlarındaki hızlı artış.
➔Ekimde gıda fiyatları yüzde 4,33 arttı. Enflasyon sepeti içindeki ağırlığı dörtte bir düzeyinde olan gıdanın yüzde 2.88’lik aylık TÜFE’nin yüzde 36’sını oluşturuyor.
➔Gıda fiyatlarını kabartan da taze meyve sebze fiyatları oldu. Ekimde bu grubun fiyat artışı yüzde 19.2’ye yükseldi. Bizdeki bir aylık artış, dünya enflasyonunu dörde katlıyor.
➔Türkiye bu artışlarla birlikte gıda enflasyonu en yüksek ülkeler arasına giriyor. Enflasyonda ilk 10 iken gıda enflasyonunda ilk 5 içinde yer alıyoruz.
➔Gıda harcamaları tüketim sepeti içinde dörtte bir oranında yer alıyor ama gelir düzeyine göre çok büyük farklar bulunuyor. Gıda harcamalarının gelire oranı en zengin yüzde 20’lik grupta yüzde 17 iken en fakir yüzde 20’lik grupta yüzde 36’ya çıkıyor.
➔Yani fiyat artışları düşük gelir gruplarının gıdaya ulaşımını zorlaştırıyor ve kısıtlıyor.
TARPOL’UN KURULUŞU VE GIDA HAKKI
➔Her insanın doğal hakkı olan “gıda hakkı” yüksek fiyatlar deniyle ihlal ediliyor.
➔Ayrıca yüksek fiyatları gizlemek veya kar marjını korumak amacıyla gıdalar üzerinde tağşiş ve hileleri de yine gıda hakkı ihlaline eklemek gerekiyor.
➔Eski Tarım Bakanı Mehdi Eker’in öncülüğünde kurulan Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi (TARPOL) da “Gıda Hakkı” kavramı ile ortaya çıktı.
➔FAO Türkiye ile TARPOL’un Ankara’daki tarihi mekanında ortaklaşa düzenlenen lansman toplantısının konusu “İklim değişikliğinin etkisinde gıda hakkının geleceği” ele alındı.
➔FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, kuruluşun ülkemizde 30 milyon dolarlık 30 projeyi yürütmekte olduğunu belirtti. Çiftçilerin tarım sektörünün en kırılgan kesimini oluşturduğunu kaydeden Selışık dünyadaki 500 milyon küçük çiftçinin tarımın sigortası olduğunu vurguladı.
➔2030 yılına kadar sıfır açlığın hedeflendiğini ancak halen dünyada 733 milyon açlık çeken insan bulunduğunu ve sayının pek düşmediğine işaret eden Ayşegül Selışık’ “Açlığı sıfırlamak için önümüzde sadece 5 hasat yılı kaldı” dedi.
EKER:TARIM DİPLOMASİSİNİ HAREKETE GEÇİRELİM
➔2005-2015 yılları arasında Tarım Bakanı olan Mehdi Eker TARPOL’un kuruluş amacını yapacaklarını anlatırken özetle şunları söyledi:
➔ “İhtiyaçlarımıza yetecek kadar üretim var ama ihtiraslarımızın hepsini karşılayacak kadar yok. Bir yanda açlık diğer yanda obezite ve buna bağlı sağlık sorunları yaşanıyor. 1.3 milyar ton gıdayı israf ediyoruz. Gıda sorunu yakıcı bir hal aldı.
➔Buna karşılık toprak, hava ve su kirleniyor. Yeryüzünde üretim zonları kayıyor. Ilıman iklim kuşağındaki Anadolu’da 12 bin yıldan beri kesintisiz biçimde tarım yapılıyor. Buğday, baklagiller bu havzadan yayılmış. Koyun bu topraklarda evcilleştirilmiştir.
➔4 binin üzerinde endemik bitki varlığı Türkiye için birer hazine değerindedir. Bu bölgeye hastır. Dünyaya gitmişse bu bölgeden gitmiştir. Mutfağımızın zengin olması da bundandır.
➔Türkiye’nin yüksek bir agro stratejik, bir tarımsal değeri vardır. Burası bir medeniyet havzasıdır. Şimdi bizim bu değeri yükseltmemiz lazımdır.
➔Çünkü dünya ve özellikle Akdeniz Havzası küresel ısınma riski altındadır. Ciddi bir tehlike ve riske doğru gidiyoruz.
➔Modern dünyada insanların dolabında, deposunda erzak ya da cebinde parası varsa gıda sorunu diye bir şey yoktur. Ama yeterli yiyecek olmadığında işte o zaman acı ve gözyaşı vardır.
➔Bu ne tek boyutlu ne tek katmanlı sorundur. Bilgi ve hikmetle yaklaşılması gereken bir olgudur.
➔Bilgisi, tecrübesi ve zenginliği ile Türkiye sorunun önderliğini yapacak beceriye sahiptir. Yeni kurulan TARPOL bunu yapmaya hazırdır.
➔Bu yolda bize artık yeni kavramlar lazımdır. Bu konuda hükümetleri harekete geçirebilmek gıda ve tarım diplomasisini etkin bir şekilde kullanmaya bağlıdır.”
‘SAĞLIKLI GELECEK, OBEZİTE VE HAREKETSİZLİĞİ YENMEDE’
➔Panel bölümünde konuşan Sağlık eski bakanı Recep Akdağ beslenme ve hareketsizliğin sağlık üzerindeki etkisine değinirken “Obezite ve hareketsizlik geleceğimiz için çok ağır bir tehdit. Eğer bu sorunları yenemezsek sağlıkta geleceğimiz yoktur” dedi. Recep Akdağ şunları söyledi:
➔ “Türkiye nüfusunu üçe ayırırsak her üç kişiden biri obezdir, yine her üç kişiden biri fazla kiloludur, üçte bir nüfus da normal kiloludur.
➔Gelişmekte olan ülkelerde bir yandan açlık bir yandan obezite vardır. Açlık çekilmesi ve yeterli beslenememenin bazı sağlık sorunlarına yol açtığı biliniyor. Obezite de 30’a yakın hastalığa yol açıyor.
➔Obezitenin kaynaklarından biri fazla veya dengesiz beslenme ise diğeri de hareketsizliktir. Bu konuda bir zihniyet değişikliği gereklidir.
➔Obezite ve hareketsizlik sorununu çözemeyen Türkiye’nin sağlıklı bir geleceği yoktur.
➔Gıdalarda artık reklamlardan başlayarak etiketleme, vergileme araçları etkin bir şekilde devreye sokulmalı. Gıdalar sağlık açısından kırmızıdan renkten başlayarak etiketlenmeli. Bu konu aynı zamanda eğitim alanına da girmeli.”